ESNAFLARIN HALİNDEN ANLAMAK, SORUN ÜRETMEK DEĞİL ÇÖZÜM ÜRETMEK LAZIM

Hoca Nasreddin, bir gün damdan düşmüş, yerde yatıyormuş. Etrafına insanlar toplanmış, "hekim çağıralım, ambulans çağıralım" diye aralarında konuşuyorlarmış. Nasreddin Hoca yattığı yerden seslenmiş: “Çabuk bana daha önce damdan düşmüş birini çağırın.”
“Halden anlamak” deyimini çok severim. Haliyle, halden anlayan insanları da! Bu yazı biraz halden anlamak ile alakalı bir yazı olacak.
2020 yılı Mart ayından bu yana tüm dünya ile birlikte ülkemiz de olağan dışı bir hâlde yönetilmeye çalışılıyor. Bu vaziyetten herkes gereği kadar nasibini aldı. Binlerce insanımızı bu pandemi sırasında kaybettik. Sağlık çalışanlarımızdan şehitler verdik. Lafın kısası gerçekten olağanüstü bir durumdayız.
Ekonomik altyapısı kuvvetli olan ülkeler bile bu pandemi sırasında sarsıldı. Vatandaşını mağdur etmek istemeyen ülkeler, resmen halkına önemli imtiyazlar sundu. Türkiye de bu ülkeler arasına girebilmek için uğraş verdi ama ekonomik altyapısı kötü hatta çok kötü olduğu için patlak verdi.
Türkiye genelinde 2020'de 99 bin 588 esnaf kepenk kapattı. Öte yandan da 40 bin 735 şirket kapandı. Bu rakamlar resmi verilere dayandırılmaktadır.
Dile kolay, yaklaşık 100 bin esnaf resmen dükkanını kapatıp işsizler ordusuna dahil olmuş. İşyerini kapatmayıp hala direnen yüz binlerce hatta milyonlarca esnafımız var. Acaba hangi tuzu kuru kişi bu esnafların halinden anlar? Yaklaşık 30 bin TL maaş alan milletvekilleri bu içler acısı durumu anlar mı? Geçenlerde telefonla konuştuğum bir AK Partili milletvekili "Ekonomik olarak benim bile gücüm yok" demişti. 30 bine yakın aylık maaş alan bir vekil bunu söyler ise 2 bin 800 TL maaş alan asgari ücretli ne yapacak?
Yazımın başlığında da belirttiğim gibi sorun üreten değil çözüm üreten olmak lazım. Bu nedenle bizi yöneten idarecilerimize bazı öneriler sunuluyor. Sevgili idarecilerimiz de bunları aklıselim ile inceleyip mantıklı kararlar almalı. "Ben böyle dedim, böyle olacak" mantığı her zaman yanlıştır ve kazananı olmaz.
Kütahya'daki esnaf temsilcilerinin de bazı önerileri yetkili makamlara ilettiğini duydum. Ancak bunlarla ilgili en ufak bir bilgimiz olmadı. Esnaf Odaları Birliği bu ve bunun gibi konularda çok cılız ses çıkartıyor. Bu nedenle de çözümün bir parçası olamıyor. Olsa da yukarıda da bahsettiğim gibi cılız kalıyor.
Türkiye gerçekten zor durumda, ancak Kütahya resmen iflasın eşiğinde. 40-50 yıllık esnaf dükkanları kapanmış, dükkanların camları kiralık yazıları ile dolu. Kütahya gibi küçük ekonomili illerde pandemi daha da sert etki yaptı. Bazı esnaflar canlarını dahi bu nedenle kıydı. Tekrar diyorum; gelin hep birlikte çözümün parçası olalım. Sorun çıkartan ayrık otlarını da kökünden söküp atalım...
Sevgiyle kalın...