Ayyıldız… Türk Bayrağımızdaki Ay-Yıldız Orta Asya’dan gelen “Türklüğü”, kırmızı zemin “Vatanımızı”; hilal “İslamiyeti”, yıldız “Türklüğü” temsil etmekte… “Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet. Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin İstiklal!”, “Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen aI sancak. Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak. O benimdir, o benim milletimindir ancak.” (Mehmet Akif Ersoy)… Her bir Türk gencimiz bayrağımızın değerini bilmek ve üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmek durumunda… “Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın. Fâtih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!”, “Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü. Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü. Işık ışık, dalga dalga bayrağım! Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.”, “Konaksız, saraysız; evsiz, yuvasız, köysüz kalabilirim. Sevdiklerim gidebilir. Sevenlerim ihanet edebilir. Her şeysiz kalabilirim; her şeysiz olabilirim. Bayraksız olamam!” (Arif Nihat Asya)… Millî harcımızdır bayrağımız… Her birimizin tek tek başı düşmeden yere, bayrak düşmez; vatan bölünmez… Bayrağımız kutsal sevginin gökyüzünde dalgalanışıdır… Vatan, bayrağımızın dalgalandığı her yerdir… Biliriz ki “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak, şayet uğrunda ölen varsa vatandır.” (Mithat CemaI Kuntay)… Bayrağımızdaki hilal Kızılay (Hilal-i Ahmer[1]) ve Yeşilay (Hilal-i Ahdar[2]) için de ilham kaynağı olmuş… Ay’ın ilk evresinden sonra Güneş’in doğusuna düşmesi ve C şekline benzemesidir, hilal… Edebiyatta sevgilinin kaşlarını sembolize etmek için de kullanılır, hilal… “Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!” (Mehmet Akif Ersoy)…
Kızılay (Hilal-i Ahmer) [3], tüzel kişiliğe sahip, özel hukuk hükümlerine tâbi, kâr amacı gütmeyen, yardım ve hizmetleri karşılıksız yapan, kamu yararına çalışan gönüllü sosyal hizmet kuruluşudur; Kızılay’ın Genel Müdürlük teşkilatı dışında kalan bütün kademelerindeki görevler fahridir… Kızılay’ın misyonu: Proaktif bir kurum olarak afetlerde ve olağan dönemde ihtiyaç sahipleri ve korunmasızlara yönelik yardım sağlamak, toplumda yardımlaşmayı geliştirmek, güvenli kan teminini gerçekleştirmek ve zarar görebilirliği azaltmak… Kızılay’ın vizyonu: Türkiye’de ve dünyada, insanî yardım hizmetinde model alınan, insanların en zor anlarında yanındaki kuruluş olmak… 11 Haziran 1868 tarihinde 66 azadan oluşan Mecruhin ve Marday-ı Askeriye İmdat ve Muavenet Cemiyeti (Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti) adıyla Dr. Marko Paşa, Dr. Abdullah Bey, Kırımlı Aziz Bey ve Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa’nın girişimleriyle Sultan Abdülaziz Han zamanında kurulan Kızılay, 1877’de “Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti”, 1923’de “Türkiye Hilal-i Ahmer Cemiyeti”, 1935’te “Türkiye Kızılay Cemiyeti” ve 1947’de “Türkiye Kızılay Derneği” adını almış… Kızılay’ın alameti, beyaz zemin üzerinde karşıdan bakarken sola doğru açık kırmızı “hilal”dir. Yalnız Kızılay bayrağında “hilal”in açık yüzü bayrak direğinin tersine doğrudur. Kızılay alameti, Devletler Hukuku’nun ilgi hükümleri gereğince, savaş zamanında silahlı kuvvetlerin sağlık servisleri ile o hükümlerin belirlediği kişi ve kuruluşlar için “koruyucu ve belirtici işaret” olarak kabul edilmiştir. Bunlar dışında kalan hiçbir kişi, kurul ve kurum, savaşta tarafsızlık ve dokunulmazlık timsali olan bu işareti kullanamaz. Kızılay, her yerde hiçbir ayrım gözetmeksizin insanın acısını önlemeye veya hafifletmeye çalışmakta; insanın hayatını ve sağlığını korumakta; insana saygı gösterilmesini sağlamak için insanlar arasındaki karşılıklı anlayışı, dostluğu saygıyı, işbirliğini ve sürekli barışı getirmeye çalışmakta… Kızılay yurdumuzda ortaya çıkan doğal afetlerde felaketzedelerin bakımını barınağını ve beslenmelerini sağlamakta; uluslararası yardım faaliyetlerine katılmakta; hemşirelik eğitimi, ilkyardım ve kanla ilgili hizmetler alanında öncülük yapmakta; korunmaya muhtaç vatandaşlarımıza gereken sosyal yardım ve hizmetleri sunmakta… Kızılay kara gün dostumuz… Kızılay ocağı şefkat ve ana kucağı…
Yeşilay (Hilal-i Ahdar)[4], tüzel kişiliğe sahip, özel hukuk hükümlerine tâbi, kâr amacı gütmeyen, yardım ve hizmetleri karşılıksız yapan, kamu yararına çalışan gönüllü sosyal hizmet kuruluşudur. Birinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında işgal güçlerinin toplumumuzda alkol ve uyuşturucu maddeleri yaygınlaştırmasını ve işgale karşı mücadele ruhunun yıkılmasını önlemek amacıyla dönemin Şeyhülislam’ı İbrahim Haydarizade’nin himayesinde, Dr. Mazhar Osman Uzman ve arkadaşları tarafından Sultan Vahdeddin’in izniyle 5 Mart 1920’de İstanbul’da kurulmuş… “Hilal-i Ahdar” ismi daha sonra “Yeşil Hilal” ve “Yeşilay” olarak değiştirilmiş; 1934 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla Yeşilay’a “Kamu Yararına Çalışan Dernek Statüsü” verilmiş… Kuruluşundan günümüze bağımlılık türleri arttıkça Yeşilay’ın da tüzüğünde çalışma alanları çeşitlenmiş, alkolden sonra sigara, uyuşturucu madde, kumar ve yakın tarihte teknoloji bağımlılığı Yeşilay’ın mücadele alanına dâhil olmuş… Yeşilay Haftasında (1-7 Mart), Deprem Haftasında (1-7 Mart), Girişimcilik Haftasında (1-7 Mart) ve Dünya Kadınlar Gününde (8 Mart) ülkemizde bağımlılıklarla mücadelenin önemini hatırlayalım; sağlıklı, huzurlu, uzun ve hayırlı bir hayat için madde ve alkol bağımlılıklarına, tütüne ve her türlü kötü alışkanlıklara[5]hâyır diyelim; başarabilmek için girişimci olmamızın gereğini bilelim; çocuğa-kadına-insana yapılan şiddete tepki gösterelim; insanlık yararına çalışalım… Söylenen sözlere kulak verelim: Yeşilay içene değil, içilen zehirlere karşıdır… Alkol, madde bağımlılığı insanı sefalete, rezalete hatta cinayete sürükler… Alkolün girdiği yerden akıl, ahlâk ve utanma kaçar…
Duyduğumuz acıda, ağrıda, şaşırmada, ürkmede veya sevinçte ay dediğimizde, bizim yanımızda olduğunu bildiğimiz ay var… Bu, Kızılay, Yeşilay ve Bayrağımızdaki ay… Yılın her ayında hep yanımızda… Dünyamızın uydusu olan gök cismi ay (kamer, mah, meh) ak-kızıl-yeşil renge büründüğünde, yıldız ile buluştuğunda, kadim medeniyetimizde bizi “Kızılelma”mıza kavuşturacak ve Ayyıldız millî mührümüz olacak… Kızılay, Yeşilay ve Ayyıldız… Selam, sevgi ve saygılarımla.
[1] ahmer: (Ar. ḥumret – kırmızılık) Kırmızı, kızıl, et rengi.
[2] ahdar: (Ar. ḫaḍr – ḫuḍret – yeşermek) Yeşil, yemyeşil.
[3]https://www.kizilay.org.tr/
[4]https://www.yesilay.org.tr/tr/
[5] http://dumlupinargazetesi.com/yazar/zafernefer/konu/uyusturucu-illeti
http://dumlupinargazetesi.com/yazar/zafernefer/konu/tutune-ve-her-turlu-kotu-aliskanliklara-hayir
Zafer NEFER, 27.11.2021 21.26, Aydın
Yorum yazarak Dumlupınar Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Dumlupınar Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Dumlupınar Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Dumlupınar Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Dumlupınar Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Dumlupınar Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Dumlupınar Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Dumlupınar Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.