Çinlilerinde söylediği gibi bir resim on bin sözcüğe bedelse, sizce bir insan söylediklerini ya da eyleme çevirdiği davranışları nasıl dile getirir ? Vücudumuz zaman zaman bize kendini ifade etmek ister.
Mide hastalıkları ve ülsere neden olan şeyler korku, üzüntü, öfke, aşırı bencillik ve dünyanın gerçeklerine uyum sağlayamama durumu ile ifade eder. Üzüntü romatizmaya neden olur, üzüntü guatr ve şeker hastalığına neden olur. Romatizma ve eklem rahatsızlıkları neden olan üzüntü sizi tekerlekli sandalyeye bile mahkûm edebilir. Üzüntü, yüz ifadenizi donuklaştırır. Saçların beyazlamasına, hatta bazı durumlarda dökülmesine neden olur. Üzüntü sonucunda vücutta sivilceler, kızartılar, döküntüler görülebilir. O zaman insanın yüzüne baktığımız zaman alın kısmına ilişen çizgiler mi o kişiyi tarif eder. Gözlerinin içi gülen insanlar ile alın çizgileri belirgin olan insanlar arasındaki farkı görmek gerekir. Bazen görmek yetmez, insanların yüzüne bakarak yorumlar yaparız. Rengi solgun, kaşlar çatık gibi…
O zaman olaylar karşısındaki ilk izlenim bizim yüz ifademizden oluşur. yüzümüze ilişen çizgiler arasında anlam bulur. “ Zor bir durumla karşı karşıya kaldığımızda eğer yapabileceğim bir şey varsa yaparım. Yapabileceğim bir şey yoksa bunu unutmaya çalışırım. Gelecek için endişelenmeyin, çünkü hiç kimsenin gelecekte olan şeyleri şekillendirebileceğini sanmıyorum. Geleceğimizi etkileyen o kadar çok güç var ki! Kimse bu güçleri harekete geçiren şeyin ne olduğunu söyleyemez. O halde, neden üzülüp endişelenelim?
Amerika’da her yıl intihar edenlerin sayısı en ölümcül beş bulaşıcı hastalıktan ölenlerin sayısından daha fazla. Neden mi? cevap çok net; üzüntü!
“Önem vermememiz, hatta unutmamız gereken küçük şeyler için kendinizi üzmeyin.” Unutmayın;” Hayat küçük olmayacak kadar kısa.”
Thomas Edison da öldüğü zaman, geride hayatı boyunca karşılaştığı sorunlarla ilgili gerçeklerle dolu tam iki bin beş yüz defter bırakmış. Sorunları çözmek yerine olaylar karşısında iyi bir yorumcu olmak gerekir. Unutmayalım; Mutlu olmak için tek neden minnet görmek değildir. Bir şeyler vermiş olmanın zevki de insanı mutlu eder.