AhmedAbad -2

Ahmedabad’da ikinci günümüz ,notlarımda yer alan ilk hedefim, şehrin geçmişinin izlerinin yer aldığı 500 yaşındaki Bhadra Kalesine gitmek.Otel’den çıkıp yola koyuluyorum ,ortalama 1 km sonra kocaman bir pazarın içinde yer alan kale’ye ulaşıyorum.Bhadra Kalesi Ahmedabad’in kurucusu Sultan I. Ahmed Şah'ın yönetimi altında 1411 yılında yaptırılmış.

Yaklaşık 43 dönümlük bir alanı kaplayan ve 162 yapıdan oluşan kare şeklindeki Bhadra Kalesi'nin sekiz kapısı vardı. İkinci sur, Ahmed Şah'ın torunu Mahmud Begada tarafından daha sonra inşa edilmiş olup, çevresi 10 km olan ve 12 kapı, 189 burç ve 6.000'den fazla mazgaldan oluşan bir dış surla çevriliydi.

Babür döneminde Gujarat'ı yöneten yaklaşık 60 vali vardı; bunlar arasında geleceğin Babür imparatorları Jihangir ,Şah Cihan ve Alemgir de bunların içindeydi.

1732'de, Maratha tarihindeki tek kadın başkomutan olan Umabaisaheb Khanderao Dabhade komutasındaki ordusu, kaleyi Babürlü Serdar Joravar Han Babi'den ele geçirdi. Ahmedabad, 1817'de İngilizler tarafından işgal edildi ve kale kompleksi bir dönem hapishane olarak kullanıldı.

Sarayda kraliyet daireleri, imparatorluk sarayı, salonlar ve bir de hapishane bulunmaktadır.Kalenin mimarisi, karmaşık oyma kemerleri ve balkonlarıyla Hint-İslam mimari tarzını yansıtmakta, kale duvarlarında ve kemerlerinde Arapça veya Urduca ‘da olabilir (emin değilim) ,levhalar vardı.

Bhadra kalesinin üst kısımlarına çıkıp hemen alt tarafta kalan pazarı da izleyebiliyorsunuz. Kale’de görülecek diğer bir nokta Azim Han Sarayı.Mir Muhammed Bakır olarak da bilinen Azim Han bir Babür valisiymiş 1637’de bu sarayı yoldan gelenler için bir dinlenme alanı olarak inşa ettirmiş. Sarayın girişi yaklaşık 5 metre yüksekliğinde ve üst katlarda taştan yapılmış alçak bir balkon bulunan sekizgen bir salona açılmaktaydı. İngiliz yönetimi sırasında hastane ve hapishane olarak da kullanılmış.

Sarayın en tepesine çıkıyorum geçmişte burada bir darağacı varmış ,rivayete göre Ahmed Şah, cinayetten hüküm giyen damadını burada astırmış ve sonraki dönemde İngilizler tarafından da kullanılmış. Etrafta dolanır iken dikkatimi çeken bir diğer ögede , 1878’de İngilizler tarafından yerleştirilen saat kulesi oluyor, duvarlara dikkatlice baktığınızda kusursuz sarı sıva kaplamaları ile , Kale’nin tamamının ve saat kulesinin altındaki geçidin ASI (Archaeological Survey of India ) tarafından ciddi bir restorasyondan geçirildiği net olarak anlaşılabiliyor.

Bu kalenin en önemli noktalarından birisi de Teen Darwaza yani "Üç Kapı" anlamına gelen üç kemerli büyük geçidi. İnşasına kaleyle aynı dönemde, MS 1411'de başlanmış ve Ahmedabad şehrinin resmi giriş noktasıymış ,devlet etkinlikleri ve geçit törenleri için kullanılmış ve aynı zamanda sultanlığın ne kadar güçlü ve zengin olduğunun da bir göstergesiymiş. Darwaza'nın, her biri İslam sanatından desen ve motiflerle oyulmuş üç güzel kemeri vardı.

Ortadaki kemer en uzun olanıydı ve her iki yanında iki küçük kemer daha görülebiliyordu.

Kale’den çıkıp hemen surların altında kalan Shri Bhadrakali Mata Temple giriş yapıyorum. Her Hindu tapınağında olduğu gibi ayakkabılarınızı çıkartmak zorundasınız , fotoğraf kesinlikle yasak ,yeme içme yasak ,sigara yasak ,yani özetle herşey yasak.Maratha imparatorluğunun Ahmedabad’ı Babür’lerin elinden aldığını ifade etmiştim,Maratha döneminde daha önceleri Camii olan ve Azim Han Sarayı’nın kuzeyinde kalan bu alana tapınak inşa edilmiş.1885 yılında önemli bir restorasyon geçirir.

Tapınağın adandığı Bhadrakali, Tanrıça Laxmi’nin bir inkarnasyonu ( avatarı ) ve Ahmedabad'ın koruyucu tanrıçasıdır. İçeride siyah renkte Mata, bir taht sandalyesinde (Singhasan) oturuyordu , her iki ayağını ve dört elini görebiliyorsunuz.Garbhagriha’da (Baş Tanrının murtisinin bulunduğu alan) siyah bir Kali (Büyük Hindu Tanrısı ) heykeli vardı ve sol tarafında ise Bhairav (Lord Shiva’nın farklı bir inkarnasyonu ) görülüyordu.

Hindu tapınağının verdiği yoğun ağırlık nedeni ile ortamdan hemen uzaklaşıp kendimi pazara bırakıyorum, çıktığım yol geleneksel Gujarat mobilyaları, kıyafetleri, bilumum bir çok şeyin olduğu ve sokak yemeklerinin de satıldığı Manek Chowk’a doğru çıkıyor.

Yola devam ediyorum ve önüme şehre girişi için kullanılmış farklı kapılar geliyor , Gujarat Sultanı Mahmud Begada şehri genişletip tahkim ettiğinde şehirde toplamda on sekiz darwaza (kapı) varmış, bunlardan on beş tanesi büyük, geri kalan üç tanesi küçük kapıymış. Bu kapıların her biri güzel oymalara, hat sanatı ile süslenmiş levhalara sahip ve hatta bazılarının balkonları bile varmış.

Kapıların her birinin isimleri var , örneğin Delhi Kapısı, Sarangpur Kapısı, Raipur Kapısı vb. gibi. Bu kapıları çevreleyen semtler zamanla kapının adları ile anılır olmuş.1864'te Bombay'ı birbirine bağlayan demiryollarının açılmasından İngilizler ihtiyaç doğrultusunda iki kapı daha inşa etmiş. Bunlar Prem Darwaja ve 1871’de tren istasyonuna gidişi kolaylaştırmak için yapılan üç kemerli Panchkuva kapılarıdır.

Şehirde yeterince kapı analiz ettik , artık ilerleme zamanı ve Teen Darwaza’ya yakın bir noktada olan ve Ahmedabad’ın en önemli camilerinden birisi olan Cuma (Jama Mascid) Camisine geliyorum. İlk girdiğimden bende oluşan hissiyat Hindistan’dan çok fazla cami görmüş biri olarak oldukça büyük ve görkemli olduğu yönünde. Sultan Ahmed Şah tarafından inşa ettirilen cami, 4 Ocak 1424'te açılmış ve başlangıçta sadece sultanların özel kullanımı için hizmet vermiş.

Cami kompleksi, 75 metre uzunluğunda ve 66 metre genişliğinde büyük bir dikdörtgen avlunun merkezinde yer almakta ve görebildiğim kadarı ile üç girişi vardı. Avlunun tam ortasında tüm Hindistan’da standart olan abdest havuzu var ve avlunun üç tarafı sütunlar ile döşenmiş. Yapı ve revaklar, sarı kumtaşından inşa edilmiş ve zarifçe süslenmiş. Ana kemerli girişin iki yanında minare ayakları vardı, bu minareler 1819 depreminde maalesef yıkılmış ve günümüze ulaşamamış.

Ana cami kısmına giriyorum daha önce ziyaret ettiğim Champaner’deki mimari tarza çok benziyor, tepede 15 kubbe ve içeride 260’tan fazla sütün var. Cami’nin doğu kapısının dışında, Ahmed Şah'ın 1442'deki ölümünden sonra oğlu ve halefi Muhammed Şah tarafından inşa ettirilen türbesi bulunmakta, türbede oğlu ve torunlarının mezarları da bulunmaktaymış.

İçeriye girmek için erkek olarak takke giyip başınızı örtmeniz gerekiyor, bayanların girişine zaten müsaade edilmiyor ,içeride tam avlunun ortasında sayısı ondan fazla üzerleri mavi, yeşil örtüler ile kaplanmış irili ufaklı sandukalar görüyorum ,pencere ve duvarlardaki taş işçiliği muazzam, bir süre daha etrafı inceledikten sonra tekrar geri çıkıyorum. Yolun karşısında, ilk bakışta çok anlayamadığınız, çeşitli dükkanların önünü kapattığı bir yapı var ve üzerindeki kahverengi tabelasında “Rani’s Hajira Ahmedabad” yazmakta ,tam ortasından bir koridor içeri doğru giriyor , burası Ahmed Şah’ın kraliçelerinin mezarı ,ancak yapı oldukça kötü ve bakımsız durumda.

Ahmedabad'ın Unesco dünya kültür mirası listesine girmesindeki en büyük etmenlerden birisi ve kendine özgü bir özelliği de, adına pol denilen çok sayıda insanın barınabildiği, bağımsız mahallelerden oluşan eski şehir planıdır. Bir pol, genellikle kast, meslek veya dinsel yol ile birbirine bağlı belirli bir gruba bağlı birçok aileden oluşmakta. Bu tipik mahalleler, Ahmedabad'ın eski şehrinin ayrılmaz bir parçası.Ahmedabad'ın eski şehri, müstahkem bir yerleşke içinde yaklaşık 360 pol'den oluşmakta.Yakın geçmişte, aileler şehir merkezinden uzakta, modern evlerde yaşamak için taşınmaya başlamış olsa da, çoğu, büyüdükleri pol'lere sıkı sıkıya bağlı olmaya devam etmekte.Bu pol'ler, genellikle "chowk" adı verilen meydanlarda sonlanmakta.Bazı pol'lerde incelikle işlenmiş tapınaklar da var.

Her pol'ün kendine özgü mimari tarzı ve motifleri varmış. Her pol, hırsızlara karşı geceleri kapatılan bir kapı ile de korunmaktaymış , günümüzdeki bir site gibi düşünebilirsiniz. Her polün içinde, her iki tarafında kıvrımlı patikalar bulunan tek bir ana cadde bulunmakta. Çoğunun büyüklüğü beş ile altmış ev arasında değişmekte.Pol’ler başlangıçta, muhtemelen Ahmedabad'daki Babür-Maratha yönetimi sırasında, 1738'den beri, toplumsal ayaklanmalara karşı bir koruma önlemi olarak yapıldığı düşünülmekte. Rehberin anlattığına göre ,tipik bir polün yalnızca bir veya iki girişi ve ayrıca yalnızca ilgili polde ikamet edenlerin bildiği bazı gizli girişleri ,her polün genellikle kendi bekçisi ,kendi sağlık düzenlemeleri olurmuş ve sakinlerden oluşan bir grupta Pol’ü yönetirmiş.

Bana daha ilginç gelen bilgide şuydu , Poldeki ev mülkleri de bir dereceye kadar ortakmış ve eskiden kimse bir evi, önce o pol halkına teklif etmeden dışarıdan birine satamaz veya ipotek edemezmiş. Bu kural daha sonra uygulanmasa da, pol sakinleri evlerini genellikle aynı kasttan insanlara satarmış. Düğünlerde ve diğer büyük aile toplantılarında, her ev sahibinin tüm pol halkına ve bazı durumlarda pol halkının tüm erkeklerine ziyafet vermesi de beklenirmiş.

Ahmedabad’daki bu pol’leri gezmek için elimdeki veri seti maalesef yeterli değildi, bu nedenle Akshar Travels Pvt. Ltd.’nin düzenlediği (heritagewalkahmedabad) diye bir yerden tur satın aldım sabah ve gece turu diye iki planları var ve yerel olmayan yabancılar için ,kişi başı rakam 500 Rupi ve sabah turunda Chandra Villas Heritage restaurant diye bir yerde de kahvaltı veriyorlar.Pol’lerin tarihi ve yapısı ile ilgili rehberin anlattıklarını yukarıda özetle vermeye çalıştım , tur boyunca özetle Swaminarayan Temple, KalupurLambeshwar Ni Pol , Haja Patel ni Pol, Shantinathji ni Pol, Nisha pole, Doshivada ni Pol, Mahurat ni Pol’leri geziyorsunuz ve tur ortalama iki buçuk saatte tamamlanıyor.

Tur boyunca bir çok haveli , Hindu ve Jain tapınağı ve benim gündüz ziyaret ettiğim Cuma camisini de görüyorsunuz , ben özellikle Pol’ler için katılmıştım , çünkü bu konuda önceden yeteri kadar hazırlığım yoktu , tek başıma yapacağım bir gezi bilgi anlamında çok sınırlı kalacaktı , gece 8.30’da başlayan turdan ben memnun kaldım , rakam ’da uygundu.

Turun ardından Ahmedabad’in sokak lezzetlerinin merkezi olan Manek Chowk’da önce Dosa ,ardından ,pav bhaji, ve Kulfi ile bugünü bitirip ertesi gün için enerji topluyoruz.

Bir sonraki seyahatnamede görüşmek üzere herkese selamlar. Seyahatlerim ile ilgili güncel paylaşımlara erişmek isterseniz instagram ve youtube ‘da yolbizigozler hesaplarını takip edebilirsiniz.

Not: Bu makale ’de adı geçen yer ve marka isimleri sadece bilgilendirme ve kişisel deneyimi yansıtma amacı ile paylaşılmıştır, reklam değildir.5846 Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında , Makale de kullanılan yazı ve görsel materyaller yazarın izni olmadan kesinlikle başka bir yerde kullanılamaz ,kopyalanamaz ve yeniden yayınlanamaz.