AhmedAbad -3

Ahmedabad’da güne son derece zarif mimariye sahip bir tapınak olan Hutheesing Jain Temple ile başlıyoruz. Tapınak 1848 yılında tamamen beyaz mermerden yapılmış ve dönemi için çok büyük bir meblağ olan yaklaşık 800.000 rupi’ye mal olmuş. Tapınağı Ahmedabad’lı zengin bir tüccar olan Shet Hutheesing Kesarising ,Mimar Premchand Salat'ın liderliğinde başlatmış ancak ani vefatı üzarine eşi Shethani Harkunvare tarafından bitirilmiş. Tapınak, on beşinci Jain Tirthankarası ( Jain Dini Guruları) Dharmanatha'ya adanmış.

Tapınağa giriş yaptığım kısım çok geniş bir avluya çıkıyor ,12 tane sütün ile destelenen bir kubbeye sahip ,içeride fotoğraf çekmek kesinlikle yasak. Tapınak kompleksi aslında baya büyük doğu ucuna kadar gidiyor çeşitli Tirthankaralara adanmış 52 küçük tapınakla çevriliydi. Tapınakta bir süre dolandıktan sonra ayrılıyorum.


Ahmedabad’da epey bir cami var ,şehir üstünde çalıştığım sırada bunu fark etmiştim ,Cuma Camii,Sidi Sayid camisinden sonra seçtiğim üçüncü camii Qutbuddin Camisine hareket ediyorum. Bu cami, Ahmedabad'da muhtemelen en az ziyaret edilen (ibadet dışında )camilerden biri olabilir, benim seçme nedenim tasarımındaki karmaşık oymalar ve bir takım Hindu unsurlara sahip olmasından dolayı idi.

Cami, 1449 yılında Sultan II. Muhammed Şah döneminde Nizam tarafından inşa ettirilmiş. Caminin ana girişi , minareleri Cuma camisindeki tasarıma çok benziyor , ancak duvarlardaki kabartma oymalar ve taş işçiliği gerçekten muazzam ve çok etkileyici idi , mihrabı da mermer ve yaşına göre oldukça iyi kondisyondaydı. Ahmedadab’da diğer ziyaret etmek istediğim camii sallanan minareleri ile Sidi Beşir camisi olacak.Sidi’nin ne anlama geldiğini ilk Ahmedabad makalemde ele almıştım.

Bu caminin, Sultan Ahmed Şah'ın kölesi Sidi Beşir tarafından 1452 ‘de yaptırıldığı rivayet ediliyor , açıkçası kesin bir net bir bilgiye ulaşamadım. Cami 1753 yılında Marathalar ve Gujarat Sultanlığı arasındaki savaş sırasında yıkılmış ve günümüze sadece minareleri ve kemerli merkez kapısı ulaşabilmiş. Cami, 21 metre yüksekliğinde ve sallanan minareleriyle (jhulta ) ile ünlü.

Minarelerden biri hafifçe sallandığında diğer minarede titriyormuş, ancak ilginç olan minarelerin arasındaki bağlantı yolu titremiyormuş. Bendeki bilgilere göre Minareler, depreme karşı dirençli olması nedeni ile bu şekilde yapılmış ve 2001’deki depremde işe yaradığı bilgisi var.Jhulta’nın arkasında yeni yapıldığı belli olan bir mescit var ,namaz gibi ibadetler için bu bina kullanılıyor.


Ahmedabad’ın zengin Camii mirasının, listemdeki son noktası Raj Babri Camisi oluyor.Camii Kalupur Tren İstasyonu'nun güneydoğusunda Gompitur bölgesinde kalıyor ve Bibiji Mascid olarak da biliniyor (Bibiji’nin Mozolesi var ).Camii, 15 yüzyılda Ahmed Şah döneminde inşa edilmiş ve bu Cami’de sallanan minareleriyle ünlüymüş. Caminin aslen iki sallanan minaresi varmış ve günümüze sadece biri ulaşabilmiş. Çünkü İngiliz bir mimar minarelerden birini nasıl çalıştığını anlamaya çalışırken, başarısız bir girişimle sökmüş ve bu şekilde kalmış.

Kalan minare ise 12 metre yüksekliğinde olup, oyma balkon ve pencerelerin yanı sıra içeriden dar bir merdivenle çıkılmakta. Alt kısımları çeşitli desenlerde çiçek süslemeleriyle zengin bir şekilde oyulmuş. Mimari tasarım ve stil olarak aşağı yukarı Ahmedabad’daki tüm camilere benzemekte. Mihrap çok iyi durumda değil , en azından diğer ziyaret ettiğim camilerdeki daha iyi durumdaydı. Sütunlardaki mimari stil ve mantık aynı ,Gujarat mimari stilinde sütunlar dikdörtgen şeklinde oluyor.


Ahmedabad’da gezilecek hala camii var ancak benim zamanım kısıtlı , epeyce bir camii gezdim ve özellikle Gujarat Sultanlığının geçmişten günümüze bıraktığı eserlerini detaylıca görme şansı elde etmiş oldum. Bugün son durağım mimari bir şaheser olan Adalaj su kuyusu olacak.Gompitur’a bölgesine kadar çıktığım için şehir merkezinden aslında epeyce bir uzaklaşmış oldum Adalaj’a ulaşabilmek için 21 km kadar daha kat etmek durumunda kaldım.


Bu basamaklı kuyu, Ahmedabad-Gandhinagar yolu üzerinde Adalaj köyünde, yer almakta. Gujarati dilinde basamaklı su kuyularına "Vav" deniliyor ,Rajasthanda ise Baoli olarak ifade edilmekte. Örneğin Rajasthan’ın Abhaneri köyünde yer alan Chand Baori tüm Hindistan’da oldukça meşhur ve turistler tarafından çokça ziyaret edilen bir su kuyusu.
Bu tür basamaklı kuyular, çoğunlukla 5. ve 19. yüzyıllar arasında inşa edilmiş olup Hindistan'da oldukça yaygın.

Kuyular içme ve banyo suyu sağladıkları için bu yarı kurak bölgedeki insanların yaşamında önemli bir rol oynamış. Geçmişte bu basamaklı su kuyuları, ticaret yolları boyunca seyahat edenler ve kervanlar tarafından konaklama yerleri olarak sıkça ziyaret edilir ve sıcak havadan da korurmuş. Bu kuyular aynı zamanda Din adamları tarafından arınma amacı ile festivaller ve kutsal ritüeller için de kullanılmış.
Adalaj’ın yapımının bir hikayesi var , efsaneye göre su kuyusu 1498’de Vaghela hanedanın Kralı Rana Veer Singh tarafından başlatılmış ancak o dönemde Gujarat Sultanı Mahmut Begada ile savaşa giren Rana Veer , savaş esnasında öldürülür ve proje yarıda kalır. Kraliçe RaniRudabai, eşinin ölümü üzerine çok üzülür ve Sati yapmaya karar verir ,ancak su kuyusunun yarıda kalmış olmasıda kendisini ciddi derecede rahatsız ediyormuş.

Tam bu sırada Sultan Mahmut Begada, dul kraliçeye evlenme teklif eder. Bu fırsatı değerlendiren Rudabai, Adalaj Basamaklı Kuyu'nun inşasını tamamlanması şartı ile Sultanın teklifini kabul eder.Begada Rudabai’nin güzelliğinden çok etkilendiği ve muhtemelen aşık olduğundan dolayı bu teklifi hemen kabul eder ve Adalaj Basamaklı Kuyu'sunu rekor sürede tamamlatır. Rudabai , inşası biten kuyuya evlenmeden çok kısa bir süre önce ziyaret eder, basamaklarından aşağıya iner ve kocasına olan bağlılığının bir göstergesi olarak Kuyu'nun suyuna atlayarak hayatına son verir. Basamaklı kuyu böylece Rudabai Vav veya Adalaj Vav olarak bilinir.


Adalaj Basamaklı Kuyu mimarisi, Solanki mimari tarzında inşa edilmiş, türünün tek örneğidir. Köşelerinde tapınaklar bulunan 16 oyma taş sütun üzerinde duran devasa bir platforma çıkan üç girişi var.5 kat derinliğinde ve inanılmaz oymalara sahip. Her kat, daha büyük grup ibadetlerine ev sahipliği yapacak kadar geniş. Birinci kattan itibaren üç merdiven, kuyunun alt su seviyesine çıkmakta. Kuyunun üst kısmı, gökyüzüne açık, dikey bir alan ve tavan sekizgen bir yapıdaydı. Çiçek motifleri ve İslam mimarisinin grafikleri, kuyunun çeşitli katlarına oyulmuş Hindu ve Jain tanrılarının sembolleriyle kaplıydı. Üst katlar farklı tasarımlarda fillerle oyulmuş. Duvarlarda, süslenmek, süt çalkalamak gibi günlük işleri yapan kadınlar ve dans gösterilerinden sahneler tasvir edilmiş.Ayrıca, "Ami Khumbor" adı verilen ve yaşam suyu olarak kabul edilen bir testi tasviri de bulunmakta.Navagraha diyede bir şey vardı buda 9 gezegeni temsil etmekteymiş. Bu tasvirlerin, önemli ritüeller ve törenler sırasında yüklendikleri anlamlarından dolayı insanları kendine çekermiş.


Bugün Ahmedabad’da epey bir yer dolandık ve şehir merkezine geri dönüp yemek için ilk hedef noktam Raju Omlet Centre oluyor. Hindistan’da bu tip omletçiler çok yaygın , Jodhpur’da Sardar Bazaar’da bulunan bir omletçi de yediğim hala tat hafızamda yerini koruyor. Buranın spesiyali domates soslu ,baharatlı Boil Tikka ,yanında bir çeşit ekmek olan Pav ile servis ediliyor.

Bunun yanında bir Egg Bhurji sipariş ediyoruz , omletler tereyağında pişiriliyor , efsane lezzet ve çok doyurucu.Yumurta bize yetti , artık otele dönme zamanı.Ertesi gün yoğun ve yorucu geçecek , önce Ahmedabad’ın dışına çıkıp Unesco Dünya kültür mirası listesindeki Rani-ki Vav ziyaret edeceğiz , ardından gene ünlü bir yer olan Modhera Sun Temple ‘a uğrayacağız , toplamda git gel muhtemelen 300 km kadar yol kat etmiş olacağız ve gece Klimalı Volvo otobüs ( lüx sınıf ) ile 250 km uzaklıkta olan Rajasthan’daki ilk kentimiz ve Hindistan’ın Venedik’i olarak bilinen Udaipur’a geçecez.

Bir sonraki seyahatnamede görüşmek üzere herkese selamlar. Seyahatlerim ile ilgili güncel paylaşımlara erişmek isterseniz instagram ve youtube ‘da yolbizigozler hesaplarını takip edebilirsiniz.


Not: Bu makale ’de adı geçen yer ve marka isimleri sadece bilgilendirme ve kişisel deneyimi yansıtma amacı ile paylaşılmıştır, reklam değildir.5846 Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında , Makale de kullanılan yazı ve görsel materyaller yazarın izni olmadan kesinlikle başka bir yerde kullanılamaz ,kopyalanamaz ve yeniden yayınlanamaz.