BAŞINA ÇORAP ÖRMEK…

Başına çorap örmek, ayağa mahsus olan çorabı, birinin kafasına giydirmek, sevilmeyen birini baş aşağı getirmek mi? Başına çorap örmek, birine gizlice zarar vermek için sinsice plan hazırlayıp, haberi olmadan onu kötü duruma düşürücü davranışta bulunmak mı? Başına çorap örmek, bir kimseyi haberi olmadan zor duruma düşürmek mi? Başına çorap örmek; birini, sonu belirsiz işlere karıştırmak, kişiyi zorlanacağı şekilde haberi olmadan mağdur etmek mi? Başına çorap örmeye başlamak, husumet duyulan kimseyi baş aşağı getirebilmek için gizlice plân hazırlamak mı? Başına çorap örmek; birinin kuyusunu kazmak, ayağını kaydırmak, birine kazık atmak, birine zarar verici davranışta bulunmak, kandırmak, birini yılan gibi sokmak mı? Her bir sorunun doğru cevabı, evet…

Çorap, kadim medeniyetimizde, sıcaklık ve koruma ile özdeşleştirilse de, ‘başına çorap örmek’teki anlamı farklı… Çorap örmek, zahmetli iş… Başına çorap örmek, uzun süreli ve detaylı bir planın yapılması… Başına çorap örmek, insan ilişkilerindeki karmaşık planları ve görünmeyen farklı niyetlerin işareti… Hayatta kime ne kadar güvenebileceğiz?  Başımıza mı, ayağımıza mı çorap örülecek? Neyi, nasıl birbirinden tefrik edebileceğiz? Dost bildiğimiz cılk olanlara karşı nasıl tedbirler alacağız? Hayat bu, birilerinin başımıza çorap örmeye çalışması, olağan bir durum… Önemli olan, tedbirli ve teyakkuzda olmak… Başımıza kimler çorap örer? Kendi çıkarlarını diğer insanların iyiliğinin önüne koyanlar… Hilekârlık yapanlar… Aldatmayı marifet zannedenler… Çıkar sağlamak için yalan söyleyenler… Dolandırıcılık yapanlar… Güveni kötüye kullananlar… Bencillik yapanlar… Empati eksikliği olanlar… Merhametsiz davrananlar… Toplumun ortak yararını hiçe sayıp, yalnızca kendi çıkarlarına odaklananlar… Başkalarının duygularını, haklarını veya ihtiyaçlarını görmezden gelenler… Şiddet uygulayanlar… Kötü niyetli olanlar… Fiziksel ya da psikolojik zarar verenler… Tehditte bulunanlar… Toplumsal huzuru bozanlar… Düşmanca ve saldırgan tavırlar sergileyenler… Bağımlılık yapan maddeleri kullananlar… Uyuşturucu ve diğer zararlı maddeleri yayarak bireylerin ve toplumun sağlığını tehlikeye atanlar… Çıkar amaçlı manipülasyon yapanlar… İnsanları kullanarak, doğru olmayan yollarla kendilerine fayda sağlayanlar… Bilgiyi çarpıtarak toplumu yönlendirenler… Toplumsal değerleri zedeleyen davranışlarda bulunanlar… Haksız kazanç sağlayanlar… Kamu malını zimmetine geçirenler… Toplumda güven ve birlik duygusunu zedeleyenler… Vurdumduymazlar… Fitne ve fesat çıkaranlar… İhanet edenler… Fırıldak olanlar… Çokbilmişler (malumatfuruşlar)… Başkalarının ayaklarını kaydırmaya çalışanlar…

Başa başlık, ayağa çorap lâzım… Mâlum, başlık, başı soğuktan korur; çorap, ayakları sıcak tutar… Asıl olan, temel ihtiyaçların karşılanabilmesi… Herkes kendi ihtiyacını bilmeli ve bu ihtiyaçlara göre hareket etmeli… Zorluklarla başa çıkabilmek buna endeksli… Başlık ve çorap, sağlıklı olmanın gereği… Sürdürebilir hayatın öncelikleridir, kılık kıyafet, başlık ve çorap…  Öncelikli ihtiyaçlar karşılanmadan, diğer harcamaların yapılması anlamsız… Lüks ve gereksiz harcamalardan kaçınarak, temel gereksinimlerin karşılamasının ve mütevazı bir hayatın iki sözcükle dile getirilmesidir; başlık ve çorap… Kim bilir, belki de bu, başlık ve çorap gibi basit ihtiyaçların vurgulanması, doğayla uyumlu ve saygılı bir hayat sürmenin de modern bir yorumudur… Geleneksel ve modern hayatta, bireylerin ihtiyaçlarını bilmesi, önceliklerini belirlemesi ve sürdürülebilir bir hayat sürmesi; değişmeyen gerçekler… Mesele nedir o hâlde? Ayağa çorap, başa başlık örmek; başa çorap, ayağa başlık değil elbette…  

Birilerinin başlarına çorap örülmesini engellemek son derece mühim… Bunun için, etik değerler ön plana çıkarılmalı, eğitimle farkındalık oluşturulmalı ve hukukî düzenlemeler yapılmalı… Başkalarının başlarına çorap ören, onlara zarar veren, gizli planlarla kötülük yapan kişiler ile ilgili söylenen güzel ve anlamlı sözler: “Başkalarına tuzak kuran, o tuzağa önce kendisi düşer… - İkiyüzlü insanlar, dostluk maskesiyle düşmanlık ederler. Onlardan sakının… - Kötülük edenin yaptığı, kendisine dönmeden yok olmaz.” (Hz. Ali)… “İyi niyetli bir dostun acı sözü, hain bir düşmanın tatlı yalanından evladır… - Kötülük eden, kendine eder; zira kötülük bir bumerang gibi sahibine döner… - Dost gibi görünen ama düşmanlık edenler, içi boş ağaç gibi dıştan güzel görünürler ama içleri çürümüştür.” (Hz Mevlânâ)… “Kötülük eden kimse, önce kendi ruhunu öldürür, sonra başkalarına zarar verir… -  İhanet, güveni yok eder; güvenin olmadığı yerde huzur bulunmaz.” (İmam Gazali)… “Hileyle yükselenin kanadı çabuk kırılır… - Kendi kuyusunu kazan, içinde boğulur.” (Şeyh Sadi Şirazi)… “Kötülüğün gizlenmiş olanı, açıktan yapılanından daha tehlikelidir.” (Marcus Aurelius)… “Kötülük yapanlar kadar, ona göz yumanlar da suçludur.” (Albert Einstein)…  “Dostun başına çorap ören, düşmandan daha tehlikelidir.” (La Rochefoucauld)… “Bir insanı kandırabilirsiniz, ama vicdanınızı asla kandıramazsınız.” (Abraham Lincoln)… “İkiyüzlülük, şeytanın en sevdiği maskedir.” (Thomas Fuller)… “Sana gülerken içten içe seni yıkan insanlar her zaman olacaktır. Önemli olan onların seni durdurmasına izin vermemektir.” (Paulo Coelho)…

Başına çorap örmek, yalanla başlar; ihanetle biter… Başına çorap örmek, kalleşçe yapılan her bir fiil… Düşmanın bile net olanı makbul… Düşmanın net ve dürüst olması, karmaşıklıkları ve muhtemel zararları asgariye indirir… Belirsizlik, endişeye neden hâl… Düşmanlık edenlerin niyetlerini, amacını ve çizdiği yolu bilmek, bizim de net olmamızı gerektirir… Belirsizlik içinde hareket etmek zorunda kalmak, düşmanın karşısında en azından hazırlıksız olmak demek… Belirsiz bir düşman, her an zarar verme potansiyeline sahip ve tehlikeli… Kimsenin ne yapacağını bilemediğiniz bir ortamda, kiminle dost, kiminle düşman olduğumuzu kestirememek, çok yıpratıcı… Düşmanın bile, niyeti ve duruşu açık olanı, kaliteli olanı güzel… Kalıcı barış ve huzur için, her konuda, her bir bireyin dürüst olmaya ihtiyacı var… Aslında, hile, yalan ve imha ile geçirilen zaman, keşki ihya için harcanabilse… Baş başa verilip; taş üstüne taş konulabilse… Bu, başına çorap örmenin tek ve geçerli panzehri… Omuz omuza verilerek, hep birlikte dayanışma içinde başarı elde etmek varken, neyin nesidir onca hırs, kin ve düşmanlık? Sevgi ve merhamet ile başa başlık, ayağa çorap örelim… Her bir işi, yerli yerinde yapalım… Ayakları baş, başı ayak yapmayalım… Ne baştan olalım, ne ayağa düşelim…

Maalesef, başa çorap örenler, sadece bireyler değil… Doğu Türkistan ve Filistin halkına zulmeden ve soykırım yapan devletler de alenî ve gizli çirkin emellerini gerçekleştirmek için neler yapmıyorlar ki… Tohumların genetiği ile oynamaktan tutun, nüfus planlamasına, ülke satın almaya kadar yapılan birçok şaibeli uygulamalar… Dünyanın çivisini çıkaran emperyalistlere, sömürenlere, ‘dur’ demenin zamanın hâlâ gelmedi mi? Unutmayalım, siz biz susmaya devam ettikçe, daha çok başımıza çorap örülmeye devam edilecek… Çorap örmenin de ötesine geçilecek ve başımıza çuval da geçirilecek… Zaman, ayağa kalkma zamanı… Zaman, ayakta dik durma zamanı… Selam, sevgi ve saygılarımla. https://bit.ly/muzafferceven kanalımı takip etmeniz, linki paylaşıp destek olmanız, olumlu-olumsuz görüşlerinizi, eleştirilerinizi iletmeniz dileğiyle…