BAZI ŞEYLER GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ OLMAZ

Son günlerde Türkiye, Ekrem İmamoğlu gündemiyle çalkalanıyor. Önce diploması iptal edilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, ardından "terör örgütü PKK ile ortak hareket etme, PKK üyelerini işe yerleştirme, yolsuzluk ve rüşvet" gibi ağır suçlamalarla gözaltına alındı.

Bu iddialar ve hukuki süreç, şu an bir muamma olarak karşımızda duruyor. Ancak kamuoyunda farklı bir atmosfer oluşmaya başladı. Türk milletinin mazlumlara olan sempatisi biliniyor ve bazı kesimler, İmamoğlu'nun da bu pozisyona itildiğini düşünüyor. Hatta bu durumun, gelecekte siyasi bir avantaja dönüşebileceği bile konuşuluyor.

Tarihsel bir paralellik kuruluyor. Recep Tayyip Erdoğan, 1997'de Siirt'te okuduğu bir şiir nedeniyle ceza alıp hapse atılmış, bu da onu halk gözünde bir "mağdur" yapmış ve 2002 seçimlerinde iktidara taşımıştı. Ancak bugün İmamoğlu'na yöneltilen suçlamalar, bir şiir okumaktan çok daha ağır ve derin. Toplumun bir kesimi bu iddiaları reddederken, diğer kesimi hukukun işlediğini söylüyor. Yani, Erdoğan'a verilen toplumsal destekle İmamoğlu'na verilen destek arasında dağlar kadar büyük farklar var. İmamoğlu’nun işi hiç de kolay görünmüyor.

Peki, bundan sonra ne olabilir? Biraz olası senaryolar üzerinde duralım. İmamoğlu, hapis cezası alıp siyasetten tamamen dışlanabilir mi? Eğer bu olursa, mağduriyeti daha da artacak ama siyaset yapma alanı kısıtlanacaktır. Ya da tutuksuz yargılanarak bu durumu lehine çevirebilir mi? Serbest kalması, ona meydanlarda halkı ikna etme fırsatı verebilir.

Bir başka kritik mesele de İmamoğlu'nun diplomasının iptali. Mevcut yasalar gereği, artık Cumhurbaşkanı adayı olması hukuken mümkün değil. Bu durumda CHP, b planına yönelecektir. En muhtemel senaryo ise Mansur Yavaş'ı sahaya sürmek olabilir. Ancak Mansur Yavaş'ın adaylığı, ağırlıklı olarak belli bir seçmen kitlesinden destek görse de belirli gruplar tarafından mesafeli karşılanabilir.

Sonuç olarak, şu an karşımızda kesin bir gerçek yok. Olaylar bazen göründüğü gibi olmayabilir. Beyaz sanılan bir gerçekliğin üzerindeki tabaka kalktığında siyah çıkabilir. Bunu zaman gösterecek. Sükûnetle bekleyelim ve izleyelim.

GAZETECİLER GÖREVE!

Kütahya’da gazetecilik, adeta bir avuç insanın omuzlarında taşınıyor. Sanki şehirde sadece birkaç gazeteci varmış gibi, olup bitenleri halka duyuran, olayları yorumlayan bizler, kelaynak kuşları misali ortalıkta kalakaldık. Çoğunluk sessizce izlerken, şehir ve ülke adına söylenecek ne varsa yine biz söylüyoruz. Bu bir lütuf değil elbette. Görevimiz bu. Otogarın temizlenmeyişi, ulaşımda ciddi aksamalar oluşu, Şehir Hastanesi’nde maaşlarını alamayan bazı işçilerin durumu sadece birkaç gazeteciyi mi ilgilendiriyor kuzum?

Sosyal medyada kendi köşesinden yazan, gazetecilik kimliği ile ortalıkta görünmeyenleri tenzih ederim. Gazeteci kimliği kullanmayan ancak çok güzel yazılarla fikirlerini âyân eden aydınlarımız bu sözlerime muhatap değildir.

İş gazeteciliğin nimetlerinden faydalanmaya geldiğinde en öne atılıp, yemekli toplantılarda başköşeye kurulup, fotoğraf karesine girebilmek için dirseğiyle yol açanlar, nedense kaleme gelince sus pus! Kütahya ya da memleket adına söyleyecek iki çift sözünüz yok mu? 150-200 kelimeyi dahi bir araya getirmek bu kadar mı zor? Yaklaşık son 5 yıldır (aralıklarla) hafta içi her gün köşe yazısı yazıyorum. Kimileri “her gün yazma yüzün eskir” gibi iyi niyetli yorumlar yapsa da haftada 5 gün yazılarımla fikirlerimi ortaya koymaya gayret ediyorum. Eksiği ve kusuru ile kabul buyurunuz.

Yeme-içme, gezme-tozma denildiğinde Arap atları gibi dörtnala koşanlar, iş haber yazmaya, fikir beyan etmeye gelince kaplumbağa gibi kabuğuna çekilenler… Ya "gazeteciyim" diye ortalıkta salınmayı bırakın ya da kaleminizi konuşturun! Bu meslek, sadece vitrin süsü olmak için yapılmaz. Hakikati yazmak, meseleleri gündeme taşımak, toplumun sesi olmak için buradayız. Öyleyse, haydi klavyenin başına! Vazifemizi hakkıyla yerine getirelim. Yağdanlıklarınızı sadece gıcırdayan kapı menteşeleri için elinize alınız. Elinizden hiç bırakmadığınız için üstünüz başınız yağ içinde kalmış…

Sevgiyle kalın…

GÜZEL CÜMLELER

Âyinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz. ZİYA PAŞA