İNSAN TİPOLOJİSİ VE BAY X

(I. Bölüm)

Yüce Mevlâ insanoğlunu tek tip olarak yaratmamış. Kimi ince, uzun boylu; kimi kısa ve tombul… Kimi sarışın, yeşil gözlü; kimi esmer, şehlâ gözlü…

Kiminin kulaklarına kadar inen şapka, bir diğerinin tepesinde bir Musevî kipası gibi kalır.

Kırk numara ayakkabı giyen de vardır, Kütahya pidesi gibi kırk altı numara giyen de…

“Atta karın, yiğitte burun” deyimi, herhalde burnu kocaman olanların toplum içinde yadırganmaması, ayıplanmaması için uydurulsa gerek.

Kısacası insanlık âlemi dediğimiz âlem, birbirinden farklı sayısız insan tipinden meydana gelen çok renkli bir mozaiktir. Bunlar yaratılıştan gelen özellikler olup bir kusur ya da eksiklik olarak görülmez.

İnancımıza göre, insan eşref-i mahlûkattır ve ahsen-i takvim, yani en güzel surette yaratılmıştır. Dolayısıyla bu yazı dizisinin konusu, insanların bu tür fizikî özellikleri değildir.

Bu yazı dizisinde insan karakterleri üzerinde küçük tahliller yapıp okuyucularımla paylaşmaya çalışacağım.

Bay X, şehrin eşrafından, yani önde gelen şahsiyetlerindendir.

Hayır, hayır; bu cümle doğru değildir.

Bay X, aslında en arkadakilerdendir; fakat o kendini ısrarla hep önde gelen şahsiyetler içinde gösterdiğinden birçok kişi onu şehrin önde gelen önemli bir kişisi zanneder.

Onunla ilk karşılaştığımda ben de öyle zannetmiştim.

Onun gariplerle, yoksullarla pek işi olmaz; hedefinde iki türlü insan vardır: Birincisi varlıklı insanlar, yani zenginler, ikincisi mevki makam sahipleri.

Yalakalık ve dalkavuklukta üstüne yoktur. Tek sermayesi de budur zaten!

Varlıklı insanların iyilik, cömertlik ve yardımseverlik hikâyelerini ya da başarı efsanelerini Bay X’ten daha iyi anlatan birini bulamazsınız. Köroğlu Destanı anlatır gibi heyecanla anlatır, anlatır, anlatır…

Şehrin yeni valisine, “Allah sizi başımızdan eksik etmesin efendim! Bu şehir sizin gibi çalışkan ve dürüst bir vali görmedi!” gibi mantıksız ve vıcık vıcık yağ kokan sözleri ancak Bay X söyleyebilir.

Nerenin darısı çoksa Bay X oranın tavuğu olur. Arı gibi bal alacak çiçeği bilir. Şampiyon olan takımın ateşli bir taraftarı olduğu gibi, siyasette de iktidar partisinin gönüllü bir neferidir.

Konuşurken kibardır ve nezaket sahibidir; muhataplarına sayın’sız, efendim’siz hitap etmez. Hele kadınlara kırıtarak bir “hamfendi” deyişi vardır ki bayılırsınız.

Öz bakımı gayet iyi olup her gün sakal tıraşı olur.

Bay X’in ayakkabıları daima boyalıdır, takım elbise giyer ve kravat takar.

Varlıklı insanların ya da mevki, makam sahiplerinin karşısında harbiye öğrencisi gibi ceketinin bütün düğmelerini ilikler.

Fakir fukara biri iseniz, sizi temin ederim ki, onunla hiçbir zaman karşılaşmayacaksınız; ancak varlıklı ya da mevki, makam sahibi iseniz mutlaka onunla karşılaşacaksınız.

İşte o zaman hemen size yaklaşıp muhabbet etmek isteyecektir; tavsiyem odur ki onunla uzun uzun muhabbet etmenin anlamı yoktur; “he, he!” deyip geçin.

Bay X’in iyi meziyetleri ve güzel hasletleri de vardır. Mesela dolandırıcılığı yoktur. Hırsızlığı da yoktur; fakat arsızlığı çoktur.

Bazen davetli olmadığı halde, seçkin insanların bulunduğu ortamlarda boy gösterir. Herkes onun davetli olduğunu zanneder.

Bay X, fotoğraf çekmeyi ve çektirmeyi çok sever. Onu, fotoğraf karelerinin tam ortasında değilse bile ortaya yakın bir yerde görürsünüz. Sık sık varlıklı ya da mevki, makam sahibi insanlarla çektirdiği fotoğraflarını sosyal medyada paylaşır.

Okuma alışkanlığı yoktur; fakat çok okuyormuş gibi konuşur ve yazar. Yazar, dedim; çünkü Bay X bir sosyal medya kalemşorudur.

Bay X için bazıları, “İnsan ırkının gelişimi için zararlı bir insan modeli” derlerse de ben öyle demiyorum. Ben şöyle diyorum: Bay X, incir çekirdeği kadar aklı olmayıp kendini Einstein sanan bir insan numunesidir.

Her şehirde, her kasabada, her ülkede bu tip insanlara sıkça rastlanır. Siz siz olun, Bay X gibi insanlara çok yaklaşmayın, onlarla sıkı fıkı olmayın!

Ne demişler: “Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan!”

(Devam edecek)