Nasreddin Hoca’ya sorarlar:
-“Hocam, tuvalette sakız çiğnemek günah mıdır?”
Hoca hiç düşünmeden cevap verir:
-“Günah değildir; fakat siz yine de çiğnemeyin!”
-“Neden Hoca’m?”
-“Görenler oradan bir şey alıp yediğinizi zanneder.”
Kıssadan hisse: Yanlış anlamalara sebep olacak davranışlardan sakının! Hareketleriniz ölçülü olsun!
***
Bir toplantıda Mehmet Akif’i küçük düşürmek isteyen biri:
-“Affedersiniz, siz baytardınız değil mi?” diye sorar. Mehmet Âkif’in cevabı adamı yerin dibine sokar:
-“Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?”
Kıssadan hisse: Birine bir şey söylerken onun sana ne söyleyeceğini de düşünmelisin; zira işiteceğin söz söylediğin sözden önemlidir.
***
Keskin zekâsı ve nükteleriyle tanınmış Keçecizâde Fuad Paşa’ya sormuşlar:
- “Paşam, gerçek dostlarınız kimlerdir?”
Paşa’nın cevabı hayli düşündürücüdür:
- “Şimdi iktidardayım, bilemem!”
Kıssadan hisse: İktidar gücü elinizdeyken “efendim, efendim” diyerek etrafınızda pervane olan kişilere aldanmayın! “Dost kara günde belli olur.” atasözü kulağınıza küpe olsun!
***
Ünlü şair Ahmet Haşim hastadır. Ziyarete gelen bir tanıdığı uzun süre oturarak ve çok konuşarak ünlü şairi bunaltır. Adam ne gider ne de susar. Bir de damdan düşer gibi şunu sorar Ahmet Haşim’e:
-“Üstâd, bir vasiyetin var mı?”
Ahmet Haşim, “Var” der ve ekler:
-“Eğer bir hastanın ziyaretine gidersen bu kadar fazla oturma, bu kadar çok konuşma!”
Kıssadan hisse: Hasta ziyaretlerini kısa tutun! “Ziyaretin makbulü kısa olanıdır.” hadis-i şerifini hiçbir zaman unutmayın!
***
Büyük İskender’in yanına gelen bir fakir, ondan bir şey alamayınca ısrar eder:
-“Az bir şey olsun ihsan etmez misiniz?” İskender:
“Az şey vermek bana layık değildir.” der. Dilenci anlamak istemez, ısrar eder:
-“O hâlde çok ihsan ediniz.” İskender cevabı yapıştırır:
-“O da sana layık değildir.”
Kıssadan hisse: Kişinin yapmak istemediği bir konuda ısrar etmeyiniz. Bu tür ısrarcılık çoğu zaman ters tepki yapar.
***
Bir gün Hz. Mevlâna ve öğrencileri birlikte yürürken yol kenarında birbirlerine sarılmış uyuyan köpekleri görürler. Öğrencilerden biri duygulu bir şekilde:
-“Ne kadar güzel bir kardeşlik örneği gösteriyorlar.” der, “Keşke insanlar bunu görse de ders alsa”.
Hz. Mevlâna öğrencilerine görünen manzaranın farklı bir açısını anlatmak için:
-“Aralarına bir kemik atarsak o zaman anlayabiliriz kardeşliklerinin derecesini.” der.
Kıssadan hisse: Menfaatler söz konusu olduğunda beşerî dostluk ve kardeşlikler ortadan kalkar.
***
Yıl 1934.
İran Şâhı Rıza Pehlevi Türkiye ziyaretinde Atatürk'e üzeri değerli taşlarla süslü, altın işlemeli bir kılıç hediye eder.
Bu paha biçilmez hediyeye karşılık Atatürk de Şah’a ucuz ve basit bir sigara tabakası hediye eder.
Şah’ın yüz ifadelerinden verilen hediyeyi beğenmediğini anlayan Atatürk, onun gözlerine bakarak “Kendi paramla aldım.” der.
Bu söz karşısında Şâh, mat olmuştur.
Kıssadan hisse: Birine bir hediye veriyorsan bunu tüyü bitmedik yetimin hakkıyla değil, kendi cebinden alacaksın. Yörük sırtından kurban kesmek câiz değildir.