Hovardalar… Sözlük anlamına bakacak olursak, “Geçici aşkları olan, çapkın kimse. Zevki için para harcamaktan kaçınmayan kimse” mânâlarını görürüz.
2024 Ekim ayından bu tarafa üç farklı zamanda kaleme aldığım “Kütahya Hovardaları” başlıklı yazılarım; üzerinden günler, haftalar geçmesine rağmen hâlâ ilgi odağı olmaya devam ediyor.
80’li yıllarda “Pehlivan Tefrikaları” eski Akşam gazetesinde ve daha sonraları da Tercüman gazetesinde yayınlanırdı. Kaleme alınan yazılar o denli ilgi görmüştü ki tefrika halinde okuyucuya sunulmuştu.
Yaklaşık üç aydır, haftada beş gün yazdığım farklı konulara atıflı köşe yazılarım olmasına rağmen, okuyucularımdan gelen ihbar, itiraf ve dedikodu içeren “hovarda günlükleri” akıl alır gibi değil.
Anlatılanlara, yollanan görsellere ve bizzat şahit olduklarıma bakıp olayları size aktarmaya başlasam, haftanın beş günü hovarda kadın ve hovarda erkekleri yazmak zorunda kalırım. Ne iğrenç bir şey, öyle değil mi? Bir de beni düşünün. Bu bilgilere maruz kalıyorum maalesef. Başka işimiz gücümüz kalmadı, ahlaksızların romanını yazıyoruz...
2025 yılındayız… Karşılıklı rıza olduğunda, birileri aldatılmadığında, görev kötüye kullanılmadığında, yapılanlar toplumsal ahlâka mugâyir olmadıkça, kimsenin ilişkisine karışamayız. Karışmamalıyız da… Herkesin aklı var fikri var ve bilumum şeyleri var, öyle değil mi?
“Üstü kapalı yazıyorsun ya” diyen çokbilmişlere sözüm; üstünü açan açmış açacağı kadar zaten, ben mi olayım o pis işlerin celladı?
“Kıpti’nin ipini kendine çektirirler” diye sevdiğim bir cümle vardır. Merak etmeyin, o pis işleri yapanlar kendi ipini kendileri çeker zamanı gelince. O kadar ki evrendeki sistemin nasıl işlediğinden bihaber kişilerin hayvani içgüdüleri ile yaptığı işler, karma defterlerinden aynen kendilerine aksettirilecek. Yaptıklarının aynını kendileri yaşayacaklar…
Bana yolladıklarınıza gelince; kimin kiminle nasıl bir ilişki içinde olduğunu anlamak için yolladıklarınız yeterince açık ve net ancak, yukarıda belirttiğim üzere bendeniz bu konularda üzerime düşeni, uyarıları defalarca yaptım. Kurumlarda olan bitenleri ilgili daire müdürleri ve yetkili amirlere kadar bir şekilde ilettim. Yaşanan olayların bitmesi için yapılması gerekenlerden biri de o ahlaksızları korkutmak idi. Korktular, titrediler. Neyi ne kadar bildiğimi anlamak için hafiye oldular. Düzelip normal insan olmak yerine benim bu yazıları durdurmamı beklediler. Uzunca bir zamandır da yazmamıştım hani.
Bu arkadaşlara şunları aktarmak istiyorum; hanımlar ve beyler legal yollardan da âşık olabilirsiniz. Arzularınızı illegal yollardan tatmin etmenin bir faturası çıkacaktır elbet. Bu faturanın bedeli para ile ödenmez. Ne ile ödenir bilir misiniz? Huzurunuz kaçar, sağlığınız bozulur, psikolojiniz altüst olur. Peki, değer mi kardeşim bu kadar pisliğe? Gelin aklınızı başınıza alın, ahlaklı olun. Yarın bir gün çocuklarınızın yüzüne utanmadan bakın. Yolun sonunda pişman olmanız, sizi kurtarır mı? Bilmiyoruz…
Yazımı bitirmeden önce size bir açıklama borcum var. Bir önceki “Kütahya Hovardaları” yazımda, bir daha bu konu üstüne yazı yazmak istemediğimi belirttiğim halde, yeniden yazmak zorunda olduğum ve sizi bu saçma konuları okumaya mecbur bıraktığım için özür diliyorum. Bazen ne yazacağıma inanın okuyucular karar veriyor. Bunu da bilin istedim.
Sevgiyle kalın…
GÜZEL CÜMLELER
Bahçıvansın biberin yok, andavalsın haberin yok…