KÜTAHYA’DA DAHA KAÇ KİŞİ ÖLSÜN?

Biliyorum, içinizi daraltan bir konu başlığı bu ama yetkililerin dikkatini çekebilmek için bunu yapmam gerekiyor. 11 Ekim 2024 tarihinde kaleme aldığım yazımda “Kütahya çevre yolunda ölebilirsiniz! Aman dikkat edin!” demiştim. Çevre yolunun ne kadar tehlikeli bir halde olduğunu görmemek benim en hafif tabirimle bir gaflettir. Yazımdan 22 gün sonra, Kütahya-Afyonkarahisar kara yolu üzerinde bulunan çevre yolu üzerinde bir kaza daha oldu. Yolun karşısına geçmek isterken bir aracın çarptığı 76 yaşındaki Yusuf Ö., ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Yusuf amcanın akıbetini takip etmedim, ağır yaralı idi.

Şimdi konumuz şu; bu çevre yolundan insanlar karşıdan karşıya geçiyor. Ölümle her an burun buruna geliyorlar. Çok sevdiğim bir dostum bana yolladığı mesajda “Bu sene toplam kaç ölümlü ya da ağır yaralanmalı trafik kazası var gerçekten merak ediyorum. Daha ne bekleniyor acaba belli noktalara 3-4 tane üst geçit yapıp arayı dikenli telle çevirmek için?” diye sormuş.

Çevre yolunda yaya geçidi var, üst geçit yok. Işıklandırmanın yetersizliği vb. konular da cabası. Şahsi kanaatime göre, Kütahya’daki çevre yollarının tamamına dikenli tel çekilmeli. Gereken yerlere acele olarak üst geçit yapılması ve yaya geçidi garabetine de bir an önce son verilmesi gerekiyor.

Kütahya Valisi Sayın Musa Işın başta olmak üzere, Karayolları 14. Bölge Müdürlüğü, Karayolları Kütahya Şube Şefliği ve diğer tüm ilgilileri acilen göreve davet ediyorum. Orada gereken önlem alınmadığı her an, ölen, yaralanan ya da maddi hasara karışan herkesin vebali üzerinizde olacaktır.

Söyler misiniz bana, Kütahya çevre yollarında daha kaç kişi ölmeli?

DEDİKODU GAZETECİSİ DEĞİLİM

Kütahya çok sever dedikoduyu, bayılır adeta. Hiç olmayan bir konuyu olmuş gibi, yaşamış gibi, şahit olmuş gibi anlatmayı sevenlerin çok fazla olduğu bir yerdir Kütahya. Son günlerde kulağıma çalınan birçok konu var. Bunları bana anlatanlar, sanki olayı kendi yaşamış gibi anlatıyor bir de akıl veriyor “yaz bunu, yaz” diyerek gaz veriyor.

Araştırılır, olayın perde arkasında ne var öğrenilir. Muhataplar ile direkt görüşülür. Ortaya bir sonuç çıkar ve konunun halk tarafından öğrenilmesinde fayda varsa yazılır. Sırf şov yapmak için yazı yazılmaz. Bu benim anlayışımdır. Benden farklı düşünenlere de saygım sonsuz…

TRÜBÜNLERE OYNAMAK!

Şu sözü duymayanımız, okumayanımız yoktur; “Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır…”

Bu cümle, vatan sevgisinin yalnızca duygusal bir bağ değil, aynı zamanda sorumluluk ve fedakarlıkla da ölçüldüğünü vurgular. Gerçek vatanseverlik, sadece vatana duyulan sevgiyle değil, o vatanın kalkınması, huzuru ve geleceği için yapılacak en iyi katkılarla da gösterilir. Bu bağlamda, her bireyin kendi görevini en iyi şekilde yerine getirmesi, onun topluma ve ülkeye olan katkısının en değerli biçimi olarak kabul edilir.

İşte bu yüzden tribünlere oynamayalım arkadaşlar! Herkes kendi görevi ne ise en iyisini yapmaya çalışsın. Üzerine vazife olmayan işlere burnunu sokmasın, kendine verilen işi en iyi şekilde yapsın yeter. Türkiye’nin kalkınma sorunu başta olmak üzere tüm sorunlarının altında yatan en önemli neden, görevini yerine getirmeyen, sorumlu olduğu işi yapmayan birçok liyakatsizin varlığıdır. Bunu çözersek, Türkiye’de işler yoluna girer…

TEBESSÜM

I. Mahmud bir gün bir Bektaşî tekkesini bastırır. İçeridekilerden hepsi sağa sola kaçar. Yalnız ihtiyar bir Bektaşî kaçamayarak ortada kalır. II. Mahmud babaya sorar:

- Baba, canlar nerede?

Baba hemen cevap verir:

- Şevketli Sultanım, seni görünce ortalıkta can mı kalır?”

GÜZEL CÜMLELER

Tilki, kümesi iyi tanıyor diye bekçi yapılır mı?