Kütahya’da İz Bırakmış Bir Selçuklu Emiri
PORSUK BEY
Tarihi antik çağlara kadar uzanan Kütahya’nın Türk hakimiyetine girişi 1071 Malazgirt savaşından sonraki yıllara rastlar.
Yıldırım gibi Anadolu’ya dağılan Selçuklu beyleri Doğu Roma İmparatorluğunun elinde bulunan Anadolu şehirlerini birer birer fethetmeye başlarlar.
Saltuk Bey, Mengücük Gazi, Dânişmend Gazi, Artuk Bey, Kara Tegin Bey, Afşin Bey, Tutak Bey, Kutalmışoğulları Süleyman ve Mansur Beyler bugün üzerinde yaşadığımız toprakların ilk fatihleridir.
Bu fatihlerden biri de ilk dört Selçuklu hükümdarının (Tuğrul Bey, Alparslan, Melikşah, Berkyaruk) en sadık ve en güvenilir beylerinden biri olan Porsuk Bey’dir.
En zor görevleri başarıyla yerine getiren Porsuk Bey sadakati, ahlâkı, dürüstlüğü ve zekası ile Selçuklu devlet adamlarının en yakınında yer almıştır.
Büyük Selçuklu sultanları, hangi kökten gelirse gelsin, Selçuklu hanedanına sadakatle hizmet eden kumandanları her zaman korumuş ve onların çocuklarını ve torunlarını da önemli makam ve görevlere getirmişlerdir.
Emir Porsuk önce Sultan Tuğrul Bey tarafından 1060 yılında Bağdat’a şehrin güvenliğinden sorumlu olarak “şahne” tayin edildi. Bu şekilde o, Selçukluların ilk Bağdad şahnesi unvanını almıştır.
Sultan Alparslan zamanında Malazgirt savaşına katılan Porsuk Bey olağanüstü yetkilerle donatılarak önemli görevler üstlenmiştir.
Her önemli olayda Sultan Melikşah’ın da yanında gördüğümüz Emir Porsuk başına buyruk hareket eden beyleri ve özellikle Kutalmışoğulları’nı itaat altına almak üzere Anadolu’ya gönderilmiş ve bölgede Büyük Selçuklu hâkimiyetini tesis etmiştir.
Tarihî kaynaklarda Emir Porsuk’un, Rumları Büyük Selçuklu Devleti’ne 300.000 dinar haraç, bizzat imparatoru da 30.000 dinar cizye vermeye mecbur ettiği belirtilir.
Zekâsı, kabiliyetleri ve yüksek ahlakı sayesinde, saltanata geçen ilk dört Selçuklu hükümdarının en sadık ve en güvendiği adamı oldu. Bu sayede en zor ve özel görevleri ona verdiler. Her seferinde bu görevleri başarıyla yerine getirmeye çalıştı.
Emîr Porsuk, Selçuklu hanedanına olan yakınlığı ve devleti ayakta tutan temel direklerden biri olması nedeniyle 1097 yılının ramazan ayında bir Batınî fedâisi tarafından suikast sonucu öldürüldü. Zengi, Akbörü, Porsuk ve İlbeyi adlarında dört oğlu ve torunları daha yıllarca Porsukoğulları namıyla devletin önemli kademelerinde bulundular.
O, tarihi bir şahsiyet olarak özellikle Orta Anadolu ve Marmara bölgesinde yaptığı askeri faaliyetlerle iz bırakmış, kahramanlıkları ve fedakârlıkları yöre halkı tarafından yüzyıllarca unutulmamıştır.
Bundan dolayı, Türklerin eline geçtikten sonra Kütahya ve Eskişehir’in bir çok noktasına onun adı verilmiştir. En tanınmış olanı, Kütahya topraklarından çıkan ve Eskişehir’in ortasından geçen Porsuk Çayı’dır.