Türkiye genelinde yükselen kadın cinayeti rakamları, Kütahya’da da alarm verici boyutlara ulaştı. Son beş yıl içinde yaşanan cinayetler, aile içi şiddetin, kıskançlığın, cinsel istismarın ve toplumsal baskının kadınların hayatını nasıl tehdit ettiğini açıkça ortaya koyuyor.
Kütahya’da yaşanan en çarpıcı kadın cinayetlerinden biri, genç bir kadının kaybolmasıyla başladı. Annesinin cezaevine girmesiyle dayısının yanına yerleşen genç kadın, uzun süre haber alınamayanlar listesine girdi. Ancak gerçeğin ortaya çıkması uzun sürmedi. Aile içinde cinsel istismara uğradığı anlaşılan genç kadının, akrabalarının kararıyla öldürüldüğü ve cesedinin bir kuyuya atıldığı belirlendi. Cesedi ancak bir yıl sonra bulunabildi.
Bir başka acı olay ise kıskançlık cinayeti olarak kayıtlara geçti. Orta yaşlı bir adam, eşinin başka biriyle ilişki yaşadığından şüphelenip dehşete kapıldı. Evin içinde başlayan tartışma kısa sürede kanlı bir hesaplaşmaya dönüştü. Eşini ve iddiaya göre ilişkisi olduğu adamı av tüfeğiyle öldüren zanlı, güvenlik güçlerince yakalandı ve tutuklandı.
Kütahya’da 2024 yılında ise hamile bir kadın, eşi tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Akraba ziyareti sırasında çıkan tartışma, kısa sürede şiddete dönüştü. Hamile kadının karnındaki bebekle birlikte hayatını kaybetmesi, olayın vahametini daha da artırdı.
Bir diğer cinayet de ev içi tartışma sonrası işlendi. Genç bir kadın, eşiyle yaşadığı tartışmada bıçaklanarak hayatını kaybetti. Fail, kısa sürede gözaltına alındı ve çıkarıldığı mahkemede tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Bu olaylar, Kütahya’da kadına yönelik şiddetin ne kadar yaygın ve tehlikeli hale geldiğini gözler önüne seriyor. Uzmanlar, bu tür cinayetlerin çoğunlukla aile içi çatışmalardan, kıskançlıktan ve cinsel istismardan kaynaklandığını belirtiyor. Kadınların maruz kaldığı şiddetin çoğu kez uzun süre sessiz kaldığı, aile veya sosyal çevrenin duruma göz yumduğu ya da şikâyet süreçlerinin yeterince etkili işlemediği belirtiliyor.
Kadın cinayetlerinin önlenmesi için yalnızca yasal düzenlemeler değil, toplumsal farkındalığın da artırılması gerekiyor. Eğitim programlarının yaygınlaştırılması, aile içi iletişim sorunlarına profesyonel destek sağlanması ve mağdur kadınların sığınabileceği merkezlerin güçlendirilmesi büyük önem taşıyor.
Kütahya’da artan kadın cinayetleri, bir kentin ya da bir bölgenin değil, tüm toplumun sorunu. Kadınların güven içinde yaşaması için devlet, sivil toplum kuruluşları ve bireyler olarak daha güçlü bir mücadele verilmesi gerekiyor.
Unutulmamalı ki, kadın cinayetleri yalnızca istatistik değil; her biri, geride yıkılmış aileler, yarım kalmış hayatlar ve kanayan vicdanlar bırakıyor.