Kütahya, yalnızca tarihî ve kültürel mirasıyla değil, mutfak çevresinde oluşan inanç ve ritüelleriyle de dikkat çeken şehirler arasında yer alıyor. Yüzyıllardır kuşaktan kuşağa aktarılan bu gelenekler, bereketin sürmesi, nazardan korunma ve toplumsal dayanışmanın güçlenmesi için uygulanmaya devam ediyor.
Evin Bereketi İçin Sirke, Un, Yağ ve Şeker Evlerden Eksik Edilmiyor
Kütahya’da mutfakla ilgili inançların başında sirkenin bereket getirdiğine olan güçlü inanış geliyor. Halk arasında “evin bereketi için sirke mutlaka bulunur” anlayışı hâlen geçerliliğini koruyor.
Sirke:
-
Çocukların ateşini düşürmek,
-
Sakatat ve salatalarda kullanmak,
-
Turşu yapmak,
-
Sağlık için saklamak
amacıyla her evde yerini alıyor.
Bunun yanı sıra “üç beyaz” olarak bilinen un, yağ ve şeker de bereketin evi terk etmemesi için mutfaklardan eksik edilmiyor.
Yemekten Önce Dua, Sofrada Büyüklerin Önceliği ve Ortak Kalkma Geleneği
Kütahya mutfak kültüründe sofra adabı önemli bir yer tutuyor.
Buna göre:
-
Yemeğe başlamadan önce dua okunuyor,
-
Büyükler başlamadan kimse lokmaya uzanmıyor,
-
Sofradan kalkarken herkesin bitirmesi bekleniyor,
-
Yemekten önce ve sonra mutlaka eller yıkanıyor.
Bu kurallar, hem saygı geleneğini hem de ortak aile kültürünü yaşatan önemli alışkanlıklar olarak kabul ediliyor.
Adak Yemeği ve Dini Ritüeller: Helva, Bulgur Pilavı ve Ciğer Geleneği
Kütahya çevresindeki yatırlar, özellikle Kırklar Yatırı ve Gazi Dede Yatırı, adak adayanların sıkça ziyaret ettiği kutsal alanlar arasında bulunuyor.
Adak sahipleri:
-
Bulgur pilavı ve et dağıtıyor,
-
Ciğer kavuruyor,
-
Akciğeri “kuşlar yesin” diye çatılara atıyor,
-
Yemeği hem yatırda hem de komşulara dağıtarak adaklarını yerine getiriyor.
Kandillerde helva kavurmak, komşulara lokma, pide veya irmik helvası dağıtmak da hâlen güçlü şekilde sürdürülen gelenekler arasında.
Ölü evlerinde ise defin sonrası mutlaka tahin helvası veya un helvası ikram ediliyor.
Meyve ve Sebzeler İlk Tadıldığında Yapılan Bereket Duası
Kütahya’da bir meyve veya sebzenin mevsimde ilk kez tadına bakıldığında şu dua yapılıyor:
“Sen beni gördün ben seni gördüm, iyilikle sağlıkla yemeyi nasip etsin.”
Ardından gelen geleneksel söz ise:
“Meyveyi tattım, kaygıyı arkama attım.”
Bu dua hem şükür duygusunu hem de bereket temennisini simgeliyor.
Akşam Ezanından Sonra Tuz, Şeker, Maya Verilmez
Bereketin evde kalması için akşam ezanı sonrasında:
-
Tuz,
-
Şeker,
-
Maya
komşuya verilmez.
Ayrıca bu saatten sonra sofra bezi dışarıda silkelenmez, “evin tadı tuzu gider” veya “şeytan sofrasını kurar” inanışları hâlen halk arasında yaygındır.
Nazardan Korunma: Çörek Otu, Üzerlik ve Nazar Boncuğu
Mutfak çevresindeki inançların büyük bölümü nazar ve kötü gözlerden korunmaya yöneliktir.
Bu amaçla:
-
Yeni doğum yapan ineğin sütüne çörek otu serpilir,
-
Üzerlik otu yakılarak tütsü yapılır,
-
Hayvanların boynuzuna çaput veya nazar boncuğu takılır,
-
Tereyağı ve yoğurt komşuya verilirken üzerine çörek otu atılır.
Bu uygulamalar bereketin ve sağlığın korunması için önemli ritüeller arasında yer alıyor.
Felaketlerde Şipit Adağı Geleneği
Sel, kuraklık gibi afetlerin yaşandığı dönemlerde veya bir mahallede art arda olumsuzluklar olduğunda kadınlar “şipit adağı” yapıyor.
Mahalle girişinde pişirilen:
-
Peynirli şipit,
-
Sade şipit,
-
Haşhaşlı gözleme
yoldan geçen herkese dağıtılıyor. Bu uygulama, hem dua niteliği taşıyor hem de sosyal dayanışmayı güçlendiriyor.