Lozan’ı Anlamak

Osmanlı İmparatorluğu 1. Dünya Savaşı’ndan yenik ayrılınca özgürlüğümüzü yitirmiş olduk. Mondros Mütarekesi’yle emperyalist kan emici devletler, ülkemizin her köşesini işgal etmeye başladılar. Kendi ülkemizde adeta sığınmacı durumuna düşürüldük. Ardından gelen Sevr Antlaşması’yla da İç Anadolu’da küçük bir alana sıkıştırılmak istendik. Bir tür esarete mahkum olmakla karşı karşıya kaldık. Tam da bu anda hayatı pahasına ortaya çıkan ve vatan için sorumluluk alan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları olmak üzere milli mücadeleyi başlatmak için ellerindeki İngiliz vizesiyle 16 Mayıs 1919’da Bandırma Vapuruna binip umuda doğru yol aldılar. Çünkü Gazi Mustafa Kemal, kurtuluşun umudunu Anadolu’da görüyordu. Samsun’a ayak bastıklarında tarih 19 Mayıs 1919’u gösteriyordu.

Kurtuluş mücadelesini başlatacağını söylediğinde arkadaşları: "Ordu yok" dediklerinde, "Kurulur "dedi. "Para yok" dediklerinde "Bulunur" dedi. "Düşman çok" dediklerinde "Yenilir" dedi. Çünkü o, Türk milletinin esareti kabul etmeyeceğini çok iyi biliyordu.

Amasya Genelgesi’nin ardından toplanan Erzurum ve Sivas Kongreleri. Nihayetinde 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması…

Görüşmeler sonunda antlaşma sağlanamayan konular sonraya bırakılmak suretiyle Türk Ulusunun bağımsızlığını kabul etmek zorunda kaldılar. Bu antlaşmayla Türkiye tüm dünya devletleri tarafından kabul edilmiş oldu.

Başta da söylediğim gibi emperyalist devletler tarafından esaret altına alınmak istenen bir toplumdan tam bağımsız bir ülkenin kurulduğunun kabul edildiği antlaşmanın adıdır Lozan Antlaşması. Yani Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusudur. Bazı geri kafalıların söylediği gibi zaman sınırı ve gizli maddeleri yoktur.

Son günlerde “Terörsüz Türkiye” söylemlerinin satır aralarında Lozan’a atıf yapılarak yeni tartışma alanları yaratmak bu ülkeye ihanet olur.

Ülkemizde terör istemediğimiz gibi Lozan Barış Antlaşması’nın tartışılmasını da istemiyoruz.

Lozan’ı anlamak ve korumak ülkemize, cumhuriyetimize ve geleceğimize sahip çıkmaktır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta barış dünyada barış” sözü, barışçıl bir ülke ve dünya için rehberimiz olmaya devam edecektir…