Söz vermek, öncelikle insanın kendine saygısıyla doğrudan ilişkilidir. Eğer kendinizi yeterince saygın bulmuyorsanız, verdiğiniz sözün de bir önemi, değeri yoktur.
Yerine getiremeyeceğiniz sözleri vermek belki sizin açınızdan öenmsizdir, ama karşınızdakinin size olan saygısını zedelersiniz, yok edersiniz. Bu nedenle her ne konuda olursa olsun, her kime karşı olursa olsun söz vermeden önce mutlaka ama mutlaka kılı kırk yararak düşünün ve öyle söz verin. Olağanüstü durumlarla karşılaştığınızda ve sözünüzü yerine getiremediğinizde de özür dilemeyi küçüklük saymayın. İsterse söz verdiğiniz insan 5 yaşında olsun. Ondan mutlaka özür dileyin ve hem onun kalbini kazanın, hem de kendi saygınlığınızı koruyun.
Özellikle de çocuklara söz verirken çok daha dikkatli davranmak zorundasınız. Çünkü çocuklar verilen sözlere inanırlar ve mutlaka yerine getirileceğini düşünürler. Onların saf ve temiz hayal ve düşünce sistemleri söz verilip de yerine getirilmeyeceği olasılığını kabul etmez. Böyle olduğu için de verdiğiniz söz yerine gelmediğinde, yetişkinlere oranla hayal kırıklıkları çok daha büyük olur.
Ne yazık ki günümüzde 'söz'ün önemi artık eskisine oranla çok azaldı. Geçmişte insanlar birbirine 'söz senettir' der ve ne olursa olsun o sözünden geri dönmezdi. Şimdilerde ise insanlar çok kolaylıkla sözler veriyor ve aynı kolaylıkla, hatta pişkinlikle sözlerinden geri dönebiliyor, yutabiliyorlar.
Bu ahlaksızlığın, karaktersizliğin daniskası, ta kendisidir.
Dininiz, inancınız, mezhebiniz, ideolojiniz, milliyetiniz ne olursa olsun, söz verip de yerine getirmediğiniz takdirde, öncekilerin üzerine sünger çekebilir, bir kalemde silebilirsiniz. Çünkü öncelikli olan, insanlığın ortak ahlaki değerleridir ve söz vermek de bunların en önemlilerinden biridir.
Ölü taklidi yaparak, mesajlara yanıt vermeyerek, karşınızdakini yanıt bile vermeye değer görmeyerek, o insanlardaki saygınlığınızın yerlerde sürünmesi umurunuzda olmayabilir. Ama artık siz onların gözünde sürüngenden farksız bir insansınızdır. Kendinizi hangi dinle ideolojiyle, milliyetle tanımlarsanız tanımlayın, hiç bir önemi yoktur. Siz artık o insanların gözünde zavallı bir sürüngenden başkası değilsinizdir.
Gerçekten medeniyeti, zerafeti ve bireysel-toplumsal sorumluluklarını bilen toplulukların üyelerinde 'söz'ün anlamı ve değeri büyüktür. Bu topluluğun üyelerine söz verilip de yerine getirilmediği takdirde, büyük bir güven eksikliği yaşatır ve hatta ilişkilerini tümüyle kesme davranışıyla kar karşıya kalabilirsiniz. İşte bu nedenledir ki, bu gibi toplulukların üyeleri tarafından verilen 'söz'e sonuna inanırsınız. Çünkü yerine getirileceğine inancınız tamdır. Öte yandan diğer grubun üyeleri tarafından verilen 'söz'lerin sizin için bir anlamı yoktur. Çünkü yerine getirileceği inancı yoktur. Yerine getirilmediği zaman da büyük bir hayal kırıklığı yaşamazsınız. Çünkü medeniyeti, zerafeti, bireysel-toplumsal sorumluluğu benimsememiş topluluğun üyelerinden zaten sözünü yerine getirmesini beklemezsiniz.
Aslolan insan olmak, insan gibi yaşayabilmektir.
Aslolan sözünün eri olmaktır...
NE OKUMALI
Alexandre Dumas, Monte Cristo Kontu
NE İZLEMELİ
Yönetmenliğini ve başrol oyunculuğunu Mel Gibson'un yaptığı Braveheart, (Cesur Yürek)