TİMSAH BİLMEDİĞİ SUDA BOĞULUR

Tam 22 hafta boyunca bileği bükülmeden Süper Lig'in beşinci büyüğü olarak anılan Bursaspor, Kütahya'ya büyük bir özgüvenle geldi ama beklemediği bir sonuçla geri döndü. "Timsahlar" olarak nam salan takım, Kütahya’dan gözyaşlarıyla ayrıldı. Rakibini küçümseyen Bursaspor’un teknik direktörü Pablo Martin Batalla, haftalardır devam eden istikrarsız kadro tercihlerinin mağlubiyete zemin hazırladığını fark edemedi bile.

Peki, Kütahyaspor ne yaptı? İşte asıl önemli olan bu. Kulüp başkanından malzemecisine kadar herkes, bu maçı kazanacağına inandı. Futbolcular sahada bir an olsun pes etmedi, taraftarlar ise büyük bir olgunlukla takımlarını destekledi. Mavi Şimşekler, Bursaspor'u yenebileceğini biliyordu ve işte tam da bu inançla mücadele etti. Maçın başlama düdüğünden sadece 43 saniye sonra gol geldi ve Kütahyaspor 1-0 öne geçti. Şimşek plakasını yeniden yazmıştı.

Bursaspor'un diğer takımları sindiren futbolcuları, Kütahya'da adeta bir "timsah" değil, küçük bir "kertenkeleye" dönüştü. 17. dakikada gelen ikinci gol, rakip takımın kafasını iyice karıştırdı. Bursasporlu futbolcular, “Bu 90 dakika nasıl geçecek?” diye düşünmeye başladı. İlk yarı boyunca Kütahyaspor’un atakları durmak bilmedi ve Bursaspor savunması âdeta abluka altına alındı. Sahadaki 11 oyuncu, tribündeki 8 bin taraftarla tek yürek olmuş, sahada bir birlik ruhu yaratmıştı. İkinci yarının 52. dakikasında Bursaspor’un bulduğu gol, onların umutlarını yeşertse de Kütahyaspor'un inancını sarsamadı.

90+2. dakikaya kadar Kütahyaspor’un 2-1’lik üstünlüğü devam ederken, sahneye Güney Sağır çıktı ve Bursaspor’un son umutlarını da söndürdü. Sağ kanattan ceza sahasına girer girmez yaptığı şık plase vuruşla skoru 3-1’e getirdi. Belki de Bursaspor futbolcuları ve taraftarları o ana kadar yenileceklerini hiç düşünmemişti. Ancak o gol geldiğinde stadyumda adeta yer yerinden oynadı.

Dumlupınar Stadyumu böyle galibiyetlere hiç yabancı değil! Bir zamanlar Galatasaray’ı da burada 4-3 mağlup etmiştik. Rahmetli Halit Kıvanç o efsanevi maçı anlatırken, skoru şöyle anons ediyordu: "Sevgili dinleyiciler, karşılaşma 4-3 Kütahyaspor'un galibiyeti ile sona erdi. Soldan sağa okunduğunda Kütahya plakası 43, sağdan sola okunduğunda ise İstanbul plakası 34 yazdı Mavi Şimşekler..."

O gün aslan terbiyecisi olan Kütahyaspor, aradan geçen 59 yılın ardından şimdi de "Timsah terbiyecisi" oldu. Bu büyük zaferle zirveye üç adım daha yaklaşan Kütahyaspor, 44 puanla TFF 3. Lig 1. Grup'ta ikinci sıraya yerleşti. Bu büyük galibiyetten dolayı Mavi Şimşekler'i yürekten kutluyorum.

Ancak unutmamak gerekir ki, futbol bir oyundur, bir spordur. Sonucunda tatlı atışmalar, mizahi göndermeler olabilir ama fanatizmin, holiganlığın ve saldırganlığın hiçbir şekilde yeri yoktur. Bursa gibi köklü bir kültür şehrine yakışmayan olaylar yaşandığına dair iddialar var. Eğer gerçekten polisimize saldıran, taşkınlık yapan 3-5 kendini bilmez kişi varsa, Bursaspor kulübü gereken cezayı vermelidir. Bu tür münferit olayların, Bursa ve Kütahya arasındaki dostluğu gölgelememesi gerekir. Rekabet sahada kalmalı, taraftarlar ise tatlı atışmalar ve esprilerle bu rekabeti süslemelidir.

Bursa’dan gelen gazeteci dostuma da dediğim gibi… "Timsah bilmediği suda avlanırsa, derisini yüzerler, çanta yaparlar, vesselam…"

Sevgiyle kalın!

GÜZEL CÜMLELER

İnanın çocuklar… Güzel günler göreceğiz. Motorları maviliklere süreceğiz…