Gündem

Kütahya: Ateşte Açan Tarih, Şifa Kaynağı Topraklar

Antik kentleri, çini ustalığı ve şifa dağıtan kaplıcalarıyla Kütahya; tarih, sanat ve termalin harmanlandığı Anadolu’nun gizli cevheri olma özelliğini sürdürüyor.

Anadolu'nun kalbinde, kültürel mirasın ve doğal zenginliklerin iç içe geçtiği bir şehir: Kütahya. Binlerce yıllık tarihi geçmişiyle adeta açık hava müzesini andıran kent; Aizonai Antik Kenti'nden Frig Vadisi’ne, Germiyan sokaklarından çini atölyelerine kadar ziyaretçilerine hem tarihsel hem görsel bir şölen sunuyor.

Tarih Fışkıran Topraklar

Kütahya'nın tarihi Hititlere kadar uzanıyor. Frigler, Romalılar, Bizans, Selçuklular ve Germiyanoğulları gibi birçok medeniyetin izlerini taşıyan şehirde, her taşın altından tarih fışkırıyor. Şehir merkezine 57 kilometre uzaklıkta bulunan Aizonai Antik Kenti, Anadolu’daki en sağlam Zeus Tapınağı’na ev sahipliği yapıyor. Aynı zamanda dünyanın ilk borsasının da burada kurulmuş olması, bölgeyi benzersiz kılıyor.

Tarihi dokusunu koruyan Germiyan Sokakları, 17. ve 18. yüzyıla ait sivil mimarinin en güzel örneklerini barındırıyor. Ahşap konaklar, taş sokaklar ve geleneksel Türk evleri bu sokakları adeta yaşayan bir tarih sahnesine çeviriyor.

Şifa Dolu Termal Cennet

Kütahya, yalnızca tarih meraklılarının değil, sağlık arayanların da uğrak noktası. Türkiye’nin önde gelen termal merkezlerinden biri olan şehirde tam 7 farklı Termal Turizm Merkezi bulunuyor. Yoncalı, Ilıca-Harlek, Simav-Eynal, Gediz-Ilıcasu, Muratdağı, Emet-Yeşil ve Göbel Kaplıcaları, yıl boyunca hem yerli hem yabancı misafirleri ağırlıyor.

Yoncalı Kaplıcaları’nda bulunan 4 yıldızlı oteller, rehabilitasyon merkezleri ve sağlık turizmine özel tesisler modern imkanlarla donatılmış. Ilıca-Harlek Kaplıcaları ise doğal ortamla iç içe bir şifa durağı olarak dikkat çekiyor.

Çiniciliğin Başkenti

Kütahya, dünyaca ünlü çini sanatının başkenti olarak da biliniyor. "Ateşte açan çiçekler" diye anılan Kütahya çinileri, asırlardır geleneksel ustalıkla üretiliyor. Usta-çırak geleneğinin yaşatıldığı atölyelerde binlerce çini ürünü el emeğiyle şekilleniyor. Kentteki Kütahya Kervansarayı, çini alışverişi ve sanat galerileriyle ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

Ünlü çini ustaları arasında yer alan İsmail Yiğit, Sıtkı Olçar ve Mehmet Gürsoy gibi isimler, sadece Türkiye’de değil, uluslararası çini sanatında da önemli yere sahip.

Amazonlar Lahdi ve Arkeoloji Müzesi

Tarihi eser tutkunları için Kütahya Arkeoloji Müzesi gerçek bir hazine. Özellikle Amazonlar Lahdi, Grekler ve Amazonlar arasındaki savaşları tasvir eden kabartmalarıyla dikkat çekiyor. Lahit, dünyada bulunan en sağlam Amazon lahitlerinden biri olma özelliğini taşıyor.

Milli Mücadele’nin Dönüm Noktası
Kütahya, aynı zamanda Büyük Taarruz’un başladığı ve 30 Ağustos Zaferi’nin kazanıldığı topraklara da ev sahipliği yapıyor. Dumlupınar’da yaşanan bu tarihi zafer, kentin stratejik ve tarihi önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Kültür, Sanat ve Zanaatla Yaşayan Şehir

Osmanlı’dan bu yana saray işçiliğinde önemli rol oynayan Kütahyalı kadınların nakış ve el sanatları, günümüzde hâlâ yaşatılıyor. Rüstempaşa El Sanatları Merkezi’nde sergilenen ürünler, kentin kültürel mirasını bugüne taşıyor.

Ayrıca Evliya Çelebi, ressam Ahmet Yakupoğlu ve Hüseyin Yüce gibi isimler, Kütahya’nın yetiştirdiği önemli şahsiyetler arasında yer alıyor.

Ziyaretçi Potansiyeli Artıyor

Kütahya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü verilerine göre, kentte yılda yaklaşık 50 bin kişi müze ve ören yerlerini ziyaret ediyor. Kentte Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan belgeli otellerin yanı sıra belediyelere ait çok sayıda konaklama tesisi de bulunuyor. Özellikle termal otellerdeki yatak kapasitesi binleri aşıyor.