Torba kanunla sosyal güvenlikte yeni dönem
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen 36 maddelik Torba Kanun, sosyal güvenlik alanında uzun süredir beklenen düzenlemeleri beraberinde getirdi. Yasalaşan 7566 sayılı kanun, özellikle SGK prim borcu bulunan milyonlarca vatandaşı yakından ilgilendiriyor. Düzenleme, 1 Ocak 2026 itibarıyla kademeli olarak uygulanacak yeni kuralları içerirken, geçmiş dönem borçları bulunanlar için sınırlı süreli önemli bir fırsat sunuyor.
Sosyal güvenlik uygulamalarını yakından izleyen uzmanlar, bu düzenlemenin emeklilik planlarını doğrudan etkileyebileceğini vurguluyor. Özellikle Bağ-Kur kapsamında prim borcu bulunanların atacağı adımlar, ileride telafisi zor kayıpların önüne geçebilir.
"Kimler için kritik bir fırsat doğdu?"
Yeni düzenleme en çok, geçmiş yıllarda Bağ-Kur prim borcu nedeniyle hizmetleri dondurulmuş ya da emeklilik süresi kesintiye uğramış vatandaşları ilgilendiriyor. Sosyal Güvenlik Uzmanı Dilek Ete, yasayla birlikte ortaya çıkan tabloyu değerlendirirken, borcu bulunan sigortalıların süreci dikkatle takip etmesi gerektiğini ifade ediyor.
Uzmanlara göre, prim borçları nedeniyle hizmet süreleri silinen ya da askıya alınan Bağ-Kurlular için ihya yöntemi yeniden gündemde. Ancak bu imkân, belirli bir tarihle sınırlı.
"Son başvuru tarihi neden bu kadar önemli?"
Yeni kanun kapsamında 31 Aralık 2025, Bağ-Kur’lular için adeta bir dönüm noktası niteliği taşıyor. Bu tarihe kadar SGK’ya başvuru yapanlar, geçmişte ödenmemiş prim günlerini yeniden kazanma şansına sahip olacak.
Uzmanlara göre, yıl sonu itibarıyla başvuru yapılmaması halinde, bu borçların daha sonra çok daha yüksek maliyetlerle gündeme gelmesi veya tamamen hak kaybına dönüşmesi söz konusu olabilecek. Bu nedenle takvimde yer alan bu tarih, yalnızca idari bir ayrıntı değil, emeklilik hesaplarını doğrudan etkileyen kritik bir eşik olarak görülüyor.
"Bağ-Kur prim borcu olanlar ne kazanacak?"
Düzenlemenin en dikkat çeken yönlerinden biri, borçlanmada sağlanan mali avantaj. Mevcut uygulamaya göre, prim borcunu ihya etmek isteyen Bağ-Kur’lular, ödemelerini asgari ücretin günlük kazancının yüzde 32’si üzerinden yapabilecek.
Bu oran, 2026 yılı Mart ayına kadar sabit tutulacak. Yani başvurusunu zamanında yapanlar, olası zam, faiz veya güncelleme farkı olmadan prim günlerini geri satın alabilecek. Uzmanlar, özellikle yüksek enflasyon ortamında bu avantajın önemli bir mali kazanım sağladığını vurguluyor.
"Ödeme süreci nasıl işleyecek?"
SGK’ya başvuru yapan sigortalılara, borçlanmaya esas ödeme belgesi tebliğ edilecek. Bu belgenin ulaştığı tarihten itibaren 3 ay içinde ödeme yapılması gerekiyor. Belirlenen süre içinde ödeme tamamlandığında, geçmişte dondurulan prim günleri yeniden hizmet süresine ekleniyor.
Bu süreçte dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, sürenin aşılmaması. Aksi halde hak kazanılan avantajlar geçerliliğini yitirebiliyor. Uzmanlar, başvuru ve ödeme takviminin titizlikle takip edilmesi gerektiğini özellikle vurguluyor.
"Düzenleme emeklilik planlarını nasıl etkiler?"
Bağ-Kur prim borçlarının ihyası, yalnızca borcun silinmesi anlamına gelmiyor. Aynı zamanda emeklilik yaşı, prim gün sayısı ve emekli aylığı üzerinde de doğrudan etki yaratıyor. Daha fazla prim günü, daha erken emeklilik ihtimali ve daha yüksek maaş anlamına gelebiliyor.
Bu nedenle sosyal güvenlik uzmanları, yalnızca borcu olanların değil, emeklilik hesabı yapan tüm Bağ-Kurluların mevcut durumlarını gözden geçirmesi gerektiği görüşünde birleşiyor. Yeni düzenleme, doğru adımlar atıldığında önemli bir kazanım sunuyor.
"SGK borcu olanlar ne yapmalı?"
Uzmanların ortak tavsiyesi net: SGK borcu bulunan vatandaşların, yıl sonunu beklemeden ilgili müdürlüklere başvurarak durumlarını netleştirmesi gerekiyor. Borcun tutarı, ihya edilebilecek gün sayısı ve ödeme planı öğrenildikten sonra, kişisel emeklilik stratejisine uygun bir yol haritası çizilmesi öneriliyor.
Önümüzdeki süreçte sosyal güvenlik mevzuatında yeni değişikliklerin de gündeme gelmesi beklenirken, mevcut fırsat penceresinin sınırlı süreli olduğu özellikle hatırlatılıyor.