"Güvenlik birimlerine gelen çocuk sayısı 2024’te rekor kırdı"
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan "Güvenlik Birimine Gelen veya Getirilen Çocuk İstatistikleri 2024" raporu, çocukların maruz kaldığı tehditleri tüm çıplaklığıyla ortaya koydu. Rapora göre, 2024 yılında güvenlik birimlerine yönlendirilen çocuk sayısı 612 bin 651’e ulaştı. Bu, bir önceki yıla kıyasla %8,9’luk bir artış anlamına geliyor.
Bu çocukların %45,6’sı mağdur, %33,1’i ise suça sürüklenen çocuklar olarak kayıtlara geçti. Kalan kısmı ise hakkında bilgi alma, kayıp, tedbir ya da disiplin işlemleri gibi farklı nedenlerle güvenlik güçlerinin karşısına çıktı.
"Suça sürüklenen çocukların çoğu şiddet olaylarına karışıyor"
202 bin 785 çocuk, 2024 yılında suça sürüklendiği gerekçesiyle işlem gördü. Bu çocukların:
-
%40,4’ü yaralama olaylarına,
-
%16,8’i hırsızlık eylemlerine,
-
%8,2’si uyuşturucu madde kullanımı veya ticaretine,
-
%4,2’si tehdit suçlarına,
-
%30,2’si ise diğer suçlar kapsamına girdi.
Bu veriler, çocukların büyük bir bölümünün şiddet ve riskli davranışlarla iç içe olduğunu ortaya koyarken, aile, okul ve sosyal hizmet sistemlerinin koruyucu işlevini yitirmeye başladığını da gözler önüne seriyor.
"Mağdur çocuk oranı %45,6’ya ulaştı"
2024 yılında mağdur çocuk sayısı 279 bin 620 olarak açıklandı. Bu çocukların maruz kaldığı olayların dağılımı ise şu şekilde:
-
%35,3’ü yaralama mağduru,
-
%10,8’i cinsel suç mağduru,
-
%9,5’i göçmen kaçakçılığı,
-
%8’i aile düzenine karşı işlenen suçlar nedeniyle mağdur oldu.
Özellikle cinsel suçlar kapsamında mağdur edilen çocukların sayısı, son üç yılda 26 binden 32 bine yükseldi. Bu artış, çocuk istismarına karşı mevcut önlemlerin yetersiz kaldığını ve daha güçlü yasal mekanizmaların gerektiğini bir kez daha hatırlattı.
"Çocuk adalet sistemi cezalandırıcı mı, koruyucu mu?"
Türkiye’de çocukların karşı karşıya kaldığı adalet sistemi, uzmanlar tarafından sıklıkla eleştiriliyor. Mevcut yapının, çocuklara karşı rehabilite edici ve koruyucu olmaktan çok, cezalandırıcı bir niteliğe sahip olduğu belirtiliyor.
Suça sürüklenen çocukların önemli bir kısmı, ilk temas sonrası adalet sistemine entegre olamıyor ve ileride tekrar suça yönelme riskiyle karşı karşıya kalıyor. Bu da çocuk adalet sisteminin reforme edilmesi gerektiğini gündeme taşıyor.
"Çocuk haklarının korunması sistemsel bir sorun"
Veriler, çocukların yalnızca bireysel değil, toplumsal ve kurumsal ihmallerin sonucu olarak mağdur olduklarını ortaya koyuyor. Eğitim sisteminden sosyal hizmete, aile yapısından adalet politikasına kadar pek çok alanda çocuklar için bütüncül bir koruma mekanizması oluşturulması zorunlu hale geldi.
Çocuk haklarının etkin biçimde korunabilmesi için, devlet kurumlarının koordineli çalışması, sivil toplumun sürece katılımı ve kamuoyunun bilinçlendirilmesi büyük önem taşıyor. Türkiye’nin çocuklara verdiği değer, yalnızca yasalarla değil, bu yasaların hayata ne ölçüde geçirildiğiyle ölçülüyor.