24 Kasım Öğretmenler Günü, Türkiye’nin dört bir yanında olduğu gibi Kütahya’da da öğretmenliğin kutsal sorumluluğunu ve bu mesleğin toplumdaki vazgeçilmez yerini bir kez daha hatırlattı. Dumlupınar Gazetesi olarak, bu özel günde öğretmenlere “Öğretmen olmak nasıl bir his?” diye sorduk. Gelen yanıtlar, eğitim camiasının adanmışlığını, fedakârlığını ve öğretmenlik mesleğinin taşıdığı derin duygusal yükü güçlü bir şekilde ortaya koydu.
“ÖĞRETMENLİK, OKYANUSTA KÜÇÜK BİR TEKNEYLE YOL ALMAK GİBİ”
Öğretmen Gamze Ilgat Bıyık, öğretmenlik mesleğini denize açılan bir tekneye benzeterek duygularını şöyle ifade etti:
“Öğretmen olmayı, okyanusun içinde küçük bir tekneye benzetiyorum. Büyük avantajları da var, zorlayıcı yanları da. Öğrettiğim bilginin karşılığını gördüğümde, o teknenin yolunu bulup ilerlediğini hissediyorum. Bu benim için en değerli motivasyon.”
Öğrencilerini anlamanın önemine dikkat çeken Bıyık, kuşak farkı gözetmeden onların diliyle iletişim kurmaya özen gösterdiğini söyledi.
“Anahtar kavram sevgidir. Öğrenciler sevildiğini hissettiğinde kendini tamamen açıyor.” dedi.
“BU MESLEĞİ SEÇECEKLER İÇİN EN BÜYÜK TAVSİYEM: SABIR VE SEVGİ”
Öğretmenlik mesleğini düşünen gençlere seslenen Bıyık, sabrın ve sevginin bu mesleğin temel taşı olduğunu belirterek şu uyarıyı yaptı:
“Tatil süreleri üzerinden eleştiriliyoruz ama gerçek zorluklar sınıfın içindedir. Bir ortaokul ortamını, yüksek enerjili çocukları görmeden ‘öğretmen olurum’ demek kolay. Buna rağmen sabır gösterebiliyorsanız doğru yerdesiniz.”
“ÖĞRETMENLİK DUYGU DOLU BİR YOLCULUK”
Mesleğe yeni başlayan öğretmen Sevgi Erdoğan ise öğretmenliği şöyle anlattı:
“Öğrencilerin hayatına dokunmak tarifsiz bir mutluluk. Severek okudum, severek yapıyorum. Bu mesleği tercih edecek olanların gönülden istemesi gerekir.”
“BİZ YARINLARIN MİMARLARIYIZ”
İngilizce Öğretmeni Hakkı Şahin, öğretmenliğin yalnızca bir meslek değil, ülkenin geleceğine yön veren bir görev olduğunu vurguladı:
“Öğretmenlik, bireyleri şekillendirmenin ve bunun tüm ülkenin geleceğine etki ettiğini bilmenin verdiği ağır ama onurlu bir histir. Ülkenin kalkınmasının temelinde öğretmenlerin tutkusu vardır.”
Şahin, öğretmenliğin sınıfın dışına taşan, mesaisi olmayan bir meslek olduğunu belirterek şunları ekledi:
“Sadece akademik değil; sosyal, sanatsal, sportif ve ruhsal gelişimleri için de emek veriyoruz.”
“ATAMA BEKLEYEN ÖĞRETMENLER UMUTLARINI KAYBETMESİN”
Şahin, Öğretmenler Günü’nde öğretmen atamalarına da değindi:
“Binlerce genç öğretmenlik aşkıyla mezun oluyor ama kadro bulamıyor. Ancak öğretmenlik sadece devlet kadrosuyla sınırlı değildir; istek varsa bu meslek her yerde yapılabilir.” diyerek yeni nesil öğretmenlere moral verdi.
GELECEĞE BIRAKILAN EN KIYMETLİ MİRAS: İYİ YETİŞMİŞ BİR NESİL
Öğretmenlerin sesine kulak verdiğimiz bu özel çalışma, eğitim camiasının ne denli güçlü bir adanmışlıkla ayakta durduğunu açıkça ortaya koydu.
Öğretmenlerin ortak mesajı ise aynıydı:
“En büyük mirasımız, iyi yetişmiş bir nesil.”
Toplumun her kesimine düşen görev ise bu kutsal mesleğe daha güçlü destek vermek ve geleceği şekillendiren öğretmenlerin yanında durmak…