Kütahya’nın kalbinde, Büyük Bedesten’in tam karşısında yükselen tarihi cami, sadece bir ibadet mekânı değil; yangınlar, onarımlar ve dayanışma hikâyeleriyle dolu bir tarih kitabı gibi. Bugün hâlâ ayakta duran yapı, Kütahya halkının inanç, sabır ve estetik anlayışının sessiz bir tanığı olarak varlığını sürdürüyor.

YANGINLARLA YIKILDI, HALKIN DAYANIŞMASIYLA YENİDEN DOĞDU

Kayıtlara göre cami, ilk kez 1700 yılında çıkan büyük yangında harap oldu. 1824’te Derviş Mehmet tarafından yeniden inşa edilse de 1866’daki yangında bir kez daha alevlere teslim oldu. Ancak Kütahya halkı bu kadim mirası kaderine terk etmedi. İşkodralızade Hasan Hakkı Bey öncülüğünde toplanan yardımlarla cami üçüncü kez yeniden yapıldı. Bugün ayakta duran yapı, o dönemki dayanışmanın bir simgesi olarak kentin tarihine kazındı.

EĞİMLİ ARAZİ ÜZERİNDE SIRADIŞI MİMARİ

Caminin mimarisi, klasik Osmanlı plan anlayışından farklılık gösteriyor. Eğimli ve sınırlı arazi üzerine fevkâni (yükseltilmiş) olarak inşa edilen yapı, kesme taş ve moloz taşın uyumlu birleşimiyle dikkat çekiyor. Güney cephesinde yer alan tonozlu Sakahane bölümü, halk arasında “Hezâr Dînârî suyu” olarak bilinen kaynakla özdeşleşmiş durumda.

Balık bollaştı, fiyatlar düştü
Balık bollaştı, fiyatlar düştü
İçeriği Görüntüle

Batı cephesindeki giriş kapısı, üzerindeki 1870–1871 tarihli mermer kitabesiyle caminin tarihini sessizce anlatıyor. Güneydoğu kapısı ise zarif formuyla dikkat çekiyor. Ayrıca caminin batı ve güney cephelerine eklenen beş küçük dükkân, geçmişte yapının giderlerini karşılamak ve çevreye canlılık kazandırmak amacıyla yapılmış.

İÇ MEKÂNDA SANAT VE EL İŞÇİLİĞİ

Fevkâni planlı yapının iç kısmı üç bölüme ayrılıyor. Ahşap direkleri birbirine bağlayan Bursa tipi kemerlerin üzeri, ince kalem işi süslemelerle bezeli. Harimin ortasında yer alan bağdadi tavan, beşik tonoza benzer yapısıyla göz kamaştırıyor.

Mihrap, güney duvarında kare çinilerle süslenmiş olup altında 1899–1900 tarihleriyle “Mehmet Hilmi Kütahyalı” imzası yer alıyor. Tamamen el işçiliğiyle yapılmış ahşap minber ise çiçek motifleriyle süslenmiş zarif bir sanat örneği.

I M G 20251025 W A0125

HEZÂR DÎNÂRÎ SUYU BU CAMİNİN ALTINDA

Yapının bodrum katında yer alan Sakahane, Hezâr Dînârî suyu ile özdeşleşmiş durumda. Tonoz örtülü bu bölümde düzgün kesme taş ile moloz taşın birlikte kullanıldığı dikkat çekiyor. Güneybatı cephesindeki üçgen alınlıklı kapının üzerindeki kitabe zamanla tahrip olsa da, hâlâ Sultan Abdülaziz’in tuğrasını taşıyor.

I M G 20251025 W A0123

GEÇMİŞTEN GELECEĞE UZANAN BİR MİRAS

Bugün hâlâ halkın kullanımına açık olan cami, çevresindeki dükkânlarıyla kentin canlı dokusuna katkı sağlıyor. Geçirdiği onarımlara rağmen, hem Osmanlı taş işçiliğinin hem de yerel ustalığın izlerini taşımaya devam ediyor.

Kütahya’nın bu sessiz mirası, yüzyıllardır süren bir direnişin, bir inanç mirasının ve kolektif emeğin sembolü olarak kentin belleğinde yaşamayı sürdürüyor.

I M G 20251025 W A0124

Muhabir: MÜNEVVER YILMAZ