Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 85. yılı dolayısıyla Eğitim-İş Kütahya Şubesi tarafından yayımlanan açıklamada, bu eğitim kurumlarının Türkiye'nin aydınlanma tarihinde taşıdığı öneme dikkat çekildi. Yapılan açıklamada, Köy Enstitüleri’nin sadece birer okul değil, aynı zamanda halkçı ve üretken bir eğitim modelinin simgesi olduğu vurgulandı.
“EZBER DEĞİL, BİLGİYİ ÜRETEN NESİLLER YETİŞTİRDİ”
Eğitim-İş, açıklamasında Köy Enstitüleri’nin eğitimde ezbere değil; sorgulayan, üreten ve çözüm odaklı bireylerin yetişmesine öncülük ettiğini belirtti. 1940 yılında Hasan Âli Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’un önderliğinde kurulan bu kurumların, köylerde sadece öğretmen değil, aynı zamanda önder bireyler yetiştirdiği kaydedildi.
“KÖY ENSTİTÜLERİ, YAŞAMIN TA KENDİSİYDİ”
Hasanoğlan’dan Cılavuz’a, Beşikdüzü’nden Düziçi’ne kadar geniş bir coğrafyada kurulan bu enstitülerin, bilgiyi hayattan koparmadan, üretimle bütünleştiren bir sistem sunduğu ifade edildi. “Köy Enstitüleri’nde eğitim, sadece bilgi değil; aynı zamanda hayatın ta kendisiydi” denildi.
“GEÇMİŞİN IŞIĞI, GELECEĞE YOL GÖSTERİYOR”
Açıklamada, Köy Enstitüleri’nin kapatılmasının Türkiye adına büyük bir kayıp olduğu belirtilirken, bugün eğitimde yaşanan birçok sorunun da bilimsel, laik ve üretim odaklı anlayıştan uzaklaşmaktan kaynaklandığına dikkat çekildi.
“KÖY ENSTİTÜSÜ RUHU OKULLARA YENİDEN TAŞINMALI”
Eğitim-İş Kütahya Şubesi, açıklamasını şu ifadelerle noktaladı: “Köy Enstitüleri’nin ilerici ve çağdaş eğitim anlayışını bugünün okullarında yaşatmak, bizim temel hedefimizdir. Atatürk’ün ‘fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’ nesilleri ideali doğrultusunda yolumuza devam edeceğiz. 85. yılında Köy Enstitüleri’nin mirasını saygı ve kararlılıkla selamlıyoruz. Aydınlık bir gelecek için yeniden Köy Enstitüsü ruhuyla ilerleyeceğiz.”