Eğitim-İş Kütahya Şubesi, Türkiye’deki üniversitelerin içinde bulunduğu vahim tabloya ilişkin kapsamlı ve çarpıcı bir basın açıklaması yayımladı. Üniversitelerin tarihinin en ağır baskı ve kuşatma dönemini yaşadığı belirtilen açıklamada, yükseköğretimin liyakatsizlik, baskı ve rant anlayışıyla kuşatıldığı vurgulandı.
AKADEMİK ÖZGÜRLÜK YERİNE İTAAT DAYATMASI
Açıklamada üniversitelerin bilim üretmekten uzaklaştığı, ticari ve siyasi çıkar merkezli kurumlara dönüştüğü belirtildi. Akademik kadroların liyakate göre değil, siyasi sadakate göre belirlendiği ifade edilirken, apartman dairelerine sıkıştırılan üniversitelerin özgür düşüncenin değil, kontrolün adresi haline geldiği savunuldu.
6.8 MİLYON ÖĞRENCİ, 185 BİN AKADEMİSYEN: AMA BİLİM SUSMUŞ DURUMDA
208 üniversitede görev yapan 185 binden fazla akademisyen ve 6.8 milyon öğrenciye rağmen sistemin bilim üretme kapasitesini büyük ölçüde yitirdiği öne sürüldü. Bilimsel yayın üretmeyen isimlerin rektör yapılması ve özgür düşünen akademisyenlerin susturulması bu çöküşün nedenleri arasında gösterildi.
“YÖK 44 YILDIR BİLİMİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL”
12 Eylül rejiminin ürünü olan Yükseköğretim Kurulu da açıklamada hedef alındı. Avrupa Üniversiteler Birliği’nin 2024 raporuna atıfla, Türkiye'nin akademik özgürlükte Avrupa’nın en gerisinde yer aldığına dikkat çekilerek, YÖK’ün acilen kaldırılması gerektiği vurgulandı.
REKTÖR ATAMALARINDA ANAYASA YOK SAYILIYOR
Cumhurbaşkanı tarafından yapılan rektör atamalarının, Anayasa Mahkemesi kararına rağmen sürdürülmesi “hukuksuzluk” olarak tanımlandı. 56 üniversiteye yapılan bu tür atamaların üniversite özerkliğine ve anayasal düzene açık bir müdahale olduğu dile getirildi.
BİLİME DEĞİL, İTAATE BÜTÇE
2025 yılında devlet üniversitelerine 487 milyar TL bütçe ayrılırken, Diyanet’e 130 milyar TL ayrıldığına dikkat çekilen açıklamada, bu rakamlar Türkiye’nin bilime değil, itaate yatırım yaptığını gösteriyor ifadeleriyle eleştirildi.
ÜNİVERSİTELER LİSEYE DÖNÜŞTÜ
2016 yılında dünya sıralamasında ilk 1000’e giren Türk üniversitesi sayısı 18 iken, bu sayı 2023 itibarıyla 9’a düştü. Türkiye’nin bilimsel yayın kalitesi açısından birçok Orta Doğu ülkesinin gerisine düştüğü vurgulandı. Akademik özerklikten uzak, baskıcı yönetimlerin egemen olduğu üniversitelerin nitelik kaybı yaşadığı belirtildi.
ÖĞRENCİLERE SORUŞTURMA, KAMPÜSLERE POLİS
Üniversitelerde öğrencilerin demokratik taleplerinin disiplin cezalarıyla bastırıldığı, polis müdahalesinin sıradan hale geldiği ifade edildi. “En başarılı öğrencileri hak aradığı için cezalandırmak kabul edilemez” denildi.
“ÜNİVERSİTELERİ BU KUŞATMADAN KURTARACAĞIZ”
Açıklamanın sonunda Eğitim-İş Kütahya Şubesi şu çağrıyı yaptı:
“YÖK kaldırılmalı, üniversiteler özgür, demokratik ve özerk yapıya kavuşturulmalıdır. Bilimi susturan, üniversiteyi baskı altına alan her türlü uygulamaya karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu karanlığa teslim olmayacağız!”