Köy enstitüleri Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk zamanlarındaki önemli eğitim kurumlarından biriydi. Köy enstitüleri, 1940’lı yıllarda köylerde yaşayan yoksul çocukların eğitimine ve kırsal kesimin kalkınmasına yönelik olarak kurulmuştu. Bir cumhuriyet projesi olarak hayata geçirilen proje kapatılma sürecinde ve sonrasında sürekli tartışma konusu oldu. Bir kesim bunun siyasi anlaşmazlıklara kurban edildiğini düşünürken bir kesim ise köy enstitülerinin toplumun tamamında yankı bulmadığı ve bunun için başarısız olduğu görüşünde.

Köy enstitüleri, çiftçilik, hayvancılık, ziraat, sağlık, marangozluk, demircilik, terzilik gibi mesleklerin yanı sıra köylü halkın Avrupai yaşam standartlarına ulaşabilmesi için resim, batı enstrümanları eğitimi gibi konularda da eğitim görmekteydi ve bu sayede kırsal kesimde hem ekonomik kalkınmayı hem de kültürel devrimlerin de önünün açılması hedefleniyordu. Öğrencilere sosyal bilimler, edebiyat, matematik, tarih ve yabancı diller gibi dersler de veriliyordu, bu alanlarda başarılı öğrenciler eğitim hayatına devam ederken başarısız olanlar mesleki eğitimlerini tamamladıktan sonra nitelikli çalışan olarak hayata atılabiliyordu.

Köy enstitüleri, öğrencilere sağladığı bu fırsatlarla birlikte, aynı zamanda Türkiye’de okuryazarlık oranını da arttırmıştı. Öğretmenler, öğrencilerin aileleriyle de yakından ilgilenerek, kırsal kesimdeki ailelerin de okuma-yazma öğrenmesine öncülük ediyorlardı.

Ancak, 1950’li yılların başında köy enstitüleri, siyasi sebeplerle tartışmaların odağı haline geldi. Bazı kesimler, köy enstitülerinin komünizme hizmet ettiğini, toplumsal değerlere karşı olduğunu, yanlış bir şekilde batılılaşmaya sebep olduğunu iddia ettiler. Bu nedenle, köy enstitüleri kapatıldı ve yerlerine diğer eğitim kurumları açıldı. Köy enstitüleri, kısa ömrüne rağmen, Türkiye’deki eğitim tarihinde önemli bir yere sahip olmuştur.

(FATİH ÇİMEN)

Kaynak: Haber Merkezi