Kütahya'nın Efsanevi Hikayesi: Devlerin kenti Kütahya
Kütahya'nın geçmişinde, minareden boylu devlerin yaşadığına dair bir efsane dolaşır. Bu devler olağanüstü güçlü ve iri bedenleriyle tanınırlardı. Bazıları, susadıklarında kente üç kilometre uzaklıktaki Felent çayından su içerlerdi. Bir gün liderleri, onlara sırayla dizilmelerini emretti. Dizinin bir ucu Yoncalı'ya, diğer ucu ise Nemrut Kayası'na ulaşıyordu. Liderleri, Nemrut Kayası'ndan parçalar kestirerek, oda büyüklüğünde kaya parçalarını elden ele geçirerek Gulam Köyü yakınlarındaki şimdiki Hisar Tepe'ye taşıttı.
Enne Köyü ve Kütahya Kalesi'nin İnşası
Efsaneye göre, şimdiki Enne Köyü'nün adı da bu olaya dayanır. Köy, daha önceleri "Elele" olarak bilinirdi, ancak zamanla adı "Enne"ye dönüştü. Kale inşası uzun bir süreçti. Bedenler örüldü, surlar kuruldu, su mahzenleri kazıldı ve yeraltı yolları yapılarak, görkemli bir kale ortaya çıktı. Ancak, bin yaşına yaklaşmış olan başkanın, henüz bıyıkları yeni terlemiş olan ve 300 yaşında olan oğlu beklenmedik bir şekilde öldü. Bu durum karşısında başkan, kaleye bakarak "Üç yüz yaşında oğlum öldü hamı traş. Bu diyarda ölüm olduğunu bileydim, koymazdım taş üstüne taş" diye haykırdı.