Kütahya'nın hafızasına kazınmış en önemli eğitim yapılarından biri olan Kütahya Lisesi’nin tarihi taş binası, restorasyon için yapılan milyonluk ihaleye rağmen kaderine terk edildi. 2022 yılında sözleşmesi imzalanan ve 20 milyon lirayı aşkın bütçesi bulunan projede, sürenin dolmasına rağmen tek bir çivi dahi çakılmadı. Şehrin göbeğinde yer alan bu kıymetli yapı adeta göz göre göre çürümeye bırakıldı.
Tarihi Taş Binada Sessizlik Hâkim
Eğitim tarihine ışık tutan ve Kütahya’nın kültürel belleğinde özel bir yere sahip olan Kütahya Lisesi taş binası, yıllardır restore edilmeyi bekliyor. 2022’de başlatıldığı duyurulan “Güçlendirme ve Onarım Restorasyonu” projesi için:
Proje Bedeli: 20.616.547,12 TL
Sözleşme Tarihi: 20 Eylül 2022
İşin Bitiş Tarihi: 12 Mayıs 2024
olmasına rağmen, sahada hiçbir faaliyet gözlemlenmiyor. Binanın çevresi sac levhalarla kapatılmış, ancak içeri girildiğinde ne işçi sesi var ne de inşaat ekipmanı.
Geçen Süreye Rağmen Bir Adım Atılmadı
Vatandaşlar, sözleşme süresinin dolduğu 12 Mayıs 2024'ten bu yana herhangi bir hareketlilik olmamasına tepkili. “Bu ihale neden yapıldı, para harcandı mı, harcandıysa nereye?” gibi sorular Kütahya kamuoyunda yankılanıyor.
"Bu Okulda Yalnızca Öğrenciler Değil, Bir Tarih Yetişti!"
Okulun binlerce mezunu, öğretmeni ve velisi bugünlerde içeri hüzünle bakıyor. Pek çok akademisyen, sanatçı, bürokrat bu okuldan mezun oldu. Bir mezun şu ifadeleri kullandı:
"O taş duvarlar sadece ders anlatmadı, karakter de şekillendirdi. Şimdi ise onları bile ayakta tutamıyoruz."
Kamuoyu Yetkililerden Açıklama Bekliyor
Kütahya İl Milli Eğitim Müdürlüğü, yüklenici firma veya kontrol teşkilatından şu ana dek resmi bir açıklama yapılmadı. Vatandaşlar ve eğitim çevreleri artık net bilgi bekliyor:
"Restorasyon ne zaman başlayacak, proje iptal mi edildi, sözleşme uzatıldı mı, kaynak nerede?"
Kütahya Lisesi: Bir Taş Binadan Fazlası
1900’lü yılların başında inşa edilen Kütahya Lisesi taş binası, sadece bir eğitim yapısı değil; aynı zamanda şehrin eğitim, kültür ve mimari geçmişini temsil eden bir anıt niteliğinde. Bu nedenle her geçen gün yaşanan ihmal, sadece fiziksel değil, aynı zamanda tarihi bir yitimi de beraberinde getiriyor.