Kütahya’nın geçmişle kurduğu güçlü bağın simgelerinden biri olan tarihi küçük hamam, bugün bambaşka bir kimlikle kentin kültür hayatına yön veriyor. Yüzyıllar boyunca farklı işlevlerle kullanılan yapı, geçirdiği restorasyonun ardından bir sanat evi olarak yeniden hayat buldu. Tarihi dokusunu koruyarak geleceğe taşınan mekan, artık fırça sesleri, sohbetler ve üretim heyecanıyla anılıyor.
Dumlupınar Gazetesi olarak ziyaret ettiğimiz tarihi küçük hamam, yalnızca bir yapı değil; aynı zamanda geçmiş ile bugünü bir araya getiren canlı bir kültür alanı olarak öne çıkıyor. İşletmeci Saltuk Buğrahan Acar ve burada eğitim alan gençlerle yapılan görüşmeler, bu dönüşümün kent için ne denli önemli olduğunu ortaya koyuyor.
Yapının tarihsel serüveni, Kütahya’nın köklü geçmişini gözler önüne seriyor. İşletmeci Saltuk Buğrahan Acar, Germiyanoğlu Beyliği döneminde inşa edilen yapının uzun yıllar hamam olarak hizmet verdiğini hatırlatıyor. Zamanla çarşı ve iş hanı olarak kullanılan mekan, restorasyon sürecinin ardından kültür ve sanatla yeniden anlam kazanmış durumda.
Bugün tarihi küçük hamam, kentin tanınmış sanatçılarından Sebahat Sarıoğlu ve Eyüp İşal öncülüğünde düzenlenen resim ve çeşitli sanat kurslarına ev sahipliği yapıyor. Acar, amaçlarının sadece bir kurs merkezi oluşturmak değil, tarihi yaşatan bir üretim alanı meydana getirmek olduğunu vurguluyor.

Mekana ilk kez adım atanların tepkileri, yapının etkileyici atmosferini gözler önüne seriyor. Acar, ziyaretçilerin çoğu zaman yapıyı önce cami ya da müze sandığını belirtiyor. Tarihi hamam olduğunu öğrendiklerinde yaşanan şaşkınlık ise bu dönüşümün ne kadar çarpıcı olduğunu kanıtlıyor. Taş duvarlar, yüksek kubbe ve doğal ışıkla birleşen mimari, sanatla iç içe bir deneyim sunuyor. Bu özellik, mekanı sıradan bir kurs alanından çıkarıp kentin simgesel kültür noktalarından biri haline getiriyor.
Kütahya gençliği, sanata olan ilgisini bu tarihi mekanda daha özgür bir şekilde ifade edebiliyor. Günlük hayatın stresi ve yoğunluğundan uzaklaşmak isteyen gençler, sanat kursları sayesinde hem üretim yapıyor hem de sosyal bağlar kuruyor.
Saltuk Buğrahan Acar, gençlerin sanata yönelmesinin önündeki en büyük engellerden birinin ekonomik koşullar olduğuna dikkat çekiyor. Ailelerin yönlendirmesinin önemine vurgu yapan Acar, spor ve sanatın gençlerin kişisel gelişiminde vazgeçilmez bir rol oynadığını ifade ediyor. Tarihi doku içinde sanatla uğraşmanın, gençler üzerinde motive edici bir etkisi olduğunu da ekliyor.
Resim kursu öğrencilerinden Halime Tutuş, tarihi küçük hamamda çalışmanın kendisi için özel bir anlam taşıdığını dile getiriyor. Aynı zamanda Kent Konseyi Kültür ve Sanat Merkezi’nde ahşap boyama sanatçısı olan Tutuş, ressam Sebahat Sarıoğlu eşliğinde yürütülen çalışmalarda tarihle iç içe üretmenin ilham verici olduğunu söylüyor. Tutuş’a göre bu mekanda yapılan çalışmalar, sıradan bir atölyede elde edilemeyecek bir ruh taşıyor. Tarihin sessizliğinin ve mimarinin huzurunun, tuvallere yansıdığını ifade eden sanatçı, bu deneyimin yaşanmadan anlaşılamayacağını vurguluyor.
Sanatın ruhsal ve zihinsel rahatlama sağladığını belirten Halime Tutuş, özellikle gençleri bu ortama davet ediyor. Sanat evinin kapılarının herkese açık olduğunu söyleyen Tutuş, burada geçirilen zamanın sadece teknik bir eğitim değil, aynı zamanda içsel bir yolculuk sunduğunu dile getiriyor.
İşletmeci Acar da Kütahya halkından ve sanatseverlerden bu çalışmaya destek beklediklerini belirterek, tarihi küçük hamamın kentin ortak değeri olduğunu hatırlatıyor.




