Kütahya'da gerçekleştirdiğimiz sokak röportajında vatandaşlara “Kütahya sizin için ne ifade ediyor?” sorusunu yönelttik. Kimileri doğup büyüdüğü şehrini sevgiyle anlatırken, kimileri de işsizlik ve göç nedeniyle şehrin eski ruhunu yitirdiğini dile getirdi.
“Doğup büyüdüğüm şehir, sevmeyeyim mi?” diyen bir vatandaş, Kütahya’nın sakinliğinden, insanların birbirine olan saygısından memnun olduğunu ifade etti. Turistik alanların da şehre ayrı bir değer kattığını belirtti.
Ancak her görüş bu kadar iyimser değildi. 1983 doğumlu bir Kütahyalı, şehrin yıllardır ilerlemediğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Kütahya bir adım ileri gitmiş bir şehir değil benim için. Emekli şehri. İş olanakları yetersiz. Üç tane organize sanayi var ama maaşlar asgari ücrete bağlı. Gençler için umut yok. Göç kaçınılmaz oluyor.”
Gelenek ve görenekler konusunda ise halk ikiye bölünmüş durumda. Merkezde kültürel devamlılığın zayıfladığını düşünen bir vatandaş, “Köylerde halen daha adetler devam ediyor. Mesela İnka köyümüzde insanlar geleneklerine saygılı yaşıyor,” dedi. Diğer yandan, kına geceleri, geleneksel elbiseler ve şaba oyunlarıyla düğünlerini süsleyen vatandaşlar, bu değerleri yaşatmaya devam ettiklerini söyledi.
“Kütahya güzellik demek, anlatılmaz yaşanır,” diyen bir vatandaş ise şehrin doğasına ve huzuruna dikkat çekti. Bir diğer röportaj katılımcısı ise şehirde herhangi bir şikâyetinin olmadığını belirterek Kütahya’nın güvenli ve sakin yapısının kendisini mutlu ettiğini vurguladı.
Kadınların el işi, kıyafet ve yiyecek üretiminde aktif rol aldığını belirten bir kadın ise şunları söyledi:
“Kadınlarımız çok güzel işler yapıyor. Kıyafet dikiyorlar, yiyecek hazırlıyorlar. Takip ediyorum, beğeniyorum.”
Her görüşte ortak bir nokta vardı: Kütahya’yı sevmek ama daha iyi bir Kütahya’yı istemek. Geleneklerin korunmasını isteyen, gençlere istihdam alanı açılmasını bekleyen ve şehrin kalkınmasını arzulayan halkın sesi, bu röportajda yankı buldu.