Dumlupınar Gazetesi’nin gerçekleştirdiği sokak röportajı, Kütahyalıların Atatürk hakkında sahip olduğu bilgileri gözler önüne serdi. Doğum yeri, babasının adı ve Cumhuriyet’in ilan tarihi sorularına verilen yanıtlar hem düşündürdü hem de dikkat çekti.
Kütahyalılar, Atatürk'e Dair Soruları Yanıtladı
Dumlupınar Gazetesi muhabirlerinin yönelttiği üç temel soru, hem eğitici hem de düşündürücü sonuçlar ortaya koydu. Kütahyalılar, Atatürk’ün doğduğu şehir, Babasının adı, Cumhuriyet’in ilan tarihi olmak üzere üç temel soruyu yanıtladı.
Kütahyalılar, Atatürk Hakkında En Çok Hangi Bilgiyi Biliyor?
Katılımcıların 12 kişiden 8’i Atatürk’ün doğum yerini doğru şekilde “Selanik” olarak bildi. Bu oran, genel tarih bilgisinin özellikle eğitim yıllarında öğretilen konularda daha sağlam olduğunu gösteriyor.
Sorular arasında en az doğru cevap verilen soru, Atatürk’ün babasının adı oldu. Yalnızca 6 kişi doğru yanıt olan “Ali Rıza Efendi”yi bildi. Bu durum, ailevi bilgiler ve kişisel detayların kamuoyu hafızasında yeterince yer etmediğini gözler önüne serdi. 8 vatandaş, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilan tarihi olan “29 Ekim 1923” yanıtını verdi. Bu sonuç, milli bayramların tarihsel kökeninin daha iyi bilindiğini ortaya koydu. Ancak 4 kişinin bu kritik tarihi bilememesi, eğitimde ve toplumsal hafızada hâlâ eksikler olduğunu gösteriyor.
Atatürk'e İlişkin Sorulan Soruların Yanıtları
Mustafa Kemal Atatürk, 1881 yılında Selanik'te dünyaya geldi. Babasının adı “Ali Rıza Efendi”, annesinin adı ise “Zübeyde Hanım”dır. Küçük yaşlardan itibaren disiplinli bir eğitim alan Atatürk, daha sonra askeri kariyeri ve stratejik zekâsı ile Türk milletinin kurtuluşuna öncülük etti. Cumhuriyet ise 29 Ekim 1923’te ilan edildi.
Röportaj sonuçları, Kütahya halkının Atatürk ve Cumhuriyet’e karşı ilgili ve bilinçli bir tutum içinde olduğunu, ancak bazı temel bilgilerin ya unutulduğunu ya da hiç öğrenilmediğini gösteriyor. Özellikle detay içeren bilgiler konusunda toplumun daha fazla bilgilendirilmesi gerektiği görülüyor.
Uzmanlar, bu tarz bilgilerin yalnızca okul yıllarında değil, toplumun her kesimine yönelik eğitim ve kültürel etkinliklerle sürekli olarak güncel tutulması gerektiğini vurguluyor. Sivil toplum kuruluşları, medya ve kamu kurumlarına da bu konuda büyük görev düşüyor. Kütahya sokaklarından yükselen bu ses, Atatürk’ü tanımak ve anlamak adına hepimizin yeniden düşünmesi gereken bir tablo sunuyor.
