Kütahya’nın eşsiz Hekmane eriği ile hazırlanan hoşaf, yalnızca bir içecek değil, nesiller boyunca aktarılan bir kültürün simgesi olarak biliniyor.
Kütahya’da Hekmane Erik Hoşafının Kökeni
Kütahya’nın verimli topraklarında yetişen Hekmane eriği, aroması ve dokusuyla diğer eriklerden ayrılır. Yüzyıllardır köylerde yaz sıcaklarını serinletmek için kullanılan bu hoşaf, aile sofralarının vazgeçilmezidir.
Köy halkı, eriği güneşte olgunlaştırır, ardından hafifçe suda bekleterek veya kısa süre kaynatarak hoşafını hazırlar. Bu yöntem, meyvenin doğal aromasını ve rengini korur, tatlı-ekşi dengesiyle öne çıkar.
Hekmane erik hoşafı, Kütahya’da misafirperverliğin simgesi olarak kabul edilir. Eskiden köy evlerinde misafire ikram edilen ilk içecek genellikle bu hoşaf olurdu.
Rivayetlere göre, bir köyde Hekmane eriklerinden yapılan hoşaf, yazın sıcak günlerinde hastalara şifa niyetine sunulurdu. Hafif ekşi tadı ile metabolizmayı rahatlatır ve serinletici etkisiyle bilinirdi. Böylece her sofrada hem lezzet hem de sağlık anlamına gelirdi.
Hekmane Erik Hoşafı Nasıl Hazırlanır?
Hekmane erik hoşafının tarifinde basitlik kadar incelik de önemlidir:
Erikler yıkanır ve sapları temizlenir.
Su ile kısa süre kaynatılır, damak zevkine göre şeker eklenir.
Kaynatma süresi kısa tutulur; böylece meyvenin rengi ve aroması korunur.
Soğutulduktan sonra buz ile servis edilir, özellikle yaz günlerinde serinletici bir içecek olarak sofralara gelir.
Modern sofralarda da, tatlıların yanında veya kahvaltılarda tercih edilmeye devam ediyor. Ayrıca Kütahya’nın yöresel festivallerinde de sıkça karşılaşılır.
Hekmane erik hoşafı, Kütahya’nın kültürel mirasını taşıyan bir simge olarak bilinir. Köylerde, anneler ve büyükanneler torunlarına tarifleri ve hazırlama ritüellerini öğretir. Bu sayede hem geleneksel mutfak kültürü hem de toplumsal bağ korunur.
Son yıllarda genç kuşak, modern dokunuşlar ekleyerek hoşafı farklı sunumlarla servis ediyor. Ancak temel lezzet ve Hekmane eriğinin doğallığı, her zaman ilk günkü gibi korunuyor.