Kütahya'da dilden dile aktarılan “Yoncalı Efsanesi”, hem bölgenin termal turizmine yön vermiş hem de doğayla gelen iyileşmenin simgesi hâline gelmiş durumda. Rivayete göre, bir dönem kentin valisinin güzelliğiyle ün salan kızı, amansız ve bulaşıcı bir hastalığa yakalanır. Hastalığın çaresi bulunamayınca, hem toplum sağlığı hem de kızın kendi selameti için onu ıssız bir alana, bugünkü Yoncalı’ya bırakırlar.
Hastalıkla gelen yalnızlık
Bir dönem valilik makamında oturan yöneticinin güzelliğiyle tanınan kızı, çaresiz bir hastalığa yakalanır. Hem bulaşıcı hem de tedavisi olmayan bu hastalık, halk arasında korkuya neden olur. Valilik, kızını izole etmek zorunda kalır ve ıssız bir alana, bugünkü Yoncalı'nın bulunduğu bölgeye çadır kurarak oraya bırakır.
Bir kurdun izinde doğaya tutunmak
Genç kız, yalnızlığın ve hastalığın pençesinde hayatta kalmaya çalışırken, dikkatini her gün aynı yoldan gidip gelen cılız bir kurt çeker. Günler geçtikçe kurdun iyileştiğini, tüylerinin çıktığını fark eder. Merakına yenik düşen kız, sürünerek kurdu takip eder. Karşısına çıkan bataklıklarda kurdun yıkandığını ve ardından temiz suda durulandığını görür.
Bataklıktan doğan umut
Kız da aynı şekilde batak suya girip çıkar, ardından temiz suda yıkanır. Günbegün bedeninde iyileşmeler başlar. Saçları çıkar, yüzü toparlanır, bedeni güçlenir. Bir zamanlar ölümle burun buruna olan genç kız, yeniden hayata döner.
“Cin misin, insan mısın?”
Günün birinde bölgeden geçen bir çoban, kızla karşılaşır. Onu görünce şaşkınlıkla, “Cin misin, insan mısın?” diye sorar. Kız da “Ne cinim ne de periyim, senin gibi bir insanım,” diyerek başından geçenleri anlatır. Çoban, kızın hikâyesinden etkilenir ve onu valiye götürür.
Mucizeyle gelen düğün
Kızını karşısında sağlıklı gören vali, şaşkınlığını gizleyemez. Gözyaşları içinde kızına sarılır ve çobana dönerek, “Dile benden ne dilersen,” der. Çoban, önce sağlık diler, ardından kızıyla evlenmek istediğini söyler. Vali de bu isteği kabul eder. Kız ile çoban evlenir.
Herkese şifa olsun diye…
Vali, kızının iyileştiği bu toprakların kutsallığına inanır. Herkes faydalansın diye bölgeye bir hamam ve bir cami yaptırır. Böylece Yoncalı, yalnızca bir efsanenin değil, şifanın adı olur.
Bugün Yoncalı Kaplıcaları, termal turizm açısından önemli bir merkez konumunda. Hem efsanesiyle hem de şifalı sularıyla yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgi odağı olmayı sürdürüyor.