Kadın sağlığını en çok tehdit eden hastalıkların başında gelen meme kanserinde artan risk oranları endişe yaratıyor. Yıllar içinde uzayan yaşam süresi ve değişen yaşam tarzları nedeniyle, bu korkutucu istatistik, her geçen gün yükseliyor.
Konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulunan Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İbrahim Girgin, tıp fakültesine girdiği yıllarda her dokuz kadından birini etkileyen bu istatistiğin, ne yazık ki günümüzde her yedi kadından birine ulaştığını belirtiyor. Op. Dr. GİRGİN, kadınlarda en sık görülen kanser türü olmasına rağmen, erkeklerde de nadiren görüldüğünü ekliyor.
TEDAVİDE MULTİDİSİPLİNER YAKLAŞIM:
Op. Dr. İbrahim Girgin istatistiksel artışa rağmen tıptaki devrim niteliğindeki gelişmelerle umutlu bir tablo çiziyor:
"Genel Cerrahi, Plastik Cerrahi, Tıbbi Onkoloji, Radyasyon Onkolojisi ve Radyoloji alanlarındaki inanılmaz gelişmeler sonucu, meme kanseri artık eskisi kadar organ kaybına neden olmayan, öldürücü olmayan ve kontrol altında tutulabilen bir hastalık haline gelmiştir. Artık cerrahi tedavi (mastektomi) yerine onkoplastik yaklaşımlar ve kemoterapi/radyoterapiye dirençli vakalarda hedefe yönelik (akıllı) tedaviler ile çok daha başarılı sonuçlar alıyoruz. Ancak bunun için tek şart var: Hastalığı mümkün olduğunca erken evrede yakalamak."
Op. Dr. Girgin, erken evrede yakalanan vakaların çoğunlukla ya hastanın kendi kendini muayene ederek bulduğu ya da şikayeti yokken zamanında tarama kontrollerine gittiği durumlar olduğunu vurguluyor.
OP. DR. GİRGİN 'DEN EK TIBBİ BİLGİLER VE KORUNMA YOLLARI
Risk Faktörleri ve Korunma Yolları:
Op. Dr. İbrahim GİRGİN, meme kanserinin oluşumunda genetik faktörlerin yanı sıra çevresel ve yaşam tarzı faktörlerinin de etkili olduğunu belirterek, korunma yollarını şöyle özetledi:
• Yaşam Tarzı: Obezite, hareketsiz yaşam ve yetersiz fiziksel aktivite, riski artırmaktadır. Düzenli egzersiz ve sağlıklı vücut ağırlığını korumak, riski azaltmada kritik rol oynar.
• Hormonal Durum: Erken adet görme, geç menopoza girme ve hiç doğum yapmamış olmak gibi uzun süre östrojene maruz kalma durumları risk faktörüdür.
• Alkol ve Sigara: Kullanımdan kaçınılması, genel kanser riskini düşürmede önemlidir.
ERKEN TEŞHİSTE HAYATİ 5 ADIM:
Op. Dr. İbrahim Girgin, erken teşhis için kullanılan 5 temel yöntemi bir kez daha hatırlattı:
1. Kendi Kendine Meme Muayenesi (KKMM): 20 yaşından itibaren ayda bir kez, tercihen adetin bitimini takip eden günlerde yapılmalıdır.
2. Klinik Muayene ve Ultrasonografi (USG): 40 yaşından önce, meme dokusu daha yoğun olduğu için temel görüntülemedir. Şikayet ve risk durumunda kullanılır.
3. Mamografi (Yıllık Tarama): 40 yaşından sonra, hiçbir şikâyet olmasa bile yılda bir kez çektirilmelidir. Mamografi, klinik olarak saptanamayan mikrokalsifikasyonları (potansiyel kanser öncüsü) görmede vazgeçilmezdir.
4. Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): Özellikle yüksek riskli gruplarda (BRCA gen mutasyonu taşıyıcıları) veya mamografi ile kesin teşhis konulamayan durumlarda hekimin kararıyla tarama veya tanı amaçlı ek olarak kullanılır.
5. Genetik Testler: Ailesel yatkınlığın araştırılması, bireysel riskin belirlenmesi açısından büyük önem taşır. Op. Dr. GİRGİN, ailesinde erken yaşta veya çoklu meme/yumurtalık kanseri öyküsü bulunanların mutlaka genetik danışmanlık alması gerektiğini vurguladı.
Op. Dr. İbrahim Girgin, tüm kadınları bu beş adımlı tarama yöntemini ciddiye almaya ve sağlık kontrollerini aksatmamaya davet ediyor. Unutulmamalıdır ki, meme kanserinde tedavi başarısı, hastalığın hangi evrede yakalandığı ile doğru orantılıdır.