Her yıl 8 Kasım, dünyanın dört bir yanında Dünya Şehircilik Günü olarak kutlanıyor. 1949 yılından bu yana kutlanan bu özel gün, kentlerin sadece binalardan ibaret olmadığını; insan, doğa ve kültürle bütünleşmiş yaşanabilir şehirlerin önemini hatırlatıyor.
Kent planlaması; bireylerin sağlıklı, güvenli ve adil yaşam alanlarında hayatlarını sürdürebilmeleri için yol gösterici bir unsur olarak görülüyor. Bu kapsamda Dumlupınar Gazetesi, Kütahya’nın şehir kimliği üzerine özel bir söyleşi gerçekleştirdi. Gazeteci M. Mert Opuş’un sorularını yanıtlayan Mimar Hilal Türk Orha, Kütahya’nın tarihsel potansiyelini, şehircilik vizyonunu ve sürdürülebilir planlama gerekliliğini değerlendirdi.
“Kütahya’nın Belirgin Bir Şehir Kimliği Yok Ama Oluşturulabilir”
Mimar Hilal Türk Orha, Kütahya’nın köklü geçmişine rağmen belirgin bir şehir kimliği oluşturamadığını vurguladı:
“Şu anda Kütahya’nın belirgin bir şehircilik kimliği olduğunu söyleyemeyiz. Ancak Kütahya çok eski, kadim bir şehir. Güçlü bir kültürel dokusu var. Eğer biz bu dokuyu doğru bir şekilde ön plana çıkarabilirsek, o zaman dikkat çekici bir şehir kimliğinden bahsedebiliriz.”

Orha, şehir kimliğinin sadece binalardan değil, kültür, tarih ve insan dokusunun uyumundan doğduğuna dikkat çekti.
“Tarihi Akslar Vurgulanmalı, Şehrin Katmanları Görünür Kılınmalı”
Kütahya’nın çok katmanlı geçmişine değinen Orha, kentin Bizans, Selçuklu, Germiyanoğulları ve Osmanlı dönemlerinden kalan yapılarının doğru biçimde değerlendirilemediğini ifade etti:
“Ulu Cami’den başlayan, Samanpazarı’na ve Germiyan Konakları’na, oradan Hisar’a uzanan çok değerli bir tarihi aks var. Bu bölgede yapılacak restorasyon ve tanıtım çalışmaları, Kütahya’nın kimliğini yeniden inşa eder. Bu katmanları öne çıkarmak şehrin geleceği için büyük bir fırsat.”
“Kütahya’nın Şehir Kimliği Planlı Bir Vizyonla Güçlendirilebilir”
Orha, şehir kimliği oluşturmanın planlı bir şehircilik vizyonuyla mümkün olacağını belirtti:
“Kütahya bu konuda çok güçlü bir altyapıya sahip. Ama önemli olan bu potansiyeli fark edip planlı biçimde ilerleyebilmek. Eskişehir, tarih açısından bizden daha az katmana sahip olmasına rağmen tanıtımını çok iyi yapıyor. Bizim de aynı şekilde kültürümüzü öne çıkaran bir vizyona ihtiyacımız var.”
Orha, kentin önemli akslarının belirlenip fonksiyonel planlamayla desteklenmesi gerektiğini vurguladı:
“Bu süreç katman katman ilerlemeli. Önce alanları tanımlayıp ardından bina ölçeğine inilmeli. Ufak adımlar atılıyor ama bu sürecin hızlanması gerekiyor.”
“Tarihi Yapılar Sürdürülebilir Şekilde Kullanılmalı”
Mimar Hilal Türk Orha, tarihi yapıların korunmasının yanı sıra sürdürülebilir biçimde işlevlendirilmesi gerektiğini söyledi.
“Kütahya’da bu mümkün. Mesela Çavdarhisar’daki ‘Çavdarhisar Evi’ çok güzel bir örnek. Tarihi kalıntılar arasında hem kadın istihdamı sağlanıyor hem yerel üretim destekleniyor. Bu tür örnekler, hem tarih bilincini hem de sürdürülebilir kalkınmayı güçlendiriyor.”
Orha, bu modelin kadın emeği, turizm ve yerel üretimi birleştiren çok yönlü bir şehircilik anlayışı sunduğunu belirtti.
Kütahya’nın Kimliği: Geçmişten Geleceğe Taşınan Bir Potansiyel
Dünya Şehircilik Günü, kentlerin yalnızca yapı taşlarını değil, kültürünü ve kimliğini de hatırlatıyor. Mimar Hilal Türk Orha’nın sözleriyle, Kütahya; tarihsel mirası, mimari dokusu ve kültürel çeşitliliğiyle Türkiye’nin şehir kimliği en güçlü potansiyellerinden birine sahip.
Ancak bu potansiyelin gerçeğe dönüşmesi, vizyoner planlama, sürdürülebilir projeler ve kültürel bilinci önceleyen şehir politikalarıyla mümkün olacak.




