Bam (bâm, bem, dam); evin üstü, çatı… Bam; musikîde ‘bam teli’nin orijinal telâffuzu ‘bem teli’… Bem; kanun, tambur gibi sazlara takılan tel, sakalın dudağa en yakın olan kalın teli… Telli sazların en üstünde bulunduğu ve kalın ses veren tel… Bam telinin karşıtı, zîr (alt) tel, en ince tel… Zîrübem; alt ve üst, ince ve kalın teller… Mâzide, uluslararası bir nota sistemi yokmuş; musikî üstatları seslerin her birine birer makam ismi vererek sanatlarını icra ederlermiş; ud ve tambur adlı klasik musikînin iki mühim çalgısındaki kalın sesli ‘do’ teline de ‘bam’ teli denirmiş… Bam teli; kadim medeniyetimizde köklü geleneğimizin izlerini taşımakta… Bam teli, geleneksel müzik aletlerimizin en önemli özelliği… Bam teli olmadan, Orta Asya'dan intikal eden, binlerce yıllık bir geçmişe sahip enstrümanlarımızdan (çalgı aletlerimizden) söz edemeyiz… Bam teli, özellikle Türk halk müziğimizde ve halk danslarında çok önemli… Kısa-uzun bağlama ince ve kalın bam teli… Bam teli, uzun ince bir sap ve üzerine tellerin gerildiği bir gövdeden oluşur; ahşap malzemelerden yapılır; ustalık gerektiren bir çalma tekniğiyle çalınır; çalgının tellerine parmaklarla veya bir mızrap yardımıyla vurularak çeşitli melodiler üretilir…
Bam teli; düğünlerin, bayramların ve diğer özel günlerin, halk müziği konserlerinin ve gösterilerin vazgeçilemezi… Bam teli, kadim medeniyetimizde duygularımızı ifade etmede ve birlik duygusunu pekiştirmede önemli rol oynamış… Ancak, maalesef, bam teli ve geleneksel enstrümanlarımız, modern müzik aletlerinin karşısında varlıklarını sürdürmede zorlanmaktalar… Bam teli de, modern teknolojiye yenik düşüp dijitalleşen dünyada şekil değiştirmekte… Bam telinden vaz geçsek ne yazar, vazgeçmesek ne yazar; her bir şeyin cılkının çıktığı hengâmede… ‘Bam’ demeden öte, ses çıkaracak hâl mi kaldı her birimizde… Bam telimize dokunan dokunana… Yitirdiğimiz değerler, bam telininin dilinden dökülse, silkelenip kendimize gelebilir miydik acaba? Bizi ne güzel anlatırdı bam teli bir bağlamada… Bam telimiz, püf noktamızdı… Püf noktamız, bize ait değerlerdi… Bağ telinden çıkan nağmeler… Âşık Veysel’in sazından dinlediklerimiz, ‘Uzun ince bir yoldayım’, ‘Dostlar beni hatırlasın’, ‘Güzelliğin on para etmez’, ‘Beni hor görme’, ‘Beş günlük dünya’, ‘Derdimi dökersem derin dereye’, ‘Kahpe felek’, ‘Kara toprak’…
Bam telinin, müzik aletlerinde kullanılması normal; insanlarda kullanılması, iletişimi felç eden ahvâl… En yüksek perdeden nağme çıkaran bam telinin sesi; bağıran, öfke ile sesini yükselten kişilerin köpürmelerine benzer… Bu, ‘birinin bam teline basmak (veya dokunmak)’… Birisinin aşırı derecede kızdıracak bir sözün kasten söylenmesi, muhatabın bam teline basmak olur… Kızan biri, öfke kontrolüne sahip değilse, bam telinden ses verir, hışım ile bulunduğu mekânı çınlatır… Bam teline basmak, bir kimseyi, duyarlı olduğu konuda kızdıracak söz söylemek veya öfkelendirecek bir şey yapmak anlamında… Bir insanı zıvanadan çıkarmak, delirtmek için, onun bam teline basmak yeterli… Herkesin bir derdi vardır, o yüzden birinin ‘bam teline basmak’tan, duyarlılık gösterdiği konuda kızdıracak söz söylemekten, öfkelendirecek bir şey yapmaktan kaçınmak en iyisi… Bize düşen, birinin bam teline basmak olmamalı… Bam teline basarak, birinin derdinin depreşmesine neden olmamalı... İnsan olan insan, insanca muamele yapar… İnsan derdi ile yaşar, dertlere dert katmamalı, insan olan insan…
​Bam teline basmak, damarına basmak demek… Bir insanın damarına, bam teline, her gün ısıtılarak yenen yemek (temcit pilavı) gibi basıldıkça; dert, dert olmaktan öte, insanı zıvanadan çıkarır… Bam teline basmanın ötesine geçilmesi, zulüm… Aynı telden konuşmayanların anlayamayacakları bir şey bu… Böylesi bir durumda bam teli kopar… Bam telinin koptuğu nokta, püf noktasıdır, kilit taşıdır… Meselâ, bir yemeğin başarısı genellikle püf noktasında gizlidir; bu nokta, yemeğin lezzetini ve dokusunu belirleyen kritik bir ayrıntıdır… Bam telinin koptuğu nokta, yemek pişirirken veya bir tarifi uygularken hata yapmanın sonucudur… Bam telinin koptuğu noktayı önlemek ve başarılı bir yemek hazırlamanın püf noktaları… Bam telinin koptuğu noktayı önlemenin en önemli adımları, dikkat ve sabır… Yemek tarifini dikkatlice okumak ve her aşamayı doğru uygulamak gerek… Yemeği hazırlarken doğru malzemeleri kullanmak çok önemli… Yemek tarifinde belirtilen malzemeleri doğru ölçülerde kullanmak ve kaliteli malzemeler tercih etmek mühim… Yemek pişirirken ısı kontrolü çok gerekli… Yemeği pişirirken ateşin veya fırının sıcaklığını sürekli olarak kontrol etmek lâzım… Yemek tarifini ilk kez deniyorsak, daha dikkatli olmak gerek... Önceden denemek ve tecrübe kazanmak gerekir… Yemek tarifini birkaç kez deneyerek püf noktalarını ve işin bam telini iyi öğrenmeliyiz… Yemek tarifine körü körüne bağlı kalmak, anlamlı olmayabilir, esnek olmakta yarar var… Yemek malzemesi eksikse veya değiştirilmesi gerekiyorsa, akılcı olmak ve tarifi kendi damak zevkimize uygun hâle getirmek lâzım… Yemek pişirmek bir sanattır ve deneyim kazanmak zaman alır… Yaptığımız her hata bize bir şeyler öğretmeli ve daha iyisini yapabilmeliyiz… Yemek, sadece bir misâl… Her bir işte, bam teli ve püf noktası bilinmeli ki başarılı olabilelim her bir yerde ve durumda, bir işi kotarılabilmek için…
Bam telinin koptuğu nokta, bir işi yaparken karşılaşılabilecek herhangi bir sorun da olabilir… Ancak, bir şeyin püf noktalarını bilip uygulayarak, her bir güçlüğün üstesinden gelebiliriz, sorunları çıkmadan önleyebiliriz ve daha başarılı sonuçlar elde edebiliriz… Dikkat, sabır ve deneyimle, bam telinin koptuğu noktaları ve püf noktalarını öngörebiliriz, görebiliriz… Meseleye sadece maydanoz olmak garabetiyle hareket edilerek yol kat edilemez… Meseleyi 12’den algılayabilmenin yolu bam telinde saklı… Bam teline dokunuşlar, kilit taşlarını yerli yerine koyabilmek gibidir… Bam teline dikkat etmek, doğru sözü; doğru zamanda, doğru yerde ve doğru bir şekilde söyleyebilmekle alâkalı… Söz kalabalığı/laf-ı güzaf/dedikoduyla, laf dalaşı ve hadiselerle meşgul olmak yerine, düşünce/fikir planında kalınmalı ve söylenen söz tatbik edilmeli… Ağzı olan konuşunca, dinlemeden, algılamadan ve anlamadan konuşunca, sorun yumağı büyür, kördüğüm hâline gelir ve bam teli kopar… Ne söylendiği, sözün nasıl söylendiği, sözün kime/neye söylendiği, sözün nerede söylendiğidir, önemli olan… Sözü, kıymetli ve kalıcı kılabilmek de, kaydedilmesine/yazılmasına, belge hâline dönüştürülmesine bağlı… Sözün tehdide, küfre dönüşmesi, maksadını aşan söze dönüşmesi ve sözün ipe sapa gelmez söyleme dönüşmesi; iletişimi ifsat eden hâl…
Övünülecek tarafımız slogan mı, yafta mı, sözün kıymeti mi, nesep mi, asâlet mi, önyargı ile bulduğumuz sebep mi? Densiz ve doğru olmayan üslupla uygunsuz bir şekilde hakkı, doğruyu söylemek ne kadar doğru? Hakaret ve küfürler… Fikir adına lafı olmayan dilli düdüklerin (çokbilmişlerin) gafı çok olur; bu, bam telinin koptuğu noktadır… Selam, sevgi ve saygılarımla.