Kârdan zarar, iş dünyasında, ilk bakışta çelişkili görünse de, ekonomide ve ticarette sıkça karşılaşılan bir durum… Kârdan zarar, özellikle kısa vadede elde edilen kazançların uzun vadede zarara dönüşebileceği, planlanmamış maliyetlerin veya yanlış stratejik kararların beklenen faydaların ötesine geçebileceğini anlatan hâl… Kârdan zarar, şirketlerin kâr elde etmelerine rağmen yapılan hatalar veya fırsatların yanlış değerlendirilmesi sonucu beklenmedik kayıplarla karşılaşmaları ahvâli… Kârdan zarar, bir işletmenin belirli bir süre içinde kârlı görünmesine rağmen uzun vadede finansal zararlara yol açabilecek kararlar almasıyla ya da stratejik hatalar yapmasıyla ortaya çıkan gerçek… Mevcut kârdan zarar, sermayenin erimeye başlaması… Kârdan zarar, aslında zarar değil… Bu, hakça paylaşmanın, yardımlaşmanın zarar gibi görünen gerçek iyiliğin görünmez kârı… Bu, toplumun ve bireyin refahından çalmaya çırpmaya konulan takoz… Bu, sömürünün görünmez yüzünün görünür hâle getirilmesi, açığa çıkarılması…
Bilindik kârdan zarar olan durumlar… Kısa vadeli kârı maksimize etme amacıyla uzun vadeli yatırımları ihmâl etmek, şirketlerin, hızlı kazanç sağlamak için uzun vadede büyümelerini sağlayacak yatırımlardan vazgeçmeleri, gelecekte rekabet gücünün azalmasına ve pazar payının kaybedilmesine neden olan girişimler… Kâr amacıyla kaliteden ödün verilmesi, maliyetleri azaltarak kısa vadede kârlılığın artırılması, ürün veya hizmet kalitesinin düşürülmesi nedeniyle uzun vadede müşteri kaybının olması… Aşırı genişleyerek ve borçlanarak, hızlı büyüme stratejisinin uygulanmasıyla yüksek oranda borçlanılması… Yanlış stratejik kararlar alınarak kısa vadeli düşünülmesi… Yanlış yatırım kararları alınarak, yüksek kâr elde etme beklentisiyle geçici bir talep artışına göre yanlış yatırımlar yapılması… Maliyetleri azaltmak için iş gücünden kesintiler yapılması, Ar-Ge yatırımlarını azaltarak düşük kaliteli hammaddelerin tercih edilmesi… Rekabet avantajı sağlayarak, fiyatların aşırı derecede düşürülmesi...
Kârdan zarar durumunun önlenmesi, şirketlerin uzun vadeli stratejik planlar yapmasına ve kısa vadeli kazançları maksimize etmekten kaçınmasına bağlı… Bunun için yapılması gerekenler çok önemli… Kısa vadeli kazançlara odaklanmak yerine, uzun vadeli büyüme ve sürdürülebilirlik üzerine planlar yapılmalı… Gelecekteki fırsatları ve tehditleri göz önünde bulundurarak, stratejik yatırımlar yapmalı… Kârı artırmak için kaliteden ödün vermek yerine, müşteri memnuniyetini artıracak, kârı mâkul düzeyde tutan yatırımlar yapılmalı… Yatırım kararları alınırken, risk analizleri yapılmalı ve aşırı borçlanmaktan kaçınılmalı… Mevcut kâr ve kazançlar düşünülürken, potansiyel riskler de dikkate alınmalı… Kısa vadeli kâr elde etmek için Ar-Ge yatırımları azaltılmamalı; inovasyona (yenilenmeye) ve teknolojiye yatırım yapılmalı… Uzun soluklu düşünülmeli… İş dünyasında, kâr ve zarar, birbirinin karşıtı olarak görülen iki temel kavram… Kâr ve zarar, her zaman net olmayabilir… Bazen bir işletme, kâr elde ederken bile zarar edebilir ya da zarar gibi görünen durumlar, uzun vadede kazanca dönüşebilir… Kâr ve zararın bir arada bulunduğu böylesi durumlar, iş stratejilerinde önemli bir denge gerektirir… Kâr ve zarar, bir işletmenin finansal performansını değerlendiren doğru bir ölçüt… Kâr, işletmenin gelirlerinin giderlerinden fazla olması durumu, zarar ise tam tersi… Kısa vadeli kârın uzun vadede zarara, ya da kısa vadeli zararın uzun vadede kâra dönüşmesi mümkün… Bir işletme, yeni bir pazara girmek veya üretim kapasitesini artırmak için büyük yatırımlar yaptığında, başlangıçta ciddi maliyetler üstlenir ve bu durum zarar gibi görünebilir… Bu, uzun vadede işletmenin büyümesini ve kârını artıracak fırsatların önünü açabilir, kısa vadeli zarar, uzun vadeli kâra dönüşebilir... Meselâ, Ar-Ge’ye büyük yatırımlar yapılarak yenilikçi ürünler geliştirilerek yapılan masraflar, kısa vadede zarar gibi görülebilir, ancak başarılı bir ürün piyasaya sürüldüğünde, bu zarar telâfi edilerek, büyük kâr elde edilebilir… Rekabet avantajı sağlamak amacıyla ürünlerinin fiyatlarının geçici olarak düşürülmesi, kâr marjlarını/paylarını daraltarak kısa vadede zarar getirebilir… Düşük fiyatlar sayesinde müşteri tabanı genişletilerek, uzun vadede sadık müşteriler kazanılarak ve daha büyük bir pazar payı elde edilerek daha çok kâr elde edilebilir… E-ticarette yapılan indirimli fiyat politikaları, başlangıçta kârlılığı düşürebilir, lâkin zamanla marka bilinirliğini ve müşteri bağlılığını sağlayarak toplamda kârı artırabilir… Olması gereken, algı üzerine, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan anlayışla kâr yapılmaması… Hakça ve âdilce paylaşmanın gereği, üretim ve tüketim dengesinin bozulmamasıdır… Haksız kâr ile zengin olup, toplumun ve bireylerin yoksul ve mağdur kılınması, kabul edilemez…
Kârdan zararı ve sonuçta iflası önlemek için, kısa vadeli kârlara odaklanmak yerine, uzun vadeli büyüme ve sürdürülebilirlik planları yapılmalı… Geçici kârlara değil, gelecekteki potansiyel kazançlara ve risklere de odaklanılmalı… Kâr elde etmek için alınan kararların getireceği riskler iyi analiz edilmeli… Aşırı borçlanma, kaliteden ödün verme veya fiyat stratejileri gibi kâr-zarar dengesini etkileyebilecek faktörler dikkatle incelenmeli… Sürdürülebilir kârlılığa ve müşteri memnuniyetine öncelik verilmeli… Finansal tablolar, gelir ve giderler, düzenli olarak takip edilmeli… Bütçe, düzenli aralıklarla sıklıkla gözden geçirilmeli ve gerekli ayarlamalar yapılmalı… Nakit akışı optimize edilmeli (sistem veya vetire/süreç en iyi duruma getirilmeli)… Sürekli olarak pazar araştırması yapılmalı… Müşteri ihtiyaçları ve tercihleri ara vermeksizin analiz edilmeli… Rekabet ortamı yakından takip edilmeli… Yeni pazar fırsatları değerlendirilmeli… Gereksiz giderler yapılmamalı… Verimsizlikler tespit edilip derhal gereği yapılmalı… Tedarikçilerle daha iyi anlaşmalar yapılmalı… Müşteri segmentlerine (belirli pazarlama stratejisine veya hedef kitleye yönelik olarak benzer özelliklere sahip olan müşteri gruplarına) göre farklı fiyatlandırma modelleri uygulanmalı… Muhtemel riskler belirlenmeli ve önlemler alınmalı... Sürdürülebilir büyüme hedefleri belirlenmeli... Yeni ürün veya hizmetler geliştirilerek gelir kaynakları çeşitlendirilmeli... Yeni pazarlar bulunmalı… Teknolojiden Yararlanılmalı… Veri analizi yapılarak daha iyi kararlar alınmalı… E-ticaret vb. satış kanalları kullanılmalı… Muhasebeci, mâli müşâvir veya iş danışmanı gibi uzmanlardan destek alınmalı... Finansal zorlukları tespit etmek için erken uyarı sistemleri kurulmalı; nakit akışındaki düşüşlerin, alacakların artması veya borçların ödenememesi gibi durumlar zamanında belirlenmeli… Kredi borçları düzenli olarak ödenmeli… Varlıklar değerlendirilip gereksiz olanlar elden çıkarılmalı… Mevcut durum gözden geçirilip gerekiyorsa yeniden yapılandırmaya gidilmeli… Giderler azaltılmalı, gelirlerin artırılması için gereken adımlar atılmalı, alacaklılarla veya tedarikçilerle sürdürülebilir yapılandırma yapılmalı…
‘Kâr zarar bir arada’ deyip, riski umursamamak, her konuda başarısız olmanın en büyük sebebi… Bu, çıkmaza ve düşmenin ve dibe vurmanın adı… Umursamazlık, son derece tehlikeli… Umursamazlığın sonunda neler mi olur? Kontrol kaybı olur… Kâr zarar doğal bir döngü algısına dönüşür… Hızlı düşüş olur… Kârlılık, gevşemeye neden olur, risklere karşı hazırlıksız yakalanmaya sebep olur… Kaynaklar israf olur… Kârlılık devam ederken, kaynaklar verimsiz kullanıldığında veya gereksiz yatırımlar yapıldığında açıklar büyür, gelir gider dengesi bozulur… Rekabet gücü zayıflar… Pazar şartları sürekli değişir… Neticede, önce kârdan zarar, sonrasında iflas edilir…
Akla zarar davranmanın sonucudur, kârdan zarar etmek ve kârla zararı aynı kefeye koymak… Borcun, gereksiz harcamanın, hesapsız hareket etmenin ve kârdan zarar etmeyi dikkate almamanın bedeli, itibarsız hâle gelmektir… En büyük zenginlik; kanaat ve kârı toplumun yararına kullanmaktır, toplumcu anlayış ile hareket etmektir, sermayenin urlaşmasına izin vermemektir, varlıklı ve yoksul arasındaki haksızlığa izin vermemektir, emeğe ve ehliyete göre hakça ve âdilce var olanı paylaşmaktır… ‘Yoksulluk ve eşitsizlik, kader değildir’ ucuz yaklaşımı ise, bilindik söylemlerin arka planında dinsel-bilimsel-sistemsel sömürünün tek açıklaması olamaz… Selam, sevgi ve saygılarımla. https://bit.ly/muzafferceven kanalımı takip etmeniz, linki paylaşıp destek olmanız, olumlu-olumsuz görüşlerinizi, eleştirilerinizi iletmeniz dileğiyle…