"Faizde yön neden değişti?"
2025 yılı boyunca riskten uzak durmak isteyen yatırımcıların ilk tercihi olan mevduat faizleri, yılın son aylarında yön değiştirdi. Özellikle yılın ilk yarısında bankaların sunduğu yüksek oranlar dikkat çekerken, son dönemde faiz indirimi beklentisi piyasadaki dengeleri etkiledi. Merkez Bankası’nın aralık ayında aldığı karar, bankaların mevduat ürünlerini yeniden fiyatlamasına yol açtı.
Yılın belirli dönemlerinde yüzde 50’nin üzerine çıkan faiz teklifleri, yaz aylarından itibaren kademeli olarak geri çekildi. Bankalar, fonlama maliyetleri ve politika adımlarını dikkate alarak oranlarını güncelledi. Böylece yatırımcılar için “yüksek getiri dönemi” yerini daha temkinli bir sürece bıraktı.
"Merkez bankası kararı piyasayı nasıl etkiledi?"
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın aralık ayında gerçekleştirdiği toplantıda politika faizi 150 baz puan düşürülerek yüzde 39,50’den yüzde 38,00 seviyesine indirildi. Bu adımla birlikte 2025 genelinde faizler, zirve olarak görülen yüzde 47,50 bandından yüzde 38,00’e kadar gerilemiş oldu.
Bu karar, doğrudan bankaların mevduat politikalarına yansıdı. Her ne kadar Merkez Bankası indirim sürecine girmiş olsa da, bankalar mevduat faizlerinde aynı hızda bir düşüşe gitmedi. Sektör kaynakları, bankaların mevduatı elde tutmak adına politika faizinin üzerinde oranlar sunmaya devam ettiğini belirtiyor.
"Yeni mevduat faiz oranları ne seviyede?"
Güncel tabloda bankalar arasında belirgin bir makas oluştu. Birçok banka mevduat faizlerini yüzde 45 seviyesinin altına çekerken, piyasadaki ağırlıklı oranlar yüzde 38 ile yüzde 45 arasında değişiyor. Sadece sınırlı sayıda banka, yeni müşterilere özel “hoş geldin” kampanyalarıyla yüzde 46 seviyesinde faiz sunuyor.
Uzmanlara göre bu tablo, bankalar arasındaki rekabetin devam ettiğini ancak önceki aylara kıyasla daha kontrollü bir sürece girildiğini gösteriyor. Özellikle kısa vadeli mevduatlarda oranların daha cazip tutulduğu ifade ediliyor.
"22 ocak toplantısı neden kritik?"
Piyasaların gözü şimdi Merkez Bankası’nın 22 Ocak’ta yapacağı bir sonraki toplantıya çevrilmiş durumda. Bu toplantıda alınacak kararlar, hem mevduat faizleri hem de kredi piyasası açısından belirleyici olacak. Ekonomistler, enflasyon cephesinde kalıcı bir düşüş sağlanmadan sert indirimler beklemenin gerçekçi olmadığı görüşünde.
Beklentiler, 100 ile 150 baz puan arasında sınırlı bir indirimin gündeme gelebileceği yönünde yoğunlaşıyor. Böyle bir adım atılması halinde bankaların mevduat tarafında temkinli hareket etmeye devam etmesi öngörülüyor.
"Önümüzdeki üç ayda faizler nasıl seyredecek?"
Finans çevrelerinde yapılan değerlendirmelere göre, mevduat faizlerinde düşüş sürecek ancak bu gerileme politika faizindeki kadar hızlı olmayacak. Bankaların, Merkez Bankası kararlarına gecikmeli ve sınırlı şekilde uyum sağladığına dikkat çekiliyor.
Ocak–mart dönemine ilişkin öngörülerde ortalama mevduat faizlerinin kademeli biçimde yüzde 43, ardından yüzde 41 ve yüzde 39 bandına doğru gerileyebileceği belirtiliyor. Bu süreçte özellikle kısa vadeli yatırımların öne çıkması bekleniyor.
"1 milyon tl’nin aylık getirisi ne oldu?"
Mevcut oranlar üzerinden yapılan hesaplamalara göre, bankaların sunduğu yüzde 42–45 aralığındaki faizlerle 1 milyon TL’yi mevduata bağlayan bir yatırımcı, aylık net 30.829 TL ile 33.060 TL arasında getiri elde edebiliyor. Bu rakamlar, faiz indirimi sürecine rağmen mevduatın hâlâ güçlü bir getiri sunduğunu ortaya koyuyor.
"2026’da mevduat hâlâ cazip mi?"
Yatırım araçları dönemsel olarak farklı performanslar sergiliyor. 2025 yılında altın ön plana çıkarken, 2026 için beklentiler daha çok borsa tarafına işaret ediyor. Ancak garanti getiri arayan ve risk almak istemeyen yatırımcılar için mevduat, yeni yılda da güvenli bir liman olmayı sürdürüyor.




