Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ), uluslararası diplomasi sahnesinde dikkat çeken bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Siyasi Müsteşarı Qian Xinyi’nin katılımıyla düzenlenen “Küresel Yönetişim İnisiyatifi Semineri”, öğrencilerden akademisyenlere kadar geniş bir katılım gördü.
DPÜ Rektörlüğü Kırmızı Salon’da gerçekleştirilen etkinliğe Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayhan Kahraman, Çin heyeti, CGTN Genel Yayın Yönetmeni Ulaş Can, akademisyenler, idari personel ve çok sayıda öğrenci katıldı.
“Çin, gücünü paylaşarak dünya barışına katkı sunuyor”
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Dr. Öğr. Üyesi Barış Adıbelli, Çin’in küresel sistemde adalet, eşitlik ve demokrasi temelli bir düzenin savunucusu olduğunu söyledi.
Adıbelli, “Çin, Birleşmiş Milletler’deki gücünü adalet temelinde sorguluyor. Tüm ülkelerin eşit söz hakkına sahip olduğu bir dünya düzeni istiyor. Bu vizyon, sadece bir güç göstergesi değil, aynı zamanda evrensel bir sorumluluk anlayışıdır,” dedi.
“Birlikten doğan ateş, dünyayı aydınlatır”
Çin Halk Cumhuriyeti Siyasi Müsteşarı Qian Xinyi, konuşmasında gençlere birlik ve iş birliği çağrısı yaptı.
“Odunları birlikte toplarsak, ateş daha güçlü yanar,” diyen Xinyi, Türk ve Çin atasözleriyle süslediği konuşmasında, “Birlik olursak geleceği değiştirebiliriz. İnsanlığın karşılaştığı zorluklar ne kadar büyük olursa olsun, iş birliğiyle her engel aşılabilir,” ifadelerini kullandı.
“Gelecekteki dünya siz gençlere ait,” diyen Xinyi, Türk ve Çinli gençlerin el ele vererek adil bir küresel düzenin inşasında önemli roller üstleneceğini vurguladı.
Eğitim ve proje iş birliği masada
Seminerde konuşan CGTN Genel Yayın Yönetmeni Ulaş Can da iki ülke arasındaki iletişim ve medya iş birliklerine değindi.
Etkinliğin ardından Qian Xinyi ve beraberindeki heyet, DPÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak’ı makamında ziyaret etti. Görüşmede öğrenci değişim programları, eğitim projeleri ve ortak girişimler üzerine fikir alışverişinde bulunuldu.
DPÜ’de gerçekleşen bu buluşma, yalnızca bir seminer değil, Çin ve Türkiye arasında yeni bir diyalog köprüsünün temellerinin atıldığı önemli bir diplomatik adım olarak kayda geçti.