Dövizden Vergi Alınmamasının Arkasındaki Gerekçe Nedir?

Türkiye'de yıllardır devam eden yüksek faiz-döviz-enflasyon sarmalı, ekonomiyi sıkıştırırken, spekülatörler ve rant ekonomisi üzerinden para kazananların elini güçlendiriyor. Merkez Bankası ise faizleri %46 gibi yüksek bir seviyede tutarken, gerekçe olarak sürekli olarak "faiz düşerse döviz fırlar" argümanını öne sürüyor.

Uzmanlar ise döviz kurlarındaki bu yüksek oynaklığın temel nedeninin spekülasyon olduğunu, bunu önlemek için de özellikle bireysel yatırımcıların büyük tutarlı döviz alım-satım işlemlerinden elde ettiği gelirlerin vergilendirilmesi gerektiğini savunuyor.

Döviz Alım-Satımı Ticari Kazanç Sayılmalı

Türkiye’de şirketlerin döviz işlemlerinden elde ettiği gelirler "ticari kazanç" kapsamında %25 vergilendirilirken, sürekli döviz alıp satan bireylerin bu işlemlerinden vergi alınmıyor. Uzmanlar, bireylerin yüksek miktarlı ve sürekli döviz alım-satımlarının "ticari faaliyet" kabul edilerek, %15 ile %40 arasında değişen oranlarla vergilendirilmesini öneriyor. Böylelikle piyasalardaki spekülatif işlemler kontrol altına alınabilir, ekonomiye zarar veren aşırı kur oynaklıkları azaltılabilir.

Merkez Bankası TL’nin Değerini Neden Koruyamıyor?

Merkez Bankası’nın öncelikli görevi, Türk Lirası’nın değerini korumak olsa da, döviz kurlarını manipüle ederek kazanç elde edenlerin faaliyetleri nedeniyle bu görevde yetersiz kalıyor. Faizleri yüksek tutarak döviz kurlarındaki yükselişi önleme politikasının, piyasadaki manipülasyon faaliyetlerini durdurmaya yetmediği belirtiliyor.

Döviz Spekülasyonu Finansal Şantaj Aracına Dönüştü

Özellikle bireysel bazda büyük miktarlı döviz alım-satımları yapan kişilerin hareketleri, kurlarda spekülasyon yaratıyor ve piyasayı manipüle ediyor. Bu durum fiyat istikrarını bozarak, enflasyonu tetikliyor ve vatandaşın alım gücüne büyük darbe vuruyor. Döviz kuru silah olarak kullanılarak ekonomi adeta şantaj altında tutuluyor. Bu tür işlemlerin vergilendirilmesiyle spekülatif baskıların önemli ölçüde azalacağı vurgulanıyor.

426165

Diğer Ülkeler Döviz Kazançlarını Nasıl Vergilendiriyor?

Dünyanın önde gelen ekonomileri döviz işlemlerinden elde edilen gelirleri doğrudan vergilendiriyor. Örneğin:

  • ABD, döviz kazançlarını sermaye kazancı olarak değerlendirip, 1 yıldan az tutulan döviz kazançlarını gelir vergisi oranında, 1 yıldan uzun tutulanları ise %15-20 arasında vergilendiriyor.

    Motorine Yeni Zam Yolda: Güncel Akaryakıt Fiyatları Ne Durumda?
    Motorine Yeni Zam Yolda: Güncel Akaryakıt Fiyatları Ne Durumda?
    İçeriği Görüntüle
  • Almanya, döviz alım-satımlarından elde edilen yıllık 600 Euro üzerindeki kazançlardan %25 oranında sermaye kazancı vergisi alıyor.

  • İngiltere, döviz işlemlerinden elde edilen kazançları %10 ila %20 arasında değişen oranlarda vergilendiriyor.

  • Japonya, döviz işlemlerinde yıllık gelir beyanını zorunlu tutarak %20 oranında toplam vergi uyguluyor.

  • Fransa %30 sabit sermaye kazancı vergisiyle döviz işlemlerini de kapsıyor.

  • Kanada, dövizden elde edilen kazançların yarısını gelir vergisi kapsamında değerlendiriyor.

Türkiye’nin ise doğrudan döviz kazançlarından vergi almadığı, sadece döviz mevduat faizlerinden stopaj ve banka-sigorta muamele vergisi aldığı biliniyor. Bu durum, döviz spekülasyonuna açık kapı bırakıyor.

Döviz Gelirinin Vergilendirilmesi Kayıt Dışılığı Önler

Uzmanlar, döviz alım-satımından sağlanan kazançların ticari faaliyet olarak kabul edilip vergilendirilmesi durumunda, Türkiye’de kayıt dışılığın da önüne geçilebileceğini belirtiyor. Maliye Bakanlığı'nın, sürekli olarak yüklü miktarda döviz alıp satarak servetine servet katan kişileri mercek altına almasının büyük önem taşıdığı vurgulanıyor.

Yasal Dayanağı Var Ama Uygulamada Eksiklik Bulunuyor

Gelir Vergisi Kanunu’nun 37. maddesine göre, sürekli yapılan alım-satım faaliyetleri ticari kazanç sayılabiliyor. Ancak uygulamada bireysel tasarruf amacıyla yapılan işlemler vergilendirilmiyor. Oysa düzenli, sürekli ve yüksek hacimli işlemlerin vergilendirilmesi için hiçbir yasal engel bulunmadığı, yalnızca idari yorum nedeniyle bu uygulamanın eksik kaldığı belirtiliyor.

Uzmanlar, Maliye’nin bu konuda mevcut düzenlemeyi uygulamaya koyması durumunda, geriye dönük inceleme ve vergi tahakkukunun mümkün olduğunu vurguluyor.

Kaynak: Ferya Ay