Çakırözer, “Çanakkale’de halkın mücadelesi sonrası mahkemenin ‘çıkaramazsınız’ dediği ve ÇED’i iptal ettiği cevher, Eskişehir’e taşınıp işlenmek istiyor! Cevheri Çanakkale’den getirip zehrini Kaymaz’a, Sivrihisar’a bırakacaklar. Eğer buna ‘Dur’ denmezse dördüncü, beşinci zehir barajları kurulacak. Kaymaz’ın, Sivrihisar’ın kaderi zehir değildir! Adaletin terazisi varsa bu terazi bizim insanımızın lehinde tartmalıdır! Kaymaz, Sivrihisar, Eskişehir zehir deposu değildir! Biz Kaymaz’da, Eskişehir’de zehir barajı istemiyoruz. Eskişehirimiz Türkiye’nin zehir deposu olmayacak! Tüm Eskişehir buna karşı mücadelemizi sürdüreceğiz!” dedi.
“ESKİŞEHİR ZEHİR DEPOSU OLMAYACAK!”
Sivrihisar’ın Kaymaz Mahallesi’nde devlete ait Koza Altın İşletmeleri tarafından yapılmak istenen 3. Siyanürlü Atık Barajı’na ilişkin başlatılan ÇED sürecinin ardından, Eskişehirliler yeni bir siyanürlü atık barajına karşı mücadeleyi sürdürüyor. Eskişehir Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından projenin ÇED Raporu’na itiraz için verilen sürenin son gününde bölgeye giden milletvekili ve sivil toplum örgütleri ÇED Raporundaki detayları paylaştı, zehir barajına karşı imza topladı.
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ve Eskişehir Çevre Derneği Başkanı Sadık Yurtman ile çevre gönüllülerinin bölge halkına gerçekleştirdiği ziyaretlerde, ortak çağrı “Eskişehir’i zehirlemeyin. Eskişehir Türkiye’nin zehir deposu değildir” oldu.
DEVASA BÜYÜKLÜKTE 3. ZEHİR BARAJI…
Çanakkale’den gelecek altın ve gümüşün Eskişehir’e getirilip zehrinin Kaymaz’a bırakılacağını söyleyen Milletvekili Çakırözer, “Kaymaz’da iki yıl önce zehir barajına karşı direndik dinlemediler, şimdi aynı zehir barajının 2, 3 katı devasa büyüklükteki Siyanürlü 3. Zehir Barajı’nı yapmak istiyorlar. 40 metre derinliğinde 5,5 milyon metreküplük yeni bir zehir barajı! Hem de Çanakkale’de mahkemenin iptal ettiği, ‘çıkaramazsınız’ dediği cevheri getirip Eskişehir’de işleyecekler! Kaymaz’a 2 milyon 700 ton cevher taşınacak kamyonlarla. Buradan her gün 150-200, belki daha fazla kamyon Çanakkale’den altını, gümüşü, cevheri getirecek. Burada siyanürle, zehirle yıkanacak. İşlenecek. Zehirli bölümü o devasa baraja aktarılacak. Ve onun her türlü riskini tehlikesini Kaymazlılar, Eskişehirliler, Sivrihisarlılar üstleneceğiz. Bu görülmüş şey değil. Çanakkale’den toplayıp, nasılsa Kaymaz’da bir şey demezler, Eskişehir’de bir şey demezler diye buraya getirecekler. Niye demeyelim? Çanakkale’nin doğası, toprağı da kıymetli. Eskişehir’in havası, suyu, toprağı, ağacı da kıymetli” dedi.
“SİYANÜR ÇÖPLÜĞÜ OLMAK İSTEMİYORUZ”
Kaymaz sakinlerinden Şefik Aksoy da, Kaymaz’da yılda 70 kişinin yaşamını yitirdiğine dikkat çekerken, “Senede 70 kişi ölüyor burada. Kuşlar, hayvanlar ölüyor. 68 yaşındayım. Herkes çocuğum çalışıyor diyor. Kimseye anlatamıyoruz derdimizi. Kuzularımız, buzağılarımız öldü” dedi.
Siyanür çöplüğü olmak istemediklerini söyleyen İbrahim Acar ise, “Ölenler kanserden ölüyor. Kanser ölümleri çok oldu. Dışardan gelen madenleri asla kabul etmiyoruz. Siyanür çöplüğü olmak istemiyoruz. Bizim su hakkımızdan alıyorlar. Tarla sularken bizim suyu çekiyorlar. Bizim parayla aldığımız suyu madene basıyorlar. Hastalık çoğaldı. Siyanür demek zehir demek” diye konuştu.
(SADİ SEDA)