HİZMET-İŞ Sendikası, Kütahya Belediyesi bünyesinde çalışan işçilere yönelik sendikal baskı, mobbing ve işten çıkarmalar iddialarıyla belediye binası önünde sert bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada konuşan HAK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı Halil Özdemir, yaşananların emekçilerin özgür iradesine doğrudan müdahale olduğunu savundu.
Özdemir, toplu iş sözleşmesinin ruhunun zedelendiğini, anayasal sendika hakkının sistematik biçimde ihlal edildiğini öne sürerek, bunun sadece bir sendika meselesi değil, Türkiye’de sendikal özgürlüklere açık bir saldırı olduğunu ifade etti.
“EVLAT ÜZERİNDEN TEHDİT ETMEK ALÇAKÇA BİR SALDIRIDIR!”
Açıklamanın en sert bölümünde Özdemir, Sebahattin Ödemiş’in evladı üzerinden tehdit edildiğini iddia ederek şu ifadeleri kullandı:
“Son olarak Aralık ayında, Şube Başkanımızın evlatları üzerinden yapılan tehdit; gelinen noktanın ne kadar karanlık ve tehlikeli olduğunu açıkça göstermiştir. Bu doğrudan bir sindirme ve gözdağı girişimidir. Çocukları hedef almak, yalnızca bir kişiye değil; aileye, huzura ve toplumsal vicdana yönelmiş alçakça bir saldırıdır.”
“BU SÖZLEŞME MASA BAŞINDA YAZILMADI”
Özdemir, Kütahya Belediyesi Özel Güvenlik ve Personel A.Ş. çalışanları adına 2024 Kasım ayında imzalanan toplu iş sözleşmesine de dikkat çekerek, sözleşmenin emek mücadelesinin ürünü olduğunu vurguladı:
“Bu sözleşme dört duvar arasında yazılmış kuru bir metin değildir. Sahada yürünmüş kış gecelerinin, soğukta beklenen sabahların ve sabırla örülmüş mücadelenin sonucudur.”
“SEÇİM ÖNCESİ SÖZ VERİLDİ, SEÇİM SONRASI TAM TERSİ YAPILDI”
Yerel seçimler öncesinde verilen taahhütlerin tutulmadığını ileri süren Özdemir, noter tasdikli beyannamelerle hiçbir personelin işine son verilmeyeceğinin söylendiğini, ancak seçimlerin ardından bunun tersine uygulamaların hayata geçirildiğini savundu.
İşçilerin sendika değiştirmeye zorlandığını, işyerlerinde korku iklimi oluşturulduğunu iddia eden Özdemir,
“Üyelerimiz sistematik bir sendikal mobbingin hedefi oldu. İşçiler odalara çekildi, mesai saatleri dışında telefonlarla rahatsız edildi, sendikal tercihlerinden dolayı baskıya maruz kaldı,”
dedi.
“DİLEKÇEYE ZORLANDILAR, SONRA İŞTEN ATILDILAR”
2025 yılı Şubat ayında yaşananlara da değinen Özdemir, emekliliği gelen işçilerin yasal zorunluluk olmamasına rağmen dilekçe imzalamaya zorlandığını, emekli olmak istemeyenlerin ise aylar sonra işten çıkarıldığını söyledi. Bu uygulamaların hukuka da vicdana da aykırı olduğunu vurguladı.
“GECE YARISI MESAJIYLA İŞTEN ÇIKARMA: BU NE HUKUKLA NE İNSANLIKLA BAĞDAŞIR”
Açıklamada özellikle yeni doğum yapmış kadın emekçilerin işten çıkarıldığı iddiaları öne çıktı. Özdemir,
“Aralarında yeni doğum yapmış kadınların da bulunduğu emekçiler, gece yarısı cep telefonlarına gönderilen mesajlarla işsiz bırakıldı. Bu ne hukukla ne de insanlıkla bağdaşır,”
sözleriyle sert tepki gösterdi.
“İŞÇİ BORCUN ORTAĞI DEĞİLDİR”
Belediyenin işten çıkarmaları borç gerekçesiyle savunmasına da karşı çıkan Özdemir,
“Emekçi belediyenin borcunun ortağı değildir. İşçi bu şehrin kamburu değil, temel direğidir,”
ifadelerini kullandı.
Aynı dönemde yeni işçi alımları yapılmasının, yaşananların ekonomik değil sendikal bir tasfiye olduğunu açıkça ortaya koyduğunu ileri sürdü.
“KÜTAHYA EMEKÇİSİ YALNIZ DEĞİLDİR”
Sendika yöneticileri ve ailelerine yönelik tehdit iddialarını da dile getiren Özdemir,
“Çocuklar üzerinden yapılan tehditler doğrudan bir sindirme girişimidir. Buna asla geçit vermeyeceğiz,”
dedi.
Konuşmasını kararlılık mesajıyla tamamlayan Özdemir, şu sözlerle meydan okudu:
“Tehditlere karnımız tok. Baskıya boyun eğmeyeceğiz. Kütahya emekçisi yalnız değildir. Dün vardık, bugün buradayız, yarın da bu zulüm sona erene kadar dimdik ayakta olacağız.”
HUKUKİ SÜREÇ BAŞLATILIYOR
Açıklamanın ardından HİZMET-İŞ ve HAK-İŞ yetkilileri, Kütahya’da yaşandığını iddia ettikleri sendikal baskı ve işten çıkarmalarla ilgili sürecin hukuki ve demokratik zeminde sonuna kadar takip edileceğini kamuoyuna duyurdu.
Sendikal hakların vazgeçilmez bir anayasal güvence olduğuna dikkat çeken sendika yönetimi, emekçilerin özgür iradesine yönelik her türlü müdahaleye karşı mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceklerini vurguladı.
