“Kütahya’da hamamlar açık mı acaba? Hiç yok! Hepsi kapalı. İnsan utanıyor söylemeye.”
ifadeleriyle tepkisini dile getiren vatandaş, durumu hem ekonomik hem kültürel bir kayıp olarak değerlendiriyor.
"HAMAMI OLMAYAN TERMAL ŞEHİR Mİ OLUR?"
Termal kaynaklarıyla tanınan Kütahya, aslında yüzyıllardır şifa turizmiyle iç içe bir şehir. Ancak şehir merkezindeki hamamların kapalı olması, yerli halk kadar kenti ziyarete gelen turistleri de hayal kırıklığına uğratıyor.
“Dışarıdan bir misafirim geldi, hamam sordu. Utandım, 'yok' diyemedim. Böyle bir şey olabilir mi? Şehrin simgesi olan vazonun bile suyu kesik,”
diyen vatandaş, şehrin hem fiziksel hem de sembolik yapısının çözüldüğünü belirtti.
"KÜLTÜREL BİR MİRAS KAPANIYOR, KİMSE SAHİP ÇIKMIYOR!"
Geçmişte her mahallede bir hamam bulunan Kütahya’da, günümüzde faal durumda olan tek bir geleneksel hamam kalmadı. Vatandaşlar bu durumu yüksek işletme maliyetleri, ilgisizlik ve yatırım eksikliğiyle açıklıyor. Özellikle enerji maliyetlerindeki artış ve bakımsızlık, hamam işletmecilerini pes ettirmiş durumda.
“BU MUDUR YANİ, HİZMET BU MUDUR?”
Vatandaşların serzenişi sadece nostaljiye değil, aynı zamanda temel bir ihtiyaca dayanıyor.
“Hamama gitmek sadece temizlik değil, sağlık demek, sosyalleşme demek. Yaşlısı, romatizması olanı var. Bu şehre bu yakışıyor mu?”
diyerek, hizmet yetersizliğine tepki gösteriyorlar.
BELEDİYE VE YATIRIMCILARA ÇAĞRI: “HAMAM KÜLTÜRÜNÜ YAŞATIN!”
Şehir halkı, bu sessizliğe son verilmesini istiyor. Belediye başta olmak üzere yerel yöneticilere ve özel sektör yatırımcılarına çağrıda bulunarak, Kütahya'nın termal potansiyelinin değerlendirilmesini, tarihi hamamların restore edilmesini ve yeni projelerin hayata geçirilmesini talep ediyorlar.
“UTANARAK CEVAP VERİYORUZ: KÜTAHYA'DA HAMAM YOK...”
Kütahya gibi bir şehirde, misafire “Hamam yok” demenin yerel turizme, şehrin kimliğine ve halkın yaşam kalitesine zarar verdiğini dile getiren vatandaşlar, konunun artık gündeme alınması gerektiğini belirtiyor:
“Ben yıl mı vereceğim adama? '2002’den beri yok’ mu diyeyim? Utandım ya… Vallahi utandım.”
