Kütahya, sadece çini ve termal su zenginliğiyle değil, aynı zamanda Osmanlı tarihine yön veren şehzadelerin yetiştiği sancak merkezi olarak da dikkat çekiyor. Osmanlı’nın güçlü isimlerinden Yıldırım Bayezid, Şehzade Alaaddin Ali Çelebi, Şehzade Bayezid ve II. Selim, farklı dönemlerde Kütahya’da sancakbeyliği yaparak hem devlet yönetimini öğrendi hem de kültürel hayatın gelişimine katkı sundu.
Yıldırım Bayezid: Kütahya’yla Gelen Birlik ve Güç
1354 doğumlu Yıldırım Bayezid, Germiyanoğlu Süleyman Şah’ın kızı Devlet Hatun ile evliliği vesilesiyle Kütahya, Simav, Eğrigöz ve Tavşanlı’yı Osmanlı topraklarına çeyiz olarak kazandırdı. Kütahya sancakbeyi olarak atanan Bayezid, burada Şeyhoğlu ve Ahmedî gibi şairlerle tanıştı. Kütahya Ulu Camii (Yıldırım Bayezid Camii) onun döneminde inşa edilmeye başlandı.

Şehzade Alaaddin Ali Çelebi: Fatih’in Ağabeyi, Kütahya’nın Genç Şehzadesi
II. Murad’ın büyük oğlu olan ve Fatih Sultan Mehmed’in ağabeyi olan Alaaddin Ali, 1433-1438 yılları arasında Kütahya’da sancakbeyliği yaptı. Fransız seyyah Broquiere’nin eserinde adı geçen bu şehzade, kısa ömrünü Amasya’da tamamladı. Vefatı, babası II. Murad’ı derinden etkileyerek tahtı Mehmed’e bırakmasına sebep oldu.
Şehzade Bayezid: Şiirle Devleti Buluşturan Bir Ruh
Kanunî Sultan Süleyman’ın Hürrem Sultan’dan olan oğlu Şehzade Bayezid, 1550-1558 yılları arasında Kütahya sancakbeyi olarak görev yaptı. Saray teşkilatı düzeninde 7 bin kişilik maiyetiyle Kütahya’da “irfan meclisleri” kurdu. Alim ve şairleri çevresinde toplayarak sanata katkı sundu. Yazdığı divan, dönemin edebi mirasına ışık tuttu. Bayezid'in trajik sonu, Osmanlı'da sancak sisteminin yeniden yapılandırılmasına neden oldu.

II. Selim (Sarı Selim): Sanata ve Maneviyata Açılan Kapı
Kanunî'nin diğer oğlu olan II. Selim, 1562 yılında Kütahya Sancakbeyi olarak görevlendirildi. Burada Sunullah Gaybî’nin dedesi Pir Ahmet Efendi’yi ziyaret etti, mescit yaptırdı. Tarihçi Gelibolulu Mustafa Âli gibi önemli isimler, Selim’in meclisinde yer aldı. Kanunî’nin ölüm haberi Kütahya’ya ulaşınca ilk Cuma hutbesi burada II. Selim adına okutuldu. Selim daha sonra tahta çıkarak padişah oldu.

Kütahya’nın Tarihteki Yeri: Bir Osmanlı Şehzade Akademisi
Osmanlı döneminde şehzadeler, devlet yönetimini öğrenmek amacıyla sancaklara gönderilirdi. Kütahya, bu yönüyle bir "şehzade akademisi" olarak öne çıkmış; hem siyasi hem kültürel olarak imparatorluğun temel taşlarından biri olmuştur.

Bugün hala ayakta kalan Yıldırım Bayezid Camii, Lala Hüseyin Paşa Camii, şehzade mektupları ve divanları, Kütahya'nın Osmanlı mirasındaki yerini gözler önüne seriyor.
