Türkiye’nin batısında aylar süren sismik hareketliliğe ilişkin dikkat çeken açıklamalar yapan yer bilimci Prof. Dr. Okan Tüysüz, özellikle Balıkesir Sındırgı ve Kütahya Simav çevresinin beklenenden çok daha yoğun deprem aktivitesi gösterdiğini söyledi.

Habertürk’e konuşan Tüysüz, 10 Ağustos’ta Sındırgı’da meydana gelen ilk önemli sarsıntıdan bu yana 17 bin 600’den fazla deprem kaydedildiğini, Simav’daki hareketlilikle birlikte bu sayının toplam 19 bin 650’ye ulaştığını açıkladı.

“Sındırgı ve Simav’da 19 bin 650 deprem kaydedildi”

Tüysüz, iki bölgede yaşanan yoğunlukla ilgili şu bilgileri paylaştı:

  • Sındırgı: 17.600 deprem

  • Simav: 4.000 deprem

  • Toplam: 19.650 deprem

İki fay hattı arasında doğrudan bir bağlantı olmadığını, ancak deprem davranışı açısından benzerlikler görüldüğünü ifade etti.

“Bölgede bilinmeyen faylar olabilir”

Depremlerin kaynağına ilişkin bilimsel belirsizliklerin sürdüğünü belirten Tüysüz, iki olası senaryo üzerinde durduklarını söyledi:

✔ 1- Haritalarda görünmeyen, yüzeyde belirgin olmayan faylar

Sındırgı’daki deprem zincirinin, daha önce tanımlanmamış fayları tetiklemiş olabileceğini belirtti.

✔ 2- Magma veya jeotermal su hareketliliği

Tüysüz, bu mekanizmanın dünyada örnekleri olduğunu belirterek şu örnekleri verdi:

  • Tokyo (1965–67): Milyonlarca deprem

  • Santorini: İki ayda 25 bin deprem

Bu tür deprem fırtınalarının genellikle magma hareketiyle ilişkili olduğunu vurguladı.

“6.1 en büyük depremdi, daha büyüğünü beklemiyorum”

27 Ekim’de Sındırgı’nın güneyinde meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki deprem için Tüysüz, bölgenin kapasitesinin bu seviyede olduğunu belirterek:

SON DAKİKA DEPREM! Balıkesir ve Kütahya Gün Boyu Sallandı!
SON DAKİKA DEPREM! Balıkesir ve Kütahya Gün Boyu Sallandı!
İçeriği Görüntüle

“6.1 bölgedeki en büyük depremdir. Daha büyük bir deprem olmasını beklemiyorum.”

ifadelerini kullandı.

Son günlerde meydana gelen 4.1, 4.4 ve 3.9 büyüklüğündeki depremlerin ise normal artçı süreç olduğunu söyledi.

“Hasar yoksa evlere dönülebilir”

Vatandaşların evlerine girme konusunda yaşadığı psikolojik kaygılara da değinen Tüysüz:

“Hasar olmayan yapılarda güvenlik sorunu yoktur. Ben olsam evimde yatardım.”
dedi ve riskin daha çok eski, mühendislik hizmeti almamış binalarda bulunduğunu vurguladı.

Muhabir: Oğuzhan KAÇAN