Ahmet Erbaş’tan TBMM’de Çevre ve Ekonomi Çağrısı: “Ya Üretim ve Vicdan, Ya Felaket!”
MHP Kütahya Milletvekili Ahmet Erbaş, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda İklim Kanunu Teklifi görüşmelerinde söz alarak, yalnızca çevresel değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal boyutları olan önemli mesajlar verdi. Konuşmasında hem küresel iklim krizine dikkat çeken Erbaş, hem de Simav’daki jeotermal enerji yönetimi, su kaynaklarının korunması ve istihdam politikaları üzerine kapsamlı değerlendirmelerde bulundu.
“Cennet emekle, bilinçle ve vicdanla inşa edilir”
Konuşmasına Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Bu vatan, çocuklarımız ve torunlarımız için cennet yapılmaya layıktır” sözüyle başlayan Erbaş, çevrenin korunmasının sadece bir görev değil, aynı zamanda vicdani bir sorumluluk olduğunu vurguladı.
Erbaş, iklim değişikliğinin artık sadece çevresel değil, ekonomik ve sosyal krizlerin de tetikleyicisi olduğunu ifade ederek, “Doğal afetlerin sayısı artıyor, tarım tehdit altında, su kaynakları hızla tükeniyor. 2030’a kadar Türkiye su fakiri bir ülke haline gelebilir,” dedi.
Ormanlar azalıyor, melodiler kuraklaşıyor!
Her yıl dünya genelinde 15 milyar ağacın kesildiğine dikkat çeken Ahmet Erbaş, çevre felaketlerinin insanlığın değerlerinden uzaklaşmasıyla da bağlantılı olduğunu söyledi. “Birbirine saygı duymayan bir nesilden doğayı sevmesini nasıl bekleyeceğiz?” diyen Erbaş, çevre sorunlarının kalbimizdeki ve zihnimizdeki erozyonla başladığını ifade etti.
"Eskiden şarkılar ağaçların altında yaşanan aşklardan söz ederdi, bu gidişle yeni nesil şarkılar ‘plaza kapılarında yalnızım’ diye başlayacak" şeklindeki sözleri Genel Kurul’da dikkat çekti.
Simav’da Jeotermal Tehlike: “Milli servetimiz hızla eriyor!”
Konuşmasının ikinci bölümünde Kütahya’nın Simav ilçesindeki jeotermal sahalara dikkat çeken Erbaş, ısıtma, seracılık ve istihdam konusunda örnek gösterilen bu alanların yanlış yönetim ve plansız sondaj faaliyetleri nedeniyle tehdit altında olduğunu belirtti.
Erbaş, Simav’da yapılan yeni sondajlarda başarı oranının yalnızca %25’e düştüğünü, buna karşın her başarısız denemenin 30 milyon liraya mal olduğunu belirterek kamu kaynaklarının israf edildiğine dikkat çekti. Reenjeksiyon kuyularının açılmaması nedeniyle kuyularda debi, sıcaklık ve basınç kaybı yaşandığını, hatta ilk kez obruk oluştuğunu söyledi.
“Jeotermal suyu yönetemiyoruz, geleceğimizi kaybediyoruz”
Erbaş, Kütahya’daki termal su kaynaklarının Emet, Gediz, Yoncalı ve Ilıca’da da korunması gerektiğini belirterek şu uyarıyı yaptı:
“Su, artık yalnızca bir kaynak değil, savunma kadar stratejik bir başlıktır. Boşa akan her damla, geleceğimizden çalınmış zamandır.”
İstihdam Krizi ve Belediyelerde Şişen Personel Yapısı
Ahmet Erbaş’ın konuşmasındaki bir diğer çarpıcı başlık ise istihdam krizi ve belediye iştirakleri üzerinden şekillenen işsizlik sorunuydu. Sanayicilerin nitelikli eleman bulamadığını vurgulayan Erbaş, gençlerin garanti işe yönlendirildiğini, özel sektörün ise bu sistemle rekabet edemez hale geldiğini dile getirdi.
“Yerel seçimlere 1 yıl kala belediye iştiraklerine personel alımı durdurulmalıdır,” çağrısında bulunan Erbaş, bu yapılar üzerinden siyasi kaygılarla personel istihdamı yapıldığını söyledi.
“Sanayi nitelikli işgücüyle büyür”
Üniversite mezunu genç işsizlerin sayısındaki artışa dikkat çeken Erbaş, meslek liselerine ve üretime dayalı eğitime yönelimin artırılması gerektiğini vurguladı. “İş gücünü sanayiye yönlendirmeliyiz, gençlerimiz üretmeli, katma değer sağlamalıdır” dedi.
“Kanun yetmez, insanlık gerekir”
Milletvekili Erbaş, çevre sorunlarının yalnızca yasal düzenlemelerle çözülemeyeceğini, insanların doğayla olan bağını yeniden inşa etmesi gerektiğini vurgulayarak konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Atatürk’ün ‘Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır’ sözünü hatırlatıyor, kaynaklarımızı korumaya, çevreye sahip çıkmaya ve gençlerimizi üretime yönlendirmeye çağırıyorum.”