Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, son dönemde Güney Kafkasya'da yaşanan gelişmelere dair önemli uyarılarda bulundu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra şekillenen yeni dengelere dikkat çeken Kızıltoprak, Moskova'nın "yakın çevre" stratejisi çerçevesinde Güney Kafkasya’daki nüfuzunu yeniden inşa etme çabalarını değerlendirdi.

RUSYA'NIN YENİ ODAĞI: GÜNEY KAFKASYA

1990’lardan itibaren eski Sovyet coğrafyasında Batı etkisini sınırlamak için askeri üsler, ekonomik bağımlılık ve hibrit müdahalelerle güçlenen Moskova, Ukrayna savaşı sonrası dikkatini yeniden Güney Kafkasya’ya çevirdi. Kızıltoprak’a göre, bu yönelim yalnızca bölgesel rekabetin değil, Türk dünyasının entegrasyon sürecinin de geleceğini şekillendirecek nitelikte.

AZERBAYCAN-MOSKOVA HATTINDA KRİTİK GERİLİM

Kızıltoprak, özellikle son aylarda yaşanan iki önemli olayın – uçak olayı ve çifte vatandaş Azerbaycanlı ailenin Rusya’da tutuklanarak işkenceye maruz kalması sonucu yaşanan ölümler – Bakü-Moskova ilişkilerinde ciddi bir krize neden olduğuna dikkat çekti. Bu gerginliğin yalnızca diplomatik değil, aynı zamanda jeostratejik etkileri olduğunu vurguladı.

Üzümde Gözler TARİŞ’in Fiyat Açıklamasında
Üzümde Gözler TARİŞ’in Fiyat Açıklamasında
İçeriği Görüntüle

ZENGEZUR KORİDORU: BİR YOL DEĞİL, BİR YÖN TARTIŞMASI

Zengezur Koridoru’nun sadece bir ulaşım güzergâhı değil, bölgesel egemenlik ve yönelim tartışması olduğunu belirten Kızıltoprak, Türkiye-Azerbaycan hattında gelişen stratejik iş birliğinin Moskova'da rahatsızlık yarattığını ifade etti. Ancak tüm bu gerilimlere rağmen Rusya'nın beklenen sert tepkileri vermemesi, Türk eksenli bölgesel mimarinin direnç kazandığının göstergesi olarak değerlendirildi.

TÜRKİYE ARA BULUCU ROLDE KRİTİK BİR POZİSYONDA

Bakü ile Moskova arasındaki gerilimin, Ankara’nın arabuluculuğuyla yumuşatılabileceğini ifade eden Kızıltoprak, bunun sadece ikili ilişkiler değil, bölge barışı açısından da tarihi bir kazanım olabileceğini dile getirdi.

ERMENİ DİASPORASI VE DEVLET POLİTİKASI ARASINDAKİ YARIK BÜYÜYOR

Öte yandan Ermenistan’daki iç gelişmelere de dikkat çeken Kızıltoprak, diaspora kimliği ile devlet politikası arasında derin bir ayrışma yaşandığını ve bu durumun da bölgedeki kırılganlığı artırabileceğini belirtti. “Bu gerginliğin yayılmasının önüne geçilmeli,” dedi.

KIZILTOPRAK’TAN STRATEJİK UYARI: “KIRILMA MI, SIÇRAMA MI?”

Prof. Dr. Kızıltoprak açıklamasını şu kritik ifadeyle noktaladı:

“Bu kriz, Türk dünyası için ya stratejik bir kırılma ya da yapısal bir sıçrama fırsatına dönüşebilir.”

Kaynak: HABER MERKEZİ