Eğitim-İş Kütahya Şube Başkanı Alpaslan Kantarcıoğlu, Dumlupınar Gazetesi’ne yaptığı özel açıklamada eğitim sisteminin içinde bulunduğu kriz, öğretmenlerin ekonomik çöküşü, demokratik hakların engellenmesi ve MESEM uygulamasındaki yapısal sorunlar hakkında çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Gazeteci Muammer Mert Opuş’un sorularını yanıtlayan Kantarcıoğlu, Türkiye’de eğitimi etkileyen derin yapısal sorunlara dikkat çekti.
“Öğretmenler Yoksulluk Sınırında Hayat Mücadelesi Veriyor”
Öğretmenlerin ekonomik açıdan büyük bir çıkmazda olduğunu belirten Kantarcıoğlu, mevcut maaşların geçinmeye yetmediğini ifade etti:
“Araştırmalar gösteriyor ki öğretmenler yoksulluk sınırının hemen altında, açlık sınırının üstünde hayatta kalmaya çalışan bir kitle hâline getirildi. Ekonomik sorunlar çözülmezse öğretmenler ezilmeye devam edecek.”
“En Demokratik Hakkımız Engellendi, 6 Saat Barikatta Bekletildik”
20 Kasım’da Ankara’da yapılmak istenen yürüyüşün polis tarafından engellendiğini hatırlatan Kantarcıoğlu, o günü şöyle anlattı:
“Bakanlık önünde toplanarak Meclis’e yürüyüp taleplerimizi iletmek istedik. Ancak polis barikatıyla karşılaştık ve 6 saat boyunca adeta açık cezaevi gibi bir çemberde tutulduk. Amacımız sadece demokratik hakkımızı kullanmaktı ama buna bile izin verilmedi.”
“Öğrenciye Ücretsiz Yemek Sözü Yerine Getirilmedi”
Kantarcıoğlu, hükümetin seçim döneminde verdiği her öğrenciye bir öğün ücretsiz yemek vaadinin hâlâ uygulanmadığını belirterek:
“Halkın çocuğu okulda aç kalırken, özel okullarda besin değerleri hesaplanmış menülerle büyüyen öğrenciler olması bizi rahatsız ediyor. Eğitim anayasal bir haktır, fırsat eşitliği giderek yok oluyor.”
dedi.
“Aynı İşi Yapıyoruz Ama Maaşlar Arasında Uçurum Var”
Öğretmen maaşlarındaki adaletsizliğe dikkat çeken Kantarcıoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“10 yıllık bir öğretmen ortalama 54 bin lira gibi komik rakamlara mahkûm ediliyor. Öğretmenler odasında aynı işi yapan insanların farklı basamaklarla farklı maaşlar aldığı bir düzen var. Bu kabul edilemez.”
“Cumhuriyet değerlerine hakaret edenler serbest, öğretmen yürüyüş yapmak isteyince engelleniyor”
Demokratik hakların kullanımındaki çifte standardı vurgulayan Kantarcıoğlu, şunları ekledi:
“Cumhuriyet düşmanları ellerini kollarını sallayarak gezerken; bu ülkenin eğitim emekçileri, sade bir yürüyüş yapmak istediğinde polis barikatıyla durduruluyor. Bu ülkede adalet ters yüz edildi.”
“MESEM amacından saptı, çocuk işçiliğinin kapısını açtı”
Kantarcıoğlu, mesleki eğitim için oluşturulan MESEM’lerin artık gerçek amacından uzaklaştığını belirterek çok sert eleştiriler yöneltti:
“MESEM’ler artık eğitim kurumu gibi değil, sermayeye ucuz iş gücü sağlayan merkezler gibi çalışıyor. Yasalar çocuk işçi çalıştırmayı yasaklarken devlet eliyle çocuk işçiliği üretiliyor. Yüzlerce çocuğumuz bu süreçlerde yaşamını yitirdi.”
“Öğretmen Araştırması Vahim Bir Tabloyu Ortaya Koydu”
Eğitim-İş Genel Merkezi’nin yaptığı araştırmanın sonuçlarını paylaşan Kantarcıoğlu, öğretmenlerin ekonomik çöküşünü şöyle özetledi:
-
Öğretmenlerin yarısından fazlası kira ödüyor; kira ödeyenlerin %64’ü zorlanıyor.
-
Her iki öğretmenden biri kredi kartı borcunu ödeyebilmek için gelirinin yarısından fazlasını kullanıyor.
-
Öğretmenlerin yarısı kredi kartını düzenli ödeyemiyor.
-
Dört öğretmenden biri ek iş yapmak zorunda.
-
Emekli öğretmenlerin %70’i geçinebilmek için ek iş yapıyor.
-
65 yaş üstü emeklilerin %30’u hâlâ çalışıyor.
-
Emeklilerin %90’ı tasarruf yapamıyor.
Kantarcıoğlu, ortaya çıkan tablonun “vahim” olduğunu belirtti.
“Ücretli Öğretmen Asgari Ücretin Bile Altında Çalıştırılıyor”
Ücretli öğretmenlerin durumunun çok daha ağır olduğunu belirten Kantarcıoğlu:
“Beslenme maliyeti 15 bin lira olan bir öğretmen 20 bin liraya mahkûm edilemez. Aldıkları ücret geçinmelerini imkânsız hâle getiriyor. Ücretli öğretmenlerin yarısı ailesiyle yaşamak zorunda.”
dedi.
Sonuç: “Eğitim Emekçileri Tükeniyor, Eğitim Sistemi Alarm Veriyor”
Kantarcıoğlu’nun açıklamalarında özellikle ekonomik çöküş, öğretmenlerin hak kayıpları, demokratik süreçlerin engellenmesi ve MESEM üzerinden büyüyen çocuk işçiliği tehlikesi öne çıktı.
Eğitim-İş Kütahya Şube Başkanı, sorunlar çözülmedikçe hem öğretmenlerin hem de eğitim sisteminin daha büyük bir çıkmazın içine sürükleneceğini dile getirerek sözlerini tamamladı.





