‘Bityeniği’; bitin ağaç, bitki vb.nin üzerinde oluşturduğu delik veya iz; gizli kapaklı yapılan, insanlarda merak ve kuşku uyandıran işler, kuşkulu bir nokta, işin gizli kalmış, kötü ve aksak tarafı… İçimize sinmeyen bir şey olduğunda, bu işte bir bityeniği var diye işkilleniriz… İşin hile hurdası varsa eğer, bu hep böyledir…
Bityeniği, her doğaçlama turunun altında bir bit yeniği bulunan ve konsept olarak 8-bit oyunları içeren bir tiyatro sporu gösterisi… Bityeniği oyunu öncesi belirlenmiş iki takım sahneye çıkar. Takımlar dörderlidir ve ekstra bir joker oyuncu bulunur. Takımlardan sorumlu iki moderatör vardır… Bityeniği tiyatro oyunu, Haldun Dormen'in uyarlayıp yönettiği harika bir komedi… Tiyatro oyununda; Sinan Sezginer, çok zengin ve saygın bir iş adamıdır. Bir gün eve gelen bir yelek ile ortalık karışır. Yelek, Sinan'a aittir ve Mimoza Pansiyon denen düşkün bir pansiyondan gelmektedir. Sinan'ın karısı Aylin, Sinan'ın onu aldattığını düşünür ve en yakın arkadaşı Nilgün ile Sinan'ı yakalamak için ona bir mektup yazarlar. Mektup Sinan'ın eline geçtiğinde ise işler tamamen karışır. İşlerin bir anda arapsaçına döner… Bityeniği, Georges Feydeau tarafından kaleme alınan bir tiyatro oyunu… Sigorta şirketi sahibi Mösyö Chondebise'e bir aşk mektubu gelir. Evli olan Chondebise, Mimoza Pansiyonunda buluşma talebi olan bu isimsiz mektubun, kendisine gelmediğini ve isimlerin karıştığını düşünerek, genel sekreteri Mösyö Fournel’i randevuya gönderme kararı alır. İşte olayların birbirine girdiği ve içinden çıkılmaz tesadüflerle dolu komik durumlar olur… Bityeniği (La Comédie Française), 130 dakikalık Fransızca ve altyazısız tiyatro oyunu ([email protected])... Raymonde Chandebise, kocası tarafından aldattığından şüpheleniyor. Hôtel Minet-Galant’da gizli olarak buluşarak onu tuzağa düşürür. Bay Chandebise, sadık arkadaşı Tournel’i oraya göndererek çağrıya cevap verir… Yanlış anlamalar, yalanlar ve aldatmalar, saçmalık olur…
Bityeniği aramak; bilgisayar güvenliğinde önemli bir aktivite, bilgisayar sistemlerinin güvenliğini değerlendirmek için kullanılan bir yöntem… Bir bityeniği, bir yazılım veya donanım sistemindeki potansiyel güvenlik açıklarını ifade eden ifade… Bityeniği (güvenlik açıkları), kötü niyetli kişilerin sistemlere yetkisiz erişim yapmalarına veya hassas bilgilere zarar vermelerine neden olabilir… Bityeniği arama süreci, güvenlik açıklarının tespit edilmesi ve düzeltilmesi için kritik öneme sahip… Bit yeniği arama süreci, bir dizi adımdan oluşmakta… İlk adım, sistem veya uygulamanın analiz edilmesi… İlk adım analiz süreci, yazılım kodunun veya donanım bileşenlerinin incelenmesini içerir ve potansiyel güvenlik açıklarının tanımlanmasına yardımcı olur. Ardından, tanımlanan güvenlik açıkları, bunların ne kadar ciddi olduğunu ve nasıl sömürülebileceğini belirlemek için değerlendirilir… Bityeniği arama sürecinin bir diğer önemli adımı, güvenlik açıklarının düzeltilmesi veya kapatılmasıdır. Bityeniği arama sürecinde, sistem veya uygulamanın güncellenmesi, yamalanması veya yapılandırılması yapılır ve güvenlik açıklarını kapatmak için ek önlemler alınır… Bityeniği arama süreci, birçok farklı yöntem ve araç kullanılarak gerçekleştirilebilir. Manüel inceleme, kod denetimi, penetrasyon testleri ve otomatik güvenlik tarayıcıları vb. teknikler ve araçlar… Bu yöntemlerin kombinasyonu, güvenlik açıklarının etkin bir şekilde tespit edilmesini ve düzeltilmesini sağlar… Bityeniği arama süreci, bilgisayar güvenliğinde önemli bir rol oynar, zira bu süreç, potansiyel tehditleri tanımlamak ve önlemek için kullanılır. Güvenlik açıklarının tespit edilmesi ve düzeltilmesi, bilgisayar sistemlerinin güvenliğini artırır ve kötü niyetli saldırılara karşı koruma sağlar… Bityeniği arama sürecine düzenli olarak ve sistematik bir şekilde devam edilmesi, bilgisayar sistemlerinin güvenliğini sağlamak için kritik öneme sahiptir…
Bityeniği aramak, hata ve yanlışa düşmemek için hayatımızın kaçınılmaz akıl yürütme vetireleri/süreçleri aslında… Bityeniği aramak; çoğu durumlarda öküz altında buzağı aramaktır… Her bir şeyde sürekli bityeniği arayan kişi, paranoyaktır, aşırı kuşkucu olandır, her şeyin arkasında bir bit yeniği olduğunu düşünendir… Açık ve net olan durum, bit yeniği arayan kişi; herkesin, kendisine karşı olduğu düşüncesiyle şüpheci bir tutum sergileyendir… Elbette, bazı durumlarda, ‘bu hareketlerinin altında bir bit yeniği var ama hadi hayırlısı’ yaklaşımı doğrudur… Bityeniği aramak, akıldışı davranarak sürekli kaygı içinde olan kişiye zarar verir… İşin içinde bityeniği olan o kadar çok misâller var ki… Siyaset arenasının bityeniği harcıyla şekillendiği durumlara ve bireylere; her meseleyi sağa sola çekenlere, dilini eğirip bükenlere; bir kimsenin fikrine limon sıkanlara, efendice hanımefendice konuşamayanlara, yazamayanlara; birilerine ait sırları ve haberleri filtreden geçirmeden, boşboğazlık yaparak olur olmaz her yerde söyleyenlere ve yazanlara göz atmak yeterli… Dün söylenen sözlerin, tam zıddının aynı kişi ya da kişiler tarafından söylenmeye başlanması, başka nasıl açıklanabilir? Bityeniği ararken, derdimiz işin doğrusunu yapmak olmalı… Doğruyu bilmeye engel; sormamaktır, soruşturmamaktır, sorgulamamaktır… Daha vahim olanı ise, doğru bilgi ve haberin teyit edilmeden, yanlış bilgi ve haberin yaygınlaşmasıdır… Sloganlara esir olmadan fikir sahibi olabilmekle, doğru çizgimizi koruyabiliriz… Başkalarına ait fikirlerin, basmakalıp fikirlerin mahkûmu/esiri olmamak, ancak böyle mümkün… “Türk insanının en büyük noksanı siyasî düşünceye gözlerini kapamış olmasıdır. Bütünü bilmediğimizden ya sloganlara esir olduk, ya ideolojilere köle.” (Cemil Meriç)… Mesele, sahip olduklarımızı, sahip olacaklarımızı irademiz ile kullanabilmekte; bityeniği ararken beyin ve gönlümüzle hareket edebilmekte ve her bir şeyi yerli yerine koyabilmekte, kilit taşını yerine oturtabilmekte…
Bityeniği olan hâller nasıl mı anlaşılır? Yolsuzluklara bakılarak… Yolsuzluklar… Yolsuzluğu en güzel anlatan söz: “Selam verdim rüşvet değildir deyu almadılar.” (Fuzûlî, 1495-1556 –gerçek adı Mehmed bin Süleyman)… Fuzûlî, Osmanlı sarayının hizmetine girmiş ve padişaha kasideler sunmuş; bürokrasiyi, rüşvetçiliği ve yozlaşmayı yeren kâfiyeli nesir tarzında ‘Şikâyetnâme’yi yazmış… ‘Rüşvet’ vb. konuları akıllıca dillendirmiş… Bunlar, her ortamda, her zamanda ve her koşulda, toplumu çürümeye mâruz kılan iş ve işlemler… Rüşvet… Toplumda belirli işlerin yapılmasını kolaylaştıran bir yol… Rant kollama… Devlet tarafından bazı piyasalara girişte koyulan kısıtlamaların belirli bir zümre tarafından kendi lehlerine olacak şekilde ve kâr elde etmek amacıyla aşılması girişimi… Nepotizm… Yakınlarını, akrabalarını kayırma… Patronaj… Politikacıların araya girmesiyle rekabetin aşındırılarak ihalelerin, istenilen taraf ya da taraflara yönlendirilmesi… Logrolling… Bazı milletvekillerinin belli bir konuda mecliste alınmasını istedikleri karar için diğer milletvekillerinin olumlu oy vermeleri karşılığında, karşı grubun talep ettiği bir karar ile ilgili olarak da aynı şekilde olumlu bir tavır sergileyip tarafların oylarını birbirlerini destekleyecek şekilde kullanmaları…
Ateş olsak, cirmimiz (cüssemiz, hacmimiz, gövdemiz, ebadımız, çapımız) kadar yer yakarız, sahibi olduğumuz mal-mülk-servet-makam kudreti kadar değil! Cürmümüz (suçumuz, kabahatimiz, kusurumuz, hatamız, yanlışımız) ne olursa olsun, insan olabiliyorsak, yeni ve temiz başlangıçlar yapabiliriz… Yeter ki, bityeniği olan iş ve işlemlerden uzak durabilelim… Selam, sevgi ve saygılarımla.