Cumhuriyet Caddesi’nde yürürken, demir yığınlarının arasına gömülmüş bir zamanın nefesi çarpıyor yüzüme. Eskiden tahılın, unun, yağın kokusu karışırmış bu sokaklara, şimdi ise egzoz dumanlarının kokusu burnumuzdan akciğerlerimize kadar ulaşıyor. Bir zamanlar tüccarların telaşıyla dolup taşan Kapan Hanı’nın kapısı hâlâ dimdik ayakta, ama ardındaki dünya çoktan sessizleşmiştir. Demir yığınlarının gölgesinde, koca bir hanın kalbi atmayı çoktan bırakmıştır.
Evliya Çelebi “kale gibi sağlam” demiş burası için; iki katlı, iki yüz odalı, avlusunda fıskiyeli havuz, altında mescidi olan bu güzel yapı bir zamanlar atların kişnediği, posta sürücülerinin dinlendiği, dükkanların kepenkleri sabah güneşinin süzülen ışıltılı kollarıyla açıldığı bu yeri bir dönem Celali isyanları yakmış, yangınlar kavurmuş, ama han yeniden küllerinden doğmuştur. Ta ki 1953’e kadar...
Şimdi sadece bir kapı kaldı elimizde; üstünde sülüs harflerle yazılmış bir kitabe, hâlâ “Her yıl bize ömür eyle” diye dua eder gibi. Taşlar konuşuyor aslında, yeter ki dinlemeyi bilelim. Kim bilir, belki bir gün yeniden ticaretin, kültürün, sohbetin kalbi olur burası. Arabaların yerine insanların ayak sesleri, tarihin içinde yankılanır.
Mimari Yapısı
Evliya Çelebi Seyahatnamesi eserine göre İki katlı ve 200 odalı gösterişli, büyük bir
yapıydı. Avlusunda büyük fıskiyeli havuz bulunuyordu. Hanın içinde bir mescit, mescidin
altında çeşme, ahır ve abdesthane mevcuttu. 20 dükkân hanın bitişiğinde yer almaktaydı.
Yapının kuzey ve batı yönlerinden yollar geçmekteydi, doğusunda özel mülkler
bulunmaktaydı. Kesme taş kullanılarak inşa edilmiş demir kemerli kapı girişi
bulunuyordu. Giriş kapısı üzerinde lacivert ve beyaz mermer üzerine yazılmış bir kitabe
bulunmaktaydı. Evliya Çelebi, Hanın kale gibi sağlam yapısı olduğunu eserine yazmıştır.
1608 yılında Celali isyanlarında büyük zarar görmüş, ardından onarılmış ve 1742
yılında yeniden düzenlenmiştir. 1754'teki yangının ardından 1770 yılında tekrar
onarılmıştır. 1953 yılında yıkılmış ve yerine Vakıf Apartmanı inşa edilmiştir. Günümüzde,
1991 yılında yapılan yeni bir kapan binası, otopark ve ticari alan olarak kullanılmaktadır.
Kapan Hanı’nın Tarihi
Kapan Hanı, Kütahya'nın Cumhuriyet Caddesi'nde, eski Kapanaltı veya Tahıl Pazarı olarak bilinen bölgede yer alan 14.yüzyılda inşa edilmiş tarihi bir handır. 1505-1511 yılları arasında Anadolu Beylerbeyi Karagöz Ahmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. "Kapan" kelimesi, büyük terazi veya kantar anlamına gelen Arapça "kabbân" kelimesinden türemiştir. Birçok kaynakta Kapan Hanı’nın adı Menzilhane olarak geçmektedir. Bunun sebebi, posta hizmetlerinde kullanılan atların bulunduğu, posta sürücülerinin dinlenip at değiştirdikleri, ahşap veya kerpiçten yapılmış odaları olan yere Menzilhane denildiğinden dolayı adı bu şekilde birçok kaynakta geçmektedir.
Kapan Hanının Kitabesi;
Günümüze sadece Kapan Hanının giriş kapısı ayakta durabilmiş, geri kalan kısımları ise yıkılmıştır. Hanın kapısının üstünde bir kitabe bulunmaktadır. Bu kitabe 4 mısradan oluşan manzum bir kitabedir. Kitabenin tulü (boyu) 1 metre ve arzı (enlemi) 63 santimetredir.
Binâ-yı dilgüşâ kim buldı ikmal
İlâhi eylegil mamur her sâl
Ânun hakkında geldi işbu tarih
Ki daim sahibeş der İzz-u ikbâl (Hicri 849)
Günümüz Türkçesi;
Gönül ferahlatan bu yapıyı kim tamamladıysa,
Ey Allah’ım, onu her yıl mamur eyle!
Onun hakkında bu tarih yazıldı:
Sahibine daima izzet ve ikbal (şeref ve mutluluk) olsun.
Tarihî yapılar yalnızca mimari varlıklar değil, şehirlerin kültürel hafızasının da taşıyıcılarıdır. Ancak bu hafızanın kimi zaman ihmal edilerek unutulduğu, hatta yok sayıldığı vakidir. Kütahya’nın ticari ve sosyal hayatında asırlarca önemli bir merkez olan Kapan Hanı, ne yazık ki günümüzde bu ihmale uğramış yapılardan biridir. Kütahya da ticaretin kalbi olarak bilinen yer bugün ise hanın bulunduğu alan, bir otopark olarak kullanılmaktadır. Kapan Hanı’nın, otopark olmaktan çıkarılarak yeniden ticaret ve kültür hayatına kazandırılması, yalnızca bir binanın değil, bir şehrin ruhunun ihyası anlamına gelecektir. Tarihî mekânların yok oluşuna seyirci kalmak yerine, onları modern hayatla uyumlu hâle getirmek; geçmişin değerlerini koruyarak geleceğe taşımak, bugünün şehircilik anlayışına yön verecek en önemli adımlardan biri olacaktır. Bu bağlamda Kapan Hanı’nın yeniden işlevlendirilmesi, Kütahya’nın kültürel mirasına sahip çıkmanın ötesinde, şehrin sosyoekonomik gelişimine de katkı sağlayacaktır. Restore edilip kültürel ve ticari bir merkez hâline getirilecek bir han; sergilere, sanat atölyelerine, el işi pazarlarına, kitap fuarlarına ve musiki dinletilerine ev sahipliği yapabilir. Böyle bir düzenleme, hem kent sakinlerine hem de ziyaretçilere, tarihle iç içe bir sosyal yaşam alanı sunacaktır. Yapılacak bu tür bir ihya çalışması, yalnızca geçmişin izlerini korumakla kalmayacak, aynı zamanda şehrin turizm potansiyelini de güçlendirecektir.
KAYNAKÇA:
Evliya Çelebi, Seyahatnâme, İstanbul 1928-38.
İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Kütahya Şehri, İstanbul 1932.
Erden, K. N. (2022). GENEL HATLARIYLA KÜTAHYA’NIN TİCARİ YAPILARINDAN TARİHİ
KAPAN HANI. Kapanaltı Dergisi(1), 1-9.
KAPAN HANI (MENZİLHANE)
Hayrunnisa Aşiroğlu
Yorumlar