Kütahya milletvekillerinin tanınırlığını araştırmak için dün bir sokak röportajı yaptık. Ekibimiz, “Kütahya milletvekillerini tanıyor musunuz” diye sordu. Aldığımız cevaplara göre en çok tanınan MHP Kütahya Milletvekili Ahmet Erbaş, SP Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap ve AK Parti Kütahya Milletvekili Adil Biçer tanınırlığı olan vekiller. Ancak Erbaş, açık ara önde.

Bir seçmen AK Partili olduğu halde milletvekillerinin kim olduğunu bilmediğini söylerken, bir seçmen teyzemiz de “Ben bilmem, eşim bilir” cevabı verdi. Vekillerin tanınmıyor oluşu ayrı bir garabet, halkın vekilleri tanımadan oy vermiş olması da ayrı bir garabet. Yazık oluyor Kütahya’ya…

HALKTAN KOPUK OLMAK SEÇİM KAYBETTİRİR

Aynı röportajın içinde bir vatandaşın söyledikleri, gerçeği herkesin yüzüne vurdu. Vatandaş, “Halktan kopuk oldukları için belediyeyi CHP’ye kaptırdılar” dedi. Halkın içine çıkmanın ne denli önemli olduğunu bir kez daha anlatıyordu halk. Bakın, seçimlere normal süre olarak 4,5 yıl var daha. Bu zaman zarfında, lüksten ve şatafattan uzak olarak halkın arasına karışın beyler. Vekil sayısı da artık 5’ten 4’e düştü. Onun için seçilme kaygınız bir kat daha fazla olacaktır…

DÜNKÜ YAZIMA EN UFAK BİR CEVAP YOK!

Başta Kütahya Valisi Musa Işın olmak üzere Karayolları 14. Bölge Müdürlüğü ve Karayolları 145. Şube Şefliği yetkililerini göreve davet etmiştim dün. Demiştim ki “Kütahya’da daha kaç kişi ölsün?” Çevre yollarında yaya geçidi var ve insanlar karşıdan karşıya geçerken ölüyor, yaralanıyor. Buraya acilen üst geçit lazım. Çevre yolundaki refüjlerin dikenli telle kapatılması lazım. Aksi taktirde burada insanlar ölmeye devam edecekler. Yazımdan hiç kimse üstüne alınmamış olacak ki en ufak bir kıpırdanma yok. Bir daha söylüyorum; bu çevre yolu üzerindeki yaya ölümleri ve yaralanmalarının vebali üzerinize olacaktır. Lütfen buraya bir çare bulun. Buna çare bulunana dek yazmaya devam edeceğim…

VEFASIZ İNSANLAR ÜZERİNE

İnsan ilişkilerinin temeli güven, sadakat ve bağlılıktır. Ancak, vefasızlık bu temelleri sarsan bir olgudur. Vefa, zor zamanlarda yanımızda duran, sözlerine sadık kalan ve bizi unutmayandır. Vefasız insanlar ise, genellikle çıkarları doğrultusunda yanımızda olur; fakat bir zaman sonra, biz ihtiyaç duyduğumuzda ortadan kaybolurlar.

Vefasızlık, çoğu zaman küçük ihmallerle başlar. Birine değer vermek, sadece fiziksel değil, duygusal olarak da yanında olmaktır. Birinin zor anlarında yalnız bırakmak, güveni sarsar ve vefa eksikliği doğurur. Vefasız insanlar, bazen dışarıdan pürüzsüz ve başarılı görünseler de gerçek dostluk ve sağlam ilişkilerdeki değeri zamanla kaybederler.

Ancak bu, sadece başkalarını suçlamakla çözülemez. Biz de kendimize soralım: Gerçekten sadık mıyız? Karşımızdaki insanlara değer veriyor muyuz? Vefa, karşılıklı bir anlayış ve çaba gerektirir. Vefasızlık, nihayetinde sadece bir kişiyi değil, ruhumuzu da boş bırakır.

Vefa duygusunu kaybetmek, insanı yalnızlaştırır. Gerçek dostluklar, sadakat ve güvenle beslenir. Bu duyguları yaşamak hem kendimize hem de başkalarına yapılacak en değerli iyiliktir…

Sevgiyle kalın…

TEBESSÜM

Öğretmen öğrencilerine; eğer büyük bir firmanın müdürü olurlarsa ne yapacakları konusunda bir kompozisyon yazmalarını ister.

Öğrenciler tüm dikkat ve ciddiyetlerini takınarak yazmaya başlarlar. Ancak aralarından biri yazmaz.

Öğretmen fark edince sorar;

– Neden yazmıyorsun evladım?

Öğrenci cevap verir.

– Sekreterimi bekliyorum.

GÜZEL CÜMLELER

Seni kaybetmekten korkmayacak insanlar için çabalaman, boşunadır.